Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 29 Haziran 2016
Fevzi GÜNENÇ
Fevzi GÜNENÇ kimdir?
1940 yılının şıra zamanında, 1 Eylül Dünya Barış Gününde Gaziantep’te doğmuşum. Öğretmenlik, metin yazarlığı, tiyatro oyunculuğu, gazetecilik, öykücülük yaptım. Sayısı 50’yi aşan sahne için çocuk oyunu, bir o kadar radyo oyunu, çocuk romanları, yüzlerce çocuk öyküsü, çocuk şiirleri yazdım. İlgi alanım çocuk edebiyatı. Ama toplumsal olaylara da duyarsız kalamadığım için sıklıkla köşe yazıları yazıyorum. Erişkinler için yazdığım edebi yapıtlarım da var. Bu bağlamda 1991 yılında Orhan Kemal Öykü Ödülü birinciliğini kazandım. Ödüller aldım bir yığın... Ulusal bir gazeteden Emekli oldum. İki çocuğum var. Ayıp olur öbürlerini saymazsam: kendileri için yazdıklarım da çocuklarım değil mi? Dünyanın dört bir bucağındaki sarı, kara, beyaz, kızıl derili olan kimileri kurşunlardan, bombalardan, kimileri açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktan ölen düşlerinde bile gülemeyen, daha yaşamanın ne olduğunu anlamadan, ölen çocuklar öldüklerini bile bilemeyen çocuklar benim çocuklarım değil mi?
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Çamlıhemşin'de bez bebekler ağlıyor...
1990'lı yıllarda İstanbul'luydum. Bir gün Cağaloğlu yokuşunu çıkarken vitrinin tekinde gördüm onları. Çamlıhemşin gelinleriydi bunlar. Ulusal giysiler içinde, ne kadar da sevimli el yapması bebeklerdi.

Üç çeşidi vardı. Üçünden de aldım. On çeşidi olsa onunu da alırdım. Öylesine çekiciydiler yani. Eve götürdüğümde ne çok sevinmişti eşim. Çocukluğunda belki de hiç bebeği olmayan bir kadının olgun yaşlarda üçüne birden sahip olması çok önemliymiş meğer.

Nereden bilebilirdim ki, yıllar sonra ayağı takunyalı, çember sakallı, çıkarını din üstünden sağlayan birilerinin gelip bu güzelim ülkemizin başına bela olacağını? Şimdi gözlerimin önüne geliyor da, ağladıklarını görür gibi oluyorum o bez bebeklerin.

Doğal olarak canım Çamlıhemşinli bebek yapan ellerini sahibi ninelerimizi, analarımızı, bacılarımızı da çıkarları uğruna çiğneyeceklerini?...

***

'Yeşil Yol Adı Gibi Yeşil Bir Proje midir?' diye başlayan bir ileti yollamış bana, Gaziantep'te doğup Gaziantep'e hasret kalan düşün arkadaşım Gılman. Doğa düşmanı bir hükümet, yurduna yapılabilecek en büyük kötülüğü, sadece yurduna mı, dünyaya da ait olan yeşili yok etmeyi sürdürüyor.

Ülkenin dağı taşı villalar, kaşanler yapmaya elverişliyken, yüzlerce, binlerce, on binlerce ağacımızı katlediyor, ölü ağaçlardan kalan düzlükte açılan geçide de 'yeşil yol' adını takıyor bunlar.

O yeşil yol kendilerini artık cennete mi yoksa cehenneme mi götürür bilemiyoruz.  Sözü daha fazla uzatmadan iletinin içeriğine geçelim.

'Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP) Eylem Planı doğrultusunda Karadeniz Yaylalarının 2600 km'lik bir alanda yolların birbirine bağlanmasını ön geren bir projedir.

Bu öngörüde yeni açılacak yollar ve doğaya verilecek zararın boyutları doğru değerlendirilmemiştir. Yılda geçişi düşünülen araçların egzoz gazından oluşacak çevre kirliliği bile düşünülemez orandadır.

2014 yılında başlayan ve 2018 yılında bitmesi düşünülen 10. Kalkınma planının bir bölümü olarak görünse de adı gibi 'Yeşil' bir proje değildir.

