Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 24 Mayıs 2016
Kerim BAYDAK
Kerim BAYDAK kimdir?
Kerim BAYDAK 01.01.1961 ADIYAMAN doğumlu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakultesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. Adıyaman’da Yenigün gazetesi ve akabinde, Güne Bakış, şu anda da Adıyaman da Yeniyol adlı gazetede günlük olmak üzere çeşitli internet sitelerinde köşe yazıları yazmakta ve şiirleri yayınlanmaktadır. Kerim BAYDAK’ın yayınlanmış eserleri: 1 - OTUZA KADAR – Roman - 2004 - Avcı Ofset ve Matbaacılık 2 - ENTERESAN KÖYÜN ENTERESAN HİKÂYELERİ – Hikâye - 2006 - Gündüz Yayınları (Sabit İNCE ödülleri 2008 Hikâye dalında 1. Mansiyon ) 3 - AĞLAMA GÜLÜM – Şiir - 2007 - Gündüz yayınları 4 - ACIYIN BANA - Şiir – 2011 - Enzim Ajans 5 - ASLAN HÜSAYİN – Biyografi – 2012 - İz Ajans Yayıncılık 6 – Gecenin İçinden Güneşin Doğuşu ( Nemrut Dağı)-Şiir- 2012- Adıyaman Belediyesi Kültür Yayınları
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Ahan da vallahi arıyor!
Her sabah, yeni bir geleceğe uyanır insan.

Her sabah, yeni bir insan olarak hayata başlar insan.

Her sabah, evden çıkarken, aynaya bakmayan yoktur.

Boyuna, endamına bir göz atarken; 'acaba, neydim, ne oldum, neredeydim, nerelere geldim ve ne olacağım?' diye, kendimize sorular sorduk mu hiç?

***

İstenince olmayacak, yapılmayacak/yapılmayacak iş yoktur.

Yeter ki, ortak akıl, zamanlı ve planlı bir çalışma, istişare, beyin fırtınası yapılsın.

Kasıt, ihmal, dengesiz, zamansız kararlarda, iftira ve karalamalarda başarısızlık...

Marifet, cesaret, sadık, sağlam, dürüstlükte ve süreklilikte başarı vardır.

***

Geçenlerde bir mekânda oturuyorduk. Sağımız da, solumuzda, genç, yaşlı oturanlar var.

Birinin cep telefonu çaldı, ' ahan da vallahi arıyor!' diyerek, hemen ayağa kalktı, önünü ilikledi ve 'Buyurun Şeyhim, emrinizi söyleyin!' dedi.

Derken başka birinin cep telefonu çaldı. O da ayağa kalkarak, ceketin düğmelerini ilikleyerek; 'Buyurun....!' dedi.

Şaşırıp kaldık. Tabi şaşırırken de aynı zamanda gülüştük.

'Acaba, korkudan mı, yoksa saygıdan mı önünü ilikledi ve ayakta hazır ola geçti?'

Bir türlü karar veremedik.

Peki, korkudan mı, yağcılık yapmaktan mı,  yoksa saygıdan mı olduğu nasıl anlaşılacak!

Çok ilginç, manidar, düşündürücü bir durum ve tavır ya!

Memleketim insanından, işte ibretlik vakalar!

***

Bazen bazılarını sevmek zorunda değilsiniz.

Bazılarını seviyorsanız da, sevginizi esirgemek zorunda değilsiniz.

Sevgide, cimrilik ve nefrette bonkörlük yapamazsınız, bu elinizde olan bir şey değildir.

O yüzden sevgi de, nefret de kişiden kişiye değişir.

Kişiden kişiye göre, ham farklıdır, hem de özeldir.

***

Arap baharıyla, istenilen bahar vaat edilen bahar getirilemeyince Ve Suriye de kısmen olsa kabul edilmiş görünen ateşkes, silah tüccarlarını ve küresel güç baronlarını yeterince memnun etmemiş olmalı ki; rotayı Kafkaslara çevirdiler.  Azerbaycan ve Ermenistan savaşı yeniden hortlatılmaya ve kabuk bağlamış yaralar yeniden kanatılmaya başlandı.

Hem ABD, hem de Rusya tarafından önemli bir durak olan Ermenistan; kışkırtılarak yeniden Azerbaycan'la bir silah meydanına dönüştürülmeye çalışılıyor. Ancak bu defa her şey farklı olacaktır.

Biraz daha dikkatli olmaları ve kendilerine çeki düzen vermeleri gerekir. Hiç bir şey eskisi gibi değil.

***

Ne Azerbaycan eskisi gibi, ne de Ermenistan!..

Halim selim durumda olan iki devlet, kendi haline bırakılsalar, hiç şey olmayacak ve bu işgale son verecekler; ama rahat, kendi hallerine bırakılmıyorlar.

***

Arkadaşım anlatıyor, 'Artık durup dururken, her an başımıza ne/nasıl bir olay gelecek diye panik ataklar yaşamaya başladık. Yolda giderken bir an da yağmur gibi boşanıveriyor gözyaşlarımız, tutamıyoruz gözlerimizden akan o damlaları...

Hepimizin il dışında Türkiye'nin muhtemel yerlerinde okuyan, çalışan, bir şekilde ikamet eden çocuklarımız, sevdiklerimiz, akrabalarımız, arkadaşlarımız ve dostlarımız var. Onlara için endişeleniyoruz.

 Çoğu zaman kentimizden geçtik, artık onları dert ediniyoruz kendimize. Aman ha şuraya gitmeyiniz şurada fazla beklemeyin, kalabalıklara fazla girmeyin, işiniz biterse doğruca eve gidin, gece dışarı çıkmayın, arkadaşlarınızda fazla oyalanmayın...'

***

Zıvanadan çıkarak, bombalama eylemleriyle, katliamlarla, tehditlerle, bu milleti yıldırmaya, parçalamaya, yok etmeye,  ümitsizliğe ve çaresizliğe duçar etmeye çalışıyorlar. Bu millet asla yılmaz ve ümitsizliğe düşmez.

'Hain içerden olunca, kapı kilit utmaz' sözü gereği, ailemizin içindeki hainleri ve yaramaz çocukları rehabilite ettiğimiz ve toplumsal düzene uymalarını sağladığımız zaman,  bu iş kendiliğinden hal olacaktır.

Kerim BAYDAK

[email protected]



   
2016-05-06
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları