Fevzi GÜNENÇ
|
|||||||||||||
![]() 1940 yılının şıra zamanında, 1 Eylül Dünya Barış Gününde Gaziantep’te doğmuşum. Öğretmenlik, metin yazarlığı, tiyatro oyunculuğu, gazetecilik, öykücülük yaptım. Sayısı 50’yi aşan sahne için çocuk oyunu, bir o kadar radyo oyunu, çocuk romanları, yüzlerce çocuk öyküsü, çocuk şiirleri yazdım. İlgi alanım çocuk edebiyatı. Ama toplumsal olaylara da duyarsız kalamadığım için sıklıkla köşe yazıları yazıyorum. Erişkinler için yazdığım edebi yapıtlarım da var. Bu bağlamda 1991 yılında Orhan Kemal Öykü Ödülü birinciliğini kazandım. Ödüller aldım bir yığın... Ulusal bir gazeteden Emekli oldum. İki çocuğum var. Ayıp olur öbürlerini saymazsam: kendileri için yazdıklarım da çocuklarım değil mi? Dünyanın dört bir bucağındaki sarı, kara, beyaz, kızıl derili olan kimileri kurşunlardan, bombalardan, kimileri açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktan ölen düşlerinde bile gülemeyen, daha yaşamanın ne olduğunu anlamadan, ölen çocuklar öldüklerini bile bilemeyen çocuklar benim çocuklarım değil mi? Email: [email protected] |
|||||||||||||
YAZARIN SAYFASI | |||||||||||||
Kemerleri sıkalım beyler… | |||||||||||||
![]() Vatandaşın iki yakası bir araya geliyordu da tasarrufu kaldıydı, diye feryat edecek olsak saraydan hemen yanıt gelir: 'Sadece siz misiniz? Bizim A-Ke-Pe'lileri de zorunlu tasarrufa teşvik ettik. Hem de sizinki gibi sadece maaşınızdan sadece 100 lira keserek değil. Tas tamam en az bir Reşat altını alarak... Bugün bir Reşat altını kat TL'dir biliyor musunuz? Söyleyeyim: 786 buçuk lira. Ah, şu muhalefet olmasaydı, ne güzel yürütecektik aile bütçemizi denkleştirmeyi. Düşünebiliyor musunuz? Kızımızın düğünü için tastamam 10 bini kişi davet ettik. 10 bin tane 786 buçuk lira ne eder? 7.865.000... Yaklaşık 8 milyon lira.Vır vır ettiler, dırtır ettiler, takı takmayı yasakladık. Yoksa ne güzel olacaktı... Kızımıza drahoma veremiyorduk ama bunun yerine 8 milyar liralık takı taktıracaktık bize biad eden el amcamızın kesesinden.' Ozan hemen heryat edip dursun: 'Ruhumda bir sıkıntı var Gitsin diyom gitmiyor ki Yoksulluk başıma bela Gitsin diyom gitmiyor ki Düşünüyom nasıl etmek Bilmiyom nereye gitmek Beş nüfusa bir tek ekmek Yetsin diyom yetmiyor ki Yoksulluk bağrımı dağlar Elimi kolumu bağlar Yavrum ekmek diye ağlar Yatsın diyom yatmıyor ki Uyutur dede hocası Şeherin köyün ağası İşçi köylünün bacası Tütsün diyom tütmüyor ki KAÇIRAN'ım sönmez aşkım Avara geziyom şaşkın Bugün sazım bana küskün Ötsün diyom ötmüyor ki.' Ölen ölüden kan alanlar, bu zorunlu tasarruf benim yurttaşıma göre değil. Yapmayın bunu. Yazıktır insanıma. Sana oy veren insanıma yazıktır, yazık... |
|||||||||||||
![]() ![]() ![]() |
|||||||||||||
2016-05-21 | |||||||||||||
|
|||||||||||||