Atalarımızın torunlarınızın bırakmak üzere bize emanet ettikleri mirası olan yaylalarımız "Yeşil Yol" adlı rant uğruna yok olup gidecektir! Gelecek nesillerimize yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için yapılan doğa katliamına dur demeliyiz.

Doğal zenginliklerimizin, kültürel değerlerimizin rant uğruna kayboluşuna dur demeliyiz. Yanlış hazırlanmış projeler ile ülkemizin yeşil alanlarının yok olmasına ve bizlerin gelecek nesillerin oksijen damarlarının kesilmesine dur demeliyiz.

Doğanın tahrip olması geri dönüşü olmayan sonuçların doğal afetlerin meydana gelmesine yol açacaktır. Bunun bir örneğini Hopa ve Artvin' de üzülerek yaşanmış ve birçok vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.

Doğal zenginliklerimizin, kültürel değerlerimizin rant uğruna yok olmaması için, dağlarımızın, yaylalarımızın, derelerimizin, ormanlarımızın, yeşilimizin yok olmaması için 'yesilyoladurde' dik, sesimizi daha yüksek çıkarabilmek için sizlerin daha fazla desteğine ihtiyacımız var.

Hep birlikte 'yesilyoladurde'meliyiz. Saygılarımla,

***

Doğu Karadeniz'de sekiz ilin yaylalarını ‘turizmi geliştirme' gerekçesiyle birbirine bağlamayı amaçlayan Yeşil Yol projesine karşı direnişin sürdüğü Rize'nin Ardeşen ve Çamlıhemşin ilçeleri arasındaki Fırtına Vadisi, yeni bir tehlikeyle karşı karşıya.

Bu yaz hız verilen Yeşil Yol projesinin bir ayağının geçtiği Fırtına Vadisi'nde bölge halkı eylemler düzenlemiş, Çamlıhemşin'e bağlı Samistal Yaylası'na getirilen iş makinesinin önüne geçen Rabia Özcan adındaki yaşalı kadın, 'Devlet kimdir? Devlet bizim sayemizde devlettir' sözleriyle kamuoyunun dikkatini projeye çekmişti

Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından korumaya alınması gereken 200 ekolojik bölge arasında gösterilen vadide maden arama ihalesi çıkarıldı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na bağlı Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nce duyurulan 122'inci grup ihale dokümanları listesinde, ülke genelinde 606 bölgede maden arama ve işletme ihalesi duyurularına yer verildi. Rize'de üç ayrı sahada dördüncü grup maden arama ihalesinin yapılacağı duyurulan alanlar arasında, Fırtına Vadisi de bulunuyor.

Ardeşen'in Aşağı Durak ve Hoşdere köyleri ile Çamlıhemşin'in Dikkaya ve Topluca köyleri sırtlarında yer alan maden arama alanı, 2 bin 600 kilometre uzunluğundaki Yeşil Yol güzergahına da yakın bir mesafede yer alıyor.

Yeşil Yol'a karşı çıkan uzmanlar ve bölge halkı, projenin turizmi geliştirmekten ziyade, açılması planlanan maden sahalarına ulaşım sağlamayı amaçladığını savunuyorlardı. Yeşil Yol ile maden araması için ihaleye çıkarılan bölgelerin yakın olması da bu görüşü güçlendirdi.

Davutoğlu ‘Yeşil Yol'un sırrı'nı açıkladı: Doğaya ulaşıp rabbimize şükretmek için..' dedi. Rize Valisi'ne ders gibi cevap: 'İki tane çapulcu ha? Halkım ben halk!' Rabia ninenin sesiydi bu.Mimarlar Odası'ndan Yeşil Yol soruları: Proje yaylacılığı sonlandırmayacak mı? Karadeniz'e hançer ‘Yeşil Yol' tek değil: Mor ve mavi iki rota daha varYeşil Yol inadı' sürerken: Halk, mevcut bozuk yolları kendi elleriyle onardı‘Yeşil Yol'a ‘güzelleme': Doğaya zarar vermeyecek, Parkorman gibi olsun istiyoruz ‘Yeşil Yol'dan direniş notları: Acep gene öter mi Samistal'da, Çamlıhemşin'de bülbüller?‘Çapulcu ha? Halkım ben halk!' diyen ‘Rabia Nine, ‘Ellerinden öperiz''

SUYA DAMLALAR/FEVZİ GÜNENÇ



   
2016-05-14
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları