65. AK Parti Hükümeti, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında kuruldu! Hayırlı olur inşallah. Her hükümet kurulmasında, her yeni bir hamlede değişik mahfillerden, çeşitli yerlerden olumlu-olumsuz sesler yükselir. 

İnsanların olduğu yerde her türlü söylem oluyor. Bilen de konuşuyor bilmeyen de! İlk başta sayın Ahmet davutoğlu'nun ayrılacağını duyunca üzülmedik değil! Ancak meseleyi enine boyuna tahlil ettiğimiz zaman böyle olmadığını gördük. Daha önceleri parti yönetiminde görev yapan birkaç kişi, Davutoğlu meselesinde; 'Davutoğlu harcandı, Erdoğan tek adamlığa oynuyor, bir daha bu partiye oy vermeyeceğim, boş oy kullanacağım' diyerek tepki gösterdi! 

Elbette sayın Davutoğlu; kararlı, istikrarlı, iyi bir devlet adamı. Cumhurbaşkanı ile eskilere dayanan bir hukuku var. Konuşmasında, bir nefer olarak çalışacağını, kırgın olmadığını, davada kırgınlıklara, küskünlüklere yer olmadığını söyledi. Bu ifadeler, çok önemli! Sayın Erdoğan'ın, dostlarına, dava arkadaşlarına asla ihanet ettiği ne görüldü ve ne de duyuldu.  

AK PARTİ içindeki kadrolar, meseleyi yalnızca makam, mansıp, çıkar ilişkileri bazında ele almazlar! AK PARTİ, bir dava hareketidir! Davada, makamlar gelip geçici, rütbeler olmazsa olmaz değildir. Zaten 15 yıldır, AK PARTİ yürüyüşünün başarılı olmasında bu sır vardır! 

Bir dava için yola çıkmışsanız; yol boyunca çeşitli yol kazaları olabilir-ki olmuştur- hani, değişmeyen, hafızalardan çıkmayan bir söz var; 'arkadaşlık ya yolculukta, ya yemekte veya ticarette belli olur' denir. Dava da, bir yolculuktur, hem de uzun bir yolculuk! Bu yolda; 'yoruldum, yetişemedim, koşamıyorum, beceremiyorum, pes ediyorum...' diyenlerin yerine, daha hızlı koşan, daha çok yorulan, aklını daha fazla terletenler yer alır. Hiçbir dava adamı; 'ben bu makama daha layıkım, benden başkası yapmamalı, yapamaz, ben, istediğim gibi konuşur, istediğim gibi davranırım...' diyerek la yüs'el tavır sergileyemez. 

Davutoğlu Hükümeti de icraatlar yaptı, onların da halk gönlünde yerleri var! Halkımız Davutoğlu'nu çok sevdi. Bu, Erdoğan, Davutoğlu'nun altından halıyı çekti anlamına gelmez. Davutoğlu'nun harcandığı gibi bir yaklaşıma asla girilemez. Davutoğlu'nun harcanmadığını ilerleyen zamanda hep birlikte göreceğiz. 

Yeni hükümet, Başkanlık hükümeti! Bütün hızıyla Başkanlığa geçmek için seferber olacak Yıldırım Hükümet! Neden Başkanlık? Başkanlık, ülkemizin olmazsa olmazı mı? Başka mesele yok mu Başkanlık dışında? 

Şöyle soralım isterseniz soruyu; Başkanlık olduğunda ne kötülük var? Başkanlık demek, Cumhuriyetin elden gitmesi demek mi? Başkanlıkta rejim elden mi gidecek? Veya Başkanlık sisteminde, vaad edilen yatırımlar yapılmayacak mı? Aslında AK PARTİ Hükümetleri sayesinde yatırımlar hızlandı! Ama çift başlılık yüzünden bir türlü yol alınamadı! 

Hatırlayınız, bir zaman Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında Anayasa kitapçığını atma yüzünden piyasalar allak bullak olmuş, ekonomi dibe vurmuş, borsa çökmüş, altın, dolar, enflasyon fırlamıştı! Yine bir zaman, Başbakanlık önünde, bir esnafın, yazar kasayı Başbakanın önüne attığını bir hatırlayın. Birçok esnafın zarar etmesi sonucunda intihar ettiklerini hep birlikte okuduk ve duyduk!

Zaman oldu, Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında atama krizleri yaşandı! Birçok olumlu, ülkeye yararlı yasalar onaylanmadı, sebep; Cumhurbaşkanı ile Hükümet arasındaki fikir ayrılıkları!  

Demem o ki; Bu Anayasa artık bu ülkeye dar geliyor! Darbe anayasası ile büyüyen, kabına sığamayan, dünyada söz sahibi bir ülkeye yakışmıyor! Daha çok hizmet için, daha hızlı icraat için; yeni, sivil, özgürlükçü ve vesayetten arınmış bir Anayasaya şiddetle ihtiyaç var. 

Tekraren diyorum ki 65. Yıldırım Hükümeti hayırlara vesile olsun. Sayın Başbakan Binali Yıldırım da, aynen Davutoğlu gibi güzel icraatlar yapacak, yapmak zorunda. 'Yarısına dar boş bardak' yerine, 'yarısına kadar dolu bardak' dememiz gerekmez mi? Olaylara kötümser olarak değil de, iyimser olarak bakmak daha doğru olmaz mı? Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler.