Yaralar sarılıyor

Ahmet LAZ

Ahmet LAZ kimdir?
1956 da Kilis'te doğdum. İlk orta ve lise eğitimimi Kilis'te, Lisans eğitimimi de Hacettepe Ünv. Matematik mezunu olarak Ankara'da tamamladım. Afşin/Elbistan termik santral montajında planlamacı, Türkiye Diyanet Vakfında Bilgi İşlem Müdürü, Kendi işimde ise yönetici olarak Bilgisayar ve Yazarkasa sektöründe çalıştım. Emeklilik hayatımı Kilis'te yaşıyorum. Yerel Kilisinsesi gazetesinde ( www.kilisinsesi.com.tr ) yazıyorum.
Email: [email protected]

YAZARIN SAYFASI

Yaralar sarılıyor

Şükürler olsun ki yaklaşık iki haftadan beri bombalar susmuş görünüyor.
Büyük tedirginlik yaşayan ve kısa süreli de olsa yakın bölgelere giden hemşerilerimiz de büyük oranda döndüler. Dükkânlar ve okullar artık açık.
Şimdi yaraların sarılma zamanı. Kilis, daha önce hiç yaşamadığı, bundan sonra da yaşamasını asla arzu etmediğimiz bir dönemden geçti.
Nereye ve ne zaman düşeceğini bilemediğimiz, düştüğünde ne hasarlar yapacağını tahmin edemediğimiz bombalar, hepimizde bir tedirginlik yarattı ve psikolojilerimizi bozdu.
Hele bu durumdan birinci derecede zarar görenler, yakınlarını kaybedenler çok derinden etkilendiler.
Kilis, ilk patlamadan itibaren sesini Ankara'daki yetkililere duyurmaya çalıştı.
Ne acıdır ki, bu süreçte Kilis'in il olduğunu dahi bilmeyen parti başkanları ve milletvekilleri gördük.
Bu durum, ister öğrenememiş olsunlar, isterse de öğretememiş olalım, en az yaşadığımız süreç kadar acı geldi bana.
Ankara'daki bazı yetkililerin sorumsuz ve biraz da maksadını aşan konuşmalar yapmaları, televizyon yayınlarına çıkıp olanları hafife almaları, bizlerde hayal kırıklıklarına sebep oldu.
Biraz yavaş olsa da, birçok yetkili Kilis'e gelerek çalışmalar yaptı.
Hatta gelen üst düzey yetkililer toplantı halindeyken bile hemen yanı başlarına düşen roketler, Kilis'i Türkiye gündemine iyice oturttu.
Bakanlar kurulu, Kilis'e düşen roketlerin önlenmesi için özel gündemle toplandı.
Son olarak da Cumhurbaşkanımız, Valimiz, iki milletvekilimiz, belediye başkanımız ve AK Parti il başkanımız ile birbuçuk saati aşkın bir süre Kilis'in yaralarının sarılması konusunu görüştüler.
Bu günlerde soruna köklü çözümler bulabilmek, Kilis'i bombalardan koruyabilmek ve eski sükûnetine kavuşturabilmek için, NATO tarafında da toplantılar yapılıyor.
Peki Kilisliler olarak bizler hangi yanlışları yaptık?
Öncelikle Valimizin hastane ziyaretinde, ‘ben de abdestli çıkıyorum' sözü, sonrasında Sanatçı Ahmet Yorulmaz'ın ‘abartmayın' sözü çarpıtıldı, büyütüldü alay konusu haline getirildi.
Böylece zaten İslami değerlere saldırmak için pusuda bekleyenlere fırsat doğdu. Bu gibi sözleri, ‘abartmayın' ikazlarımıza aldıran olmadı.
Sadece siyasi farklılıklarından dolayı, güvenlik güçlerimize karşı koyan, Pazar yerinde masum Suriyelilere ait tezgâhları dağıtan, çöp sepetlerini kıran ve adeta terör estirenler bizleri utandırdı. Ağır bir hastalığa tutulmuş bir yakınınıza karşı sürekli, ‘bu hastalıktan filan ölmüş, filan yatalak olmuş, filan sürünmüş' şeklinde konuşursanız, hastaya iyilik yapmış olmazsınız.
Onun moralini bozar, daha da kötüye gitmesine sebep olursunuz. Oysa böyle bir durumda ara sıra gündemi değiştirmek, olumsuz havayı da dağıtır ve hastaya moral verir.
Hasta, kendini hızla toparlar, güçlenir. Karmaşadan yana olanlar, istediler ki herkes sürekli kötü senaryolar yazsın, konuşsun.
Birkaç gündür, sınır ötesinden atılan bombalardan zarar görenlerin zararlarının nakden ve tamamen karşılanmasına Kilis İl Özel İdaresince başlandı.
Fatura veya başka herhangi bir evrak da istenmiyor. Daha önceden yapılan zarar tespitleri, bir dilekçe karşılığında devletin bayındırlık mevzuatında belirtilen ölçülerde hemen ödeniyor. Eğer tespit yapılmamışsa da hemen yapılıyor.
Buna rağmen içlerinde avukatların da bulunduğu bazı çevreler, ödemelerin zaman alacağını veya az olacağını iddia ederek mağdurları istismar etmeye çalışıyorlar.
Zarar gören mağdurların, bir an önce İl Özel İdaresine acilen başvurmaları, zararlarını tahsil etmek için yeterli olacaktır.
Alınan tedbirlerle ilimiz, yakında eskisinden daha canlı hale gelecek ve bu kötü anılar silinmese de kısa sürede unutulacaktır.
Rabbim böyle zor günleri bir daha kimseye yaşatmasın.
Barış ve mutluluk dolu günlerde yaşamak umuduyla kalın sağlıkla...

Ahmet Laz

[email protected]

2016-05-20

Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?

Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.