Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 05 Temmuz 2016
Muzaffer OĞUZ
Muzaffer OĞUZ kimdir?
www.belirtiyorum.com da köşe yazarı. 17 Mart 1971’de Düzce’de doğdu. Babasının işi gereği daha 5 aylıkken Kocaeli’ye göç etti. İlk, orta ve Lise tahsilini Kocaeli’de tamamladı. Trakya Üniversitesi’nde okurken tekrardan girdiği ÖSS sınavında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü’nü kazandı. Kimya öğretimini tamamlayarak aynı yıl (1994) Şanlıurfa ilinde Kimya Öğretmenliğine başladı. Bu arada İzmir’de 247. kısa dönem olarak vatani görevini tamamladıktan sonra Zonguldak iline tayin edildi. Zonguldak’ta 3 yıl çalıştıktan sonra 2000 yılında Kocaeli iline tayin oldu. Hala Körfez ilçede bir lisede müdür yardımcısı olarak görev yapıyor. Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Kamu Yönetimi mezunuda olan Oğuz, son 10 yıldır çeşitli gazete ve dergilerde yazılar yazıyor. Kocaeli iline hitap eden bir internet haber portalında (www.belirtiyorum.com) editörlük ve yazarlık yapmaktadır. A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı da olan Muzaffer Oğuz, evli ve 2 erkek çocuk babasıdır.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Bol Seyirler, Sayın Seyirciler !!!
Bugün herhangi bir tiyatro oyunu nasıl izlenmeli, oyun anında neler yapılmalı gibi konulara değinmek istiyorum.

Çünkü özellikle son yıllarda ebeveynlerin çocuklarını tiyatroya götürmediklerini ve tiyatro adabının genç nesilde eksik kaldığını düşünmekteyim.

Öncelikle bir tiyatroya gidildiğinde nasıl davranılmalı bu konuya yer verelim...

Her şeyden önce sıkılgan biriyseniz ve bilet aldığınız oyunda sıkılabileceğinizi düşünüyorsanız lütfen bu oyuna gitmeyin, sinemaya gidin mesela...

Çok dramatik bir sahne oynanırken  kahkaha atmayın,

Veya oyun oynanırken yüksek sesle yorum yapmayın,

Elinizdeki malzemelerden