Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 05 Temmuz 2016
Mehmet Sebih ALTUN
Mehmet Sebih ALTUN kimdir?
1985 Diyarbakır Bismil Doğumlu Olan Yazarımız Bir Çok Yerel Gazete de Ve Haber Sitelerin de Makale ve köşe yazarlığı yaptı. Işıltı gazetesi adında Engelli Bireylerin Sorun Şikayet Ve Dileklerini Dile Getiren Gazetede Yazarlığa başladı.Yazarımız Evli Ve 2 Çocuk Babası
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Çocuklar ve Yaşadıkları Dünya
Çocukların hayal ettiği ve gördükleri dünya düzeni geleceğe olan umutları ve geleceklerine dair her türlü bilinçaltını etkilemektedir.
Komşularımızda ki savaşlarda mağdur olan çocukların, savaştan kaçarken ölüme koşanların onları ne derece etkilediğini anlamamakta zor değil.

Peki bu durum karşısında çocukların dünyaya ne derece sahip çıkacakları ve bozuk dünya düzenine karşı nasıl hareket edecekleri hususunda hangi adımlar atılıyor?
Hep bir kaç klişeleşmiş sözden ibaret mi olacak?
Her bölgede ki çocuğun bilinçaltı; yaşadıkları, ailesinin yaşadıkları, yaşadığı toplumun yaşadıklarıyla dolduğu zaman geleceğe bu anlamda nasıl bir perspektifle bakacağı sorusu her bireyin aklına geliyor mu?
Evet 'çocuklar bizim geleceğimizdir' klişesi bizim şimdiden bilinçaltlarına yerleştirdiğimiz şiddetle nasıl bir geleceğe sahip olacaklarını az çok gözler önüne seriyor.
Şiddet ve şovenizmle onları etki altında bıraktığımızı inkar etmek gibi gaflete düşmeyeceğiz,
Siyasetin ve bölgesel yönetimlerin yönetmekten çok ideolojik bir yarıştan öteye gidememesi onlara kaygılı bir gelecek sunacaktır.

Gözlerini açtıklarında karşılaştıkları dünya ile büyüdükleri zamanlarda yaşadıkları dünya arasında çok fark olduğunu anlayacaklar.
Ailenin verdiği ön eğitim ayrı bir kulvar, okulda öğrendikleri ayrı bir kulvar, siyasetin onlara sunduğu yaşam ise apayrı bir kulvar açıyor ve her dönem onlar için ayrı bir evrimle karşı karşıya kalmalarına sebep oluyor.Bu anlamda çocukların geleceğe olan inançları hep başka karakterlerin manipülasyonuyla şekillenmektedir.

Ailenin inancı ile resmi inanç hep bir çelişkiye yol açmaktadır. Ailenin inancı; gördükleri, okudukları ve yaşadıklarıyla şekilleniyor.
Oysa resmi inanç hep siyasetin inancını yansıtmaktadır. Konjonktürel adımlar inançsal enformasyonu çok yönlü etkilemiş oluyor.

Ailenin kültürü ile resmi kültür de aynı şekilde birbirinden apayrı bir yol izlemektedir.Aile; bekrauntan gelen gelenek, görenek ve töre ile bağlantılı bir kültürel donanım sağlamış oluyor.Resmi kültür ise olan değil, olması gerekeni yansıttığı için çocukların hep bir kafa karışıklığına gittiği görünmektedir.
Ailenin tarihi bilgisi ile resmi tarihte aynı şekilde birbiriyle çelişmektedir.
Aileler, dedelerinden duydukları, geçmiş yasaklı kitaplarla tarihi bilgilerini korurular .Oysa resmi tarih hep bilinmesini istediği yönleriyle tarihi çocuklara  aktarır.
Bu da tarih konusunda da çocukların manipüle edildiğini ortaya koymaktadır.

Ailenin konuştuğu dil ile resmi dil de aynı şekilde farklılık göstermektedir.
Farklı bölgelerde konuşulan Arapça, Kürtçe, Zazaca, Lazca, Gürcüce ve diğer dil ve lehçeler de çocukların eğitimi ve geleceğini etkileyen bir diğer faktör olarak görülmektedir.
Çünkü çocuklar ailelerinden öğrendikleri dil ile resmi dil farkı daha geç bir anlaşılmaya yol açmaktadır.Bu yüzden resmi dille konuşulup anlaşılana kadar bir kaç yıl geçebilmektedir.
Bu bir kaç yıl çocukların eğitim seviyesini olumsuz anlamda etkilemektedir.

Çocukların aileden gelen eğitimleri ile resmi eğitim birbiriyle çeliştiğinde hayal ettikleri ile yaşadıkları dünyanın farklılığını daha küçük yaşlarda bilinçaltına yerleşmektedir.
Çocukların dünya düzenine alışmaları kadar yaşamaya çalışmaları da bir o kadar önemlidir.Her gün mülteci çocukların sokaklarda ki çıplak ayaklı ve yarı çıplak halleri onları da ister istemez etkilemektedir.
Dünya savaşlarının en önemli mağdurları hiç şüphesiz çocuklardır.Büyüklerin paylaşamadığı ve paylaşmak istemediği şeyler için savaşırken, çocuklara paylaşmanın önemini ne derece aktarmış olabilir ki?
Dünya, canlıların yaşaması için  değil, cansız kağıtlar için alınan canlar dünyası haline bürünmüştür.

SEVGİ İLE KALIN..

MEHMET SEBİH ALTUN

[email protected]


   
2016-05-15
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları
- Siyaset Halktan Uzak Olmalı
- Savaş mı barış mı?
- Yeniden Başarabiliriz..!
- Siyasallaşan Ölümler
- Acil Barış Çağrısı
- Hemen Şimdi Barış
- Ne de güzel seyrediyoruz!..
- Neymiş Efendim!..
- Bizi kirli siyasetinize alet etmeyin!
- Seçimler ve Yeni Bir Koalisyon Modeli
- Beklenen Yarınlara Özlemle…
- Despotizmin Eşiğinde Siyaset
- Filistin - İsrail Savaşı ve Türkiye