Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 02 Temmuz 2016
Rıdvan BEYAZ
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Katil PKK!
Hayatımda ilk defa 2013 yılında İstanbul'a gittiğimde sabaha doğru Eminönünde bir camide sabah namazı kılmak için ezanı beklerken  biraz düşüncelere dalmıştım ve o an aklıma şöyle bir düşünce gelmişti. ‘'Vicdan, tanrının yeryüzündeki mahkemeleridir.'' Gerçek manada bu dünyada insanın vicdanından başka hiçbir şeyi yoktur. Yarın mahşer günü Allaha hesap vereceğimiz zaman da vicdanımızın tuttuğu çetele ile hesap vereceğiz. Karanlık, kirli vicdanlar elbette ki bunu anlayamaz. Vicdan öyle bir şeydir ki, insanı sürekli yargılayan ve hakkın tecelli etmesini sağlayan mahkemelerdir. Böyle mahkemelere gerek dünyada gerekse Türkiye'de çok ama çok ihtiyacımız var. Bazen öyle şeyler olur ki, bunları hiçbir ideoloji, hiçbir din veya düşünce adına savunamaz insan. Haklı çıkartılacak hiçbir tarafları da olmaz. Adil yegane mahkemeler olan vicdan da zaten böyle bir karar almayı gerektirir.

   Partizanlık, trollük  artık insanların gözünü kör ettiği gibi vicdanlarını da kapkara etmiştir. Böyle insanların vicdanları başkaları tarafından ele geçirilmiş ve orada sürekli intikam, ölüm ve nefret üretiliyor. Vicdanını başkasına teslim eden insanlar aslında kendi benliklerini de teslim etmişlerdir ve onlar artık kişiliksiz insanlardır. Dolayısıyla savaşı gözü dönmüş kör insanlar çıkartır, kişiliksizler de savaşır.

   Türkiye'de maalesef 30 yıldan fazladır devlet ve PKK arasında süren ve binlerce insanın hayatına mal olan  kirli bir savaş var. Ekonomi, insan kaynakları ve topyekun geleceğimiz bu savaşa kurban edildi fakat bugün bile en acı şekilde ülke olarak kurbanlar vermeye devam ediyoruz. Daha korkuncu ise toplumsal aklımızı yitirdik, birbirimize olan güveni kaybettik ve kin, nefret her geçen gün daha da bilenmiş bir şekilde büyüyor. Dolayısıyla bu kirli savaş sürdükçe insanların birbirini dinleme, anlama gibi bir ihtiyaçları, duyarlılıkları kalmıyor. Çünkü bu ülkede  her iki taraftan neredeyse her ailede mutlaka bir cenaze kalkmıştır. Bu ise intikam ve nefreti büyüttükçe büyütüyor. Ahvalimiz bu kadar yaman bir cehennemi yaşamasına  rağmen siyasetçi diye geçinen boş adamlar hiçbir çözüm üretemiyorlar.

   Bu savaşta oldum olası kim tarafından öldürülürse öldürülürsün sivil, masum insanların öldürülmesine hep karşı oldum. Benimle aynı ideolojiyi paylaşanlar tarafından dahi olsa masum, sivil insanların öldürülmesini hiçbir zaman savunmadım, savunamam da. Bu ölümlere hiçbir zaman kılıf uydurma çabası içine de girmedim. Çünkü vicdanım beni o adil mahkemelerde yargılıyor. Ankara garında yüz küsur sivil öldürüldüğünde Selahattin Demirtaş o zamanlar devleti suçlamıştı ve ‘'katil devlet'' demişti. Benimle aynı ideolojiyi paylaşan bizim mahalleliye sormak istiyorum. Peki devlet katil olur da PKK katil olamaz mı? Biz bugüne kadar hep isyan ettik, devlet sivilleri öldürüyor diye. Biz bugüne kadar çocukları öldürüyor diye devlete hep katil dedik.

 

Eyy bizim mahalledekiler soruyorum size. Diyarbakır- Çınarda dört yaşında bir çocuğu ailesi ile birlikte PKK katletmedi mi? Sivil, masum insanları PKK'de katletmiyor mu?  Berkin Elvan devlet tarafından öldürüldüğünde protesto edenler, devleti lanetleyenler oldu. Aynısını bugün PKK ‘de yapıyor. Peki neden sokaklara çıkıp PKK'yi lanetlemiyoruz, neden pankartlarımıza ‘'katil PKK'' diye  yazılar yazmıyoruz. Yoksa oturup PKK'nin katliamlarına kılıflar mı uyduracağız. Vicdanı olan böyle aşağılık ve iki yüzlü bir şey yapamaz. Biz eğer bugün açık, net ve ağır bir şekilde PKK'yi eleştirmezsek, yarın koynumuzda başa çıkamayacağımız bir canavarı beslediğimiz için  şikayet etmemeliyiz. Unutmayın, diktatörler ve zalimler kendilerine ‘'dur'' diyemeyen insanlar yüzünden  ortaya çıkarlar.

PKK şehir savaşını başlatarak derin bir çıkmaza girdi. Sonu zafer dışında, ölüm ve tükeniş ile bitecek bir çıkmaz. Eğer buna derhal bir son vermezse, yarın arkasında bir halk desteği bulamayacak ve tarihin çöplüğüne mahkum olacaktır. Çünkü hiçbir şehir savaşı halka rağmen halk için verilemez. Bizim Kürt televizyonları da PKK'nin propagandasını yaparak, görkemli bir direniş ve zaferden dem vuruyor. Artık sizler de Türk televizyonlarına benzemeye başladınız. Ortada ne direniş var, ne de zafer. Ortada düpedüz bir intihar var, tükeniş ve gözü dönmüşlük var. Bu halk bunu hak etmiyor. Güzelim şehirler harabe oldu, insanlar evsiz barksız göçebeler oldu. İşte tam da bu yüzden açık ve net bir biçimde PKK'ye katil diyorum. Çünkü amacım devletin ve PKK'nin rızasını kazanmak değil, Allah'ın yeryüzündeki mahkemeleri olan vicdanımın sesini dinleyerek Allahın rızasını kazanmaktır amacım.  Kimseye yararı olmayan bu çılgınlıktan vazgeçilmelidir.

Son olarak şunu söyleyeyim. Ahmet Kayanın dediği gibi ‘'bu kirli savaş bitmeli ve bu 19, 20 yaşındaki çocukların cenazelerine alışmak istemiyoruz gözüm. Bütün mesele bu.''

   



   
2016-05-20
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları