Ahmet LAZ
|
|||
![]() 1956 da Kilis'te doğdum. İlk orta ve lise eğitimimi Kilis'te, Lisans eğitimimi de Hacettepe Ünv. Matematik mezunu olarak Ankara'da tamamladım. Afşin/Elbistan termik santral montajında planlamacı, Türkiye Diyanet Vakfında Bilgi İşlem Müdürü, Kendi işimde ise yönetici olarak Bilgisayar ve Yazarkasa sektöründe çalıştım. Emeklilik hayatımı Kilis'te yaşıyorum. Yerel Kilisinsesi gazetesinde ( www.kilisinsesi.com.tr ) yazıyorum. Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Bu şehri terkedenler | |||
![]() Son onbeş gün içinde yaşadıklarımızı, 40 yıl önceden, yani bu kitabı alıp da okuduğum günlerde tahmin bile edemez, bu durum Kilis'te de ayniyle yaşanacak deseler, asla inanamazdım. 2016 yılı Ocak ayından itibaren şehrimize düşen roketler hepimizi bunalttı. Bazen ideolojik, bazen istismarcı, bazen provakatif, bazen de sesimizi duyurabilmek için iyi niyetlerle çeşitli eylemlerde bulunduk. Kilis dışında yaşamlarını sürdüren hemşerilerimiz, akraba ve arkadaşlarımız bizim için endişelendiler. Hatta sesimizi duyurabilmek için onlar da ellerinden geleni yaptılar. GS-BJK maçının 79. dakikasında sahaya fırlayıp, tişörtündeki yazıyı tüm Türkiye'ye duyuran gencimizi unutabilir miyiz? Bu mücadeleci insanlarımız yanında, roketlerin sıklaşmasıyla birlikte bazılarımız, şehrimizi hızla terk ettiler. Hatta dışarıda yaşayan bazı dost sandıklarımız, büyük zannettiklerimiz de, en ufak bir ilgi dahi göstermediler. Patlamalardan etkilenen çocuklarımızın ve bayan kardeşlerimizin, daha güvenli yerlere götürülmesine bir şey diyemeyiz. Hatta kendi halinde yaşayanların da şehri kısa süreli terk etmelerine söz söylemeyelim. Ya çeşitli sivil toplum örgütlerinde yönetim kurulu üyeliği, başkanlığı kovalayanlara ne demeli? Kilis'te yaşamak, ‘Mavi Marmara' eylemine fiilen iştirak etmekten daha mı tehlikeliydi? Anlamak mümkün değil. Bu durumu samimiyetsizlikle mi, yoksa şov veya menfaatlerle mı açıklamalıyız? Bu gün Gaziantep'e gittiniz. Bir ay sonra, Allah korusun oralarda da patlamalar olursa Kahramanmaraş'a, 2 ay sonra da Kayseri'ye, Yozgat'a mı gidecektiniz? Ya ondan sonra? Bir de şehir dışında yaşayıp, Kilis için sürekli yazılı ve sözlü ahkâm kesenler vardı. Ulusal gazetelerdeki köşelerinde, Kilis'i, Kilisliyi karalayan, Belediye Başkanımıza hakaretler edip valimizi göklere çıkaran Hıncal Uluç, neredesiniz? Haydi Başkanımızı aramaya yüzünüz yok. Hiç olmazsa Valimizi arayıp bir başsağlığı veya ‘geçmiş olsun' dileklerinizi ilettiniz mi? Kilis'in sesini duyurmayı neden düşünmediniz? Yazarlığınızı, bir de feryadımızı duyurmak için kullansaydınız ya. Böyük gazetenin hödük yazarı! Bir de sözüm ona Kilis sevdalısı sanatçılarımız vardı bizim. Hani Kilis'e girerken gözleri yaşaran, derin derin Kilis havasını soluyan, ayrılırken hüzünlenen böyük sanatçımız bestekâr Prof. Alaaddin Yavaşça ve diğerleri. Nerelerdesiniz? Sevdiğinizi söylediğiniz Kilis'te roketler patladı. Masumlar hayatlarını kaybetti. Evler yollar harabeye döndü. Bu şartlarda vali konağında ağırlanamayacağınızdan mı endişe ettiniz? Sizin, dostlarına bile vefa gösteremeyen, ‘iyi gün dostu' olduğunuzu artık iyice anladık. Şimdi niye merak edesiniz ki? Kilis'in başına gelen bu sıkıntılı durumda, sesini duyurmak için hiç mi elinizden bir şey gelmezdi? Bankalarımız memur yokluğundan kepenkleri kapattılar. Okullarımızda öğretmenler şehir dışında soluğu aldılar. Hastane ve sağlık ocaklarında doktorlar ve yardımcı personel, şehri hızla terk ettiler. Gemi su almaya başladığında ambarı ilk terk edenler fareler olurmuş. Böyle davrananlar, gerekli karşılığı alacaklar mı? Yoksa terfi mi edecekler? İzleyip göreceğiz. Önceki gün Kilis 7 Aralık Üniversitesinin 2016 yılı ‘Mezuniyet Törenine' katıldım. Törende Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Güvenç, çok güzel bir konuşma yaptı. Konuşmasında, her şeye rağmen Kilis'ten ayrılmayan üç öğrenci ile yaptığı görüşmeden bahsetti. ‘Neden Kilis'i terk etmediniz?' diye sorduğunda, ‘ölüm geldiğinde, bizi her yerde bulur' diyen öğrencilerin imanına hayran oldum. Rektörümüz onları ‘kahramanlar' olarak ilan etmekte ne kadar haklıydı. Tebrik ediyor, tanımadığım bu gençlerle ben de gurur duyuyorum. Bunca korkağa inat, iyi ki sizler varsınız. Bu topraklarda, geçmişimiz yaşadı. Şimdi de aynı topraklarda istirahat ediyorlar. Bizler de ne bu toprakları, ne de geçmişimizi terk edemeyiz. Bu karanlık gecelerden sonra doğacak güneşi sabırla bekleyeceğiz. Barış ve mutluluk içinde kalın sağlıkla... Ahmet Laz [email protected] |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2016-05-13 | |||
|
|||