Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 12 Temmuz 2016
Necati KAVLAK
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Açık Mektup
Bu mektup, Türk Analarına, Cumhuriyetin kutlu kadınlarına, Türk Gençliğine, göğsünü gere gere Ne Mutlu Türküm Diyebilen Cumhuriyet ve Vatan sevdalıları için kaleme alındı.

İçimden, çığlık çığlığa yükselen ses, isterseniz başarırsınız diyor. Onun için bu mektubu derin bir ümit ve şevkle yazdım.

Bütün ümidim sizsiniz!

Siz, kendinize, cumhuriyetin kazandırdıklarına, sahip çıkmazsanız;  korkarım ki tarih geçmişe akacak.

Mustafa Kemal'in yaktığı meşale, karanlığı aydınlatmaya yetmeyecek, sönecek.

Aydınlık geleceğe doğru akan ırmak, mecrasından karanlık kirli dehlizlere sapacak.

Muasır medeniyete doğru yelken açan kutlu gemi, rota değiştirecek ve Cahiliye dönemine hızla dümen kıracak.

Cahiliye dönemi demişken küçük bir not düşmeliyim.

Kara taşların susuzluktan kuruduğu, yalnız Cehaletin yeşerdiği, kızların diri diri kumlara gömüldüğü cahiliye devri topraklardan kısa süre önce döndüm.

O topraklarda, sokakta kadının adı yok!

Kara çarşafın arkasına saklanmış, yüzüne siyah peçe örtmüş, üstüne bir de siyah renkli gözlük takmış, Gün ışığına hasret analar bacılar kızlar var.

Bilmem farkında mısınız?

 Cumhuriyet gemisinin dümenini ele geçirenler, dümeni ha bire bu karanlık sulara doğru kırıyorlar.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yer altı tren ve tramvay duraklarında yaptırdığı "İstanbul'da metro ve tramvaylarda kadınlara özel vagon olmasını ister misiniz?'  anketi iktidarın kadına hangi pencereden baktığının açık seçik göstergesi.

 'Bizde imam hatip liseleri olduğu İçin canlı bombalı eylem olmuyor' cümlesini kuran zatta Türkiye Cumhuriyetinin Diyanet İşleri Başkanı Görmez.

Sahi bizde canlı bombalı eylem yok mu?

Din adamı yalan söyler mi, ya da söylemeli mi?

Ankara'da, İstanbul'da, Gaziantep'te onlarca cana kast eden canlı bombalar bu toprakların çocukları değil mi?

Yaşar Nuri Hocanın ifadesi ile Milleti Allah ile aldatarak, din kisvesi altında siyasi emellerine adım adım yol alıyorlar.

Türk milletinin en kutsal değerlerini öne çıkartarak, o değerlere sahip çıkma iddiası ile milleti yönetmeye talip olan düşünce; iktidarı eline geçirince,  hedef tahtasına ilk önce 'CUMHURİYET'  rejimini astı.

Hedefte Türk Milletini Millet Yapan Anayasanın vazgeçilmez ilk üç maddesi var.

Gelin Hedef tahtasına asılan Anayasanın ilk üç maddesine bir de birlikte göz gezdirelim.

 'MADDE 1. - Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
MADDE 2. - Türkiye Cumhuriyeti  toplumun huzuru  millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde  insan haklarına saygılı  Atatürk milliyetçiliğine bağlı  başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan  demokratik  lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
MADDE 3. - Türkiye Devleti  ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı  şekli kanununda belirtilen  beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı 'İstiklal Marşı'dır.
Başkenti Ankara'dır.'


Savaş açılan bu maddeler kimin neresine batıyor?

Her gün, her saat başı çaptan düşmüş, küçük silahlarla; durmadan ateş ediyorlar ki milletin aklı karışsın, karışsın da onlar hedefine emin adımlarla yürüsün.

Yerine ne koyacaklarını biliyor musunuz?

Yalnız karanlığı, çünkü paraya tapanlar ışıktan korkuyor, karanlığı seviyor...

Hâlbuki İnandığımız Yüce kitabız KUR'AN bir nur, bir ışık! Kuranda hırsızlık yok, yolsuzluk yok, haksız kazanca ruhsatta yok!

Peygamberimiz Hz Muhammed'in Mekke'deki yaşadığı mekânı yerinde gördüm. Hz Muhammed'in dede mirası mekânı şimdi sadece inanç turizmine ev sahipliği yapıyor.

Allah'ın Habibi bile mekânını alıp ahrete götürmemiş. O şimdi devesi Kasva'nın Medine'de ilk çöktüğü yeşil Kubbenin altındaki Ravzasında ziyaretçileri ile muhabbet hailinde.

Her gün azar azar, Cumhuriyetin altını oyanlara sormak hakkımız değil mi?  

Kendileri ölümsüz mü ki denizde filo, kıyıda yalı ve de makam mevki Saray heves ve hevâsı ile yana yana kül oluyorlar?

Tarih şahittir ki, diline, milli kimliğine, örfüne, âdetine, geleneklerine sahip çıkmayan milletleri yık olmaktan, tarihten silinip gitmekten hiç kimse kurtaramamış.

Yok, olmak istemiyorsak: Ensar Vakfı'na bağlı evlerde tecavüze uğrayan çocuk sessizliğinden kurulmalı, kimsenin öpmesine izin vermeyeceğimizi haykırabilmeliyiz.

Türk'ün cefakâr Anaları, Cumhuriyetin Vefalı kadınları, Cumhuriyeti Emanet alan aziz Türk Gençleri ve de göz göre göre kimliği yok sayılan 'Ne Mutlu Türküm Diyen'  oğuz soyu!

Senin seçtiğin TBMM'deki vekilin senin Milli bayramını unutturmak için Yine 23 Nisan Eğemenlik ve Çocuk Bayramı resepsiyonunu iptal etmiş!

Milli bayramının unutturulmasına sessiz mi kalacaksın? Yoksa onlara inat çocukla çocuk olup kutlayacak mısın?

İşte bu duyguların seli için de 23 Nisan egemenlik ve çocuk bayramınızı, yürekten kutluyorum

 


   
2016-04-18
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları