Son günlerde sıkça yaşanan asayiş olaylarının ülke halkını oldukça gerdiği ve insani ilişkiler noktasında kişiler arasında belirli bir mesafe oluştuğu yeni devrin en tehlikeli gelişmesidir. Bugün biraz işin kolayına gidecek ve basın organlarından ülke gündemini meşgul eden asayiş olaylarında ki artışın ulaştığı tehditkâr konumu buradan sizlere anlatmaya çalışacağım.
Bu konuda idam cezasını engelleyen ama diğer hukuki kanunlarda son derece ciddi uygulamalarla ülkemizde yakın tarihe kadar aklımıza gelmeyecek asayiş olaylarına rağmen batı da bunun düşük seyretmesinin temelinde ülkemizde asayiş ortamı istemeyen ve içinde barınan halklarının birbiriyle itiş kakış olduğu bir düzen hedefleyen batının gerçek yüzü ve amacı gün geçtikçe netleşiyor.
Ülkemize kan kusturan terör örgütünün uzantılarına destek olarak Brüksel'de ki AB binası dışına terör çadırı kurdurabilecek kadar ileri giden batı toplumlarının gizliden gizliye uyguladıkları sinsi planları deşifre olmuşve gizleyemez hale düşmüşlerdir. Geçen ki yazımda da ifade ettiğim gibi adına ne derseniz deyin, ister terör deyin, ister anarşi deyin bundan böyle bizimde misliyle karşılık verme hakkı kazandığımızı ifade etmeliyim. Çünkü onca yapılan girişimlere rağmen hala ülkemizde faaliyet yürüten terör örgütünün ardında durarak onu savunabilecek kadar düşmanlaşmış ve hatta zavallılaşmış batı toplumları kendilerine çaresizce sığınmaya çalışan zavallı Suriyeli göçmenlere karşı takındığı sert üslup ve dayatmalarla gerçek yüzünü göstermiştir.
Avrupa Birliği ülkeleri medeni toplumlar değildir. Medeniyet Avrupa'nın sadece kendi vatandaşları için uyguladığı ve diğer tüm dünya toplumlarının düştüğü zorluklardan nemalanmaya çalışacak kadar ucuz bir milletler topluluğuna dönüşmüştür.

Şimdi gelelim yukarıda bahsettiğim ve ülkemizi kuşatan yüzlerce asayiş olaylarından bir kaçına örnek vermeye :
'Özel bir bankanın güvenlik görevlisi, Ahmet Yağış isimli şahsın telefonla konuşması ve telaşlı hareketlerinden şüphelenip polisi aradı. Ahmet Yağış isimli çiftçinin kendisini arayan dolandırıcıların, "İsmin bir terör soruşturmasına karıştı. Seni kurtarmak için para gerekiyor" sözlerine aldandığı ortaya çıktı. Ahmet Yağış, dolandırıcıların istediği parayı yatırmak için bir bankadan 10 bin lira kredi çekti. Hesabında olan 6 bin lirayı da alıp PTT ATM'sinin yolunu tuttu. 13 bin lirayı yatıran Yağış'ın 3 bin lirası ise bankamatikte sıkıştı.'
'Kocaeli'nin Körfez ilçesinde meydana geldi. Alınan bilgi ve iddialara göre; İlimtepe Mahallesi Barışkent Sitesinde yaşayan 46 yaşındaki Ruslan İsrapilov, evinde oturduğu sırada saat 21.00 sularında kapı çaldı. İsrapilov'un kapıyı açması üzerine ateş etmeye başlayan şahıslar, İsrapilov'u başından ve vücudunun çeşitli yerlerinden vurduktan sonra olay yerinden kaçtı. Silah seslerini duyan komşuların haber vermesi üzerine olay yerine Jandarma ve 112 Acil Sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine hızla gelen 112 Acil Sağlık ekibi, vücuduna 4 mermi isabet eden Ruslan İsrapilov'un öldüğünü belirledi.'
'Kocaeli'nin İzmit ilçesinde bulunan bir bankaya giren 6 Peru uyruklu hırsızdan birisi gişe görevlisine, ‘ATM'de sıkıntı var. İşlem yapamıyorum' dedi. Gişe görevlisi yardımcı olmak için dışarıya çıkınca diğer ikisi işleme koyuldu. Bir hırsız banka çalışanının oturduğu masaya giderek çekmecede bulunan paraları almaya başladı. Bir başka hırsız ise diğer banka görevlisinin önüne geçerek perde yaptı. Yaklaşık 20 saniyede çekmecede bulunan paraları alan hırsız daha sonra ayrıldı. Soygun sonrası içeride ve dışarıda bulunan 6 kişi hızla kaçtı.'
'Olay, Akgün Caddesi Akgün Sokak içerisinde, saat 22.00 sıralarında meydana geldi. Sokak içerisinde silahlı saldırıya uğrayan Bülent Taşkın Beyzadeoğlu (34), olay yerinde hayatını kaybetti. İhbar üzerine sokağa gelen polis, ambulans ekiplerine haber verdi. Sağlık ekiplerinin ilk incelemesinde Bülent Taşkın Beyzadeoğlu'nun yaşamını yitirdiği belirlendi. Görgü tanıklarının ifadesine başvuran polis, kaçan saldırganın yakalanması amacıyla çalışma başlattı. Mahalle sakinleri, 4 el silah sesi duyduklarını ardından 2 el daha silah sesi geldiğini aktardı.'
'Ankara'da otoparkçı terörü devam ediyor. Ankara Ulus'ta yaz aylarında genç bir esnaf otoparkçı saldırısı sonucu ölmüştü. Ankara, Talatpaşa Bulvarı Hamamönü'nde esnaf Ömer Yavuz, dün sabah saatlerine kendisine otoparkçılar tarafından saldırıda bulunduğunu iddia etti.'
Değerli okurlarım bu konuda o kadar çok örnek var ki ülkemizin içine düştüğü asayiş olaylarında zıvanadan çıkma noktasına işaret ediyor. Herkes birbiriyle çatışma halinde küçücük sebeplerle büyük cinayetler işleniyor. Hiç kimsenin bir diğerine tahammülü kalmamış. Çözüm olarak sadece karşısındakini öldürmeye odaklanmış psikolojisi bozulmuş bir ruh haletimiz var.
İşte bu güzel ülke terör olaylarından temizlendikten sonra bu temizlik başlamalı ve insanların birbirine yönelik anlamsız kavgaları ve gasp, cinayet gibi asayiş olayları sona erdirilmelidir.
AB'ye yasak olan idam cezalarının bu ülkeye yasak olması saçmadır. Bu saçmalığa artık bir son vermeli ve acımasız ve kati bir hukuk sistemine geçiş yapmalıyız.