Kur'an'a göre eşcinsellik, homoseksüellik (gay ve lezbiyen) ilişkisi insan ahlakına aykırıdır. Allah'ın insanlara yaptığı bu uyarı incil ve tevratta yazdığı gibi, peygamberler tarafındanda şiddetle men edilmiştir. Toplum ahlakı, aile yapısı ve insan ilişkisi açısından son derece tehlikeli görülmüştür. Çünkü eşcinsellik bunun bir yönüdür, içeriğinde ise ahlakı ve aileyi tamamen ortadan kaldırma, ensest ilişki, tecavüzü normal görme ve ahlaklı olmayı zayıflık olarak görme eğilimi yatmaktadır. 

 

Bazı insanlar hayvanlarında eşcinsel davranışlar sergilediğini ileri sürerek bu durumun normal olduğu gibi çok hatalı bir bakış açısı geliştirmiştir. Bu kişiler genellikle dinden uzak ateist çevrelerdir. Çünkü ateizmde içgüdüsel davranışların kontrol edilmesi söylenmez tam aksine evrim teorisine inandıkları için hayvanlar gibi iç güdülerinin sesini dinleyerek, ahlakı tanımamaları, kendilerini sınırlandırmamaları dolayısıyla ancak bu şekilde mutlu bir hayat sürecekleri yalanı telkin edilir. Hayvanlarda kendi yavrusu öldürme, terketme, dileği türüne ortalık yerde tecavüz etme gibi davranışlarıda vardır. Bu durumda onların yaptığını yapacak değiliz. Ahlak olgusu insanlarda vardır, bu düşünce akıldan sonra insanı hayvanlardan ayıran en önemli özelliktir.  Bu kişilerin başında ünlü ateist psikolog Freud gelir. Freud materyalist bir kişiliğe sahiptir, ruha inanmadığı gibi, dinlere de öfkeyle karşı olan birisidir. Freud'a göre insanın tüm sorunlarının, mutsuzluğunun tek nedeni cinsel dürtülerini sınırladırmasıyla alakalıydı. Oysa günümüz bilimi bu iddiayı tamamen geçersiz kılmıştır. İnsanı mutlu eden asıl etkinin Allah inancı olduğunu ispatlamıştır.

 

Hiçbir insan eşcinselolarak doğmaz. Allah insanı bir erkek ve bir kadından yarattığını, arası bir varlık yaratmadığını bildirmiştir. Bu nedenle genetik veya doğuştan gelen bir cinsel dürtü iddiası ateistlerin inançlarını din karşısında haklı çıkarma çabalarıdır. Eşcinsellik tek anlatımla tanımlanacak olursa, normal ilişki olan, kadın erkek ilişkisinde sınırı aşmak demektir. Allah ayetlerinde bu sınırdan bahsetmektedir ve bu sınırın aşılmasını sapıklık olarak değerlendirmektedir. 

 

İnsan cinsel arzularının esiri olup her türlü cinsel birleşmeyi yapmak için veya yeni sapkın cinsel istekler arzuladığı için eşcinselliğe yönelmektedir. Çünkü kadın veya erkek ilişkisi artık onu tatmin etmememiş ve normal ilişkiden sıkılmıştır. Medyada gördüğü eşcinsel içeriklerle veya bu tür filmlerle bu arzusunu arttırmış bir nevi güç ve destek almıştır. Böylelikle eşcinselliğe fikren kendini hazırlamakta ve gitgide bu durumu normal görmeye başlamaktadır.

 

Kur'an'da eşcinsel ilişkinin yasak olduğu yazılıdır ve İbrahim As zamanında yaşayan, Lüt As zamanında da eşcinsel bir kavmin yok edildiği bildirilmiştir. 2000 sene önce, İtalya'nın Pompei kasabası da eşcinsel ve sapkın ilişkileri nedeniyle Allah tarafından yok edilmiş bir toplumdur.

 

Siz insanlardan (cinsel arzuyla) erkeklere mi gidiyorsunuz? Rabbinizin sizler için yaratmış bulunduğu eşlerinizi bırakıyorsunuz. Hayır, siz sınırı çiğneyen bir kavimsiniz... (Şuara Suresi, 160-168)

 

Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi. Anında (yurtlarının) üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş taş yağdırdık. Elbette bunda 'derin bir kavrayışa sahip olanlar' için gerçekten ayetler vardır. O (şehir de) gerçekten bir yol üstünde (hâlâ) durmaktadır. (Hicr Suresi, 73-76)

 

Böylece emrimiz geldiği zaman, üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdık; Rabbinin katında 'belli bir biçime sokulmuş, damgalanmış' olarak. Bunlar zalimlerden uzak değildir. (Hud Suresi, 82-83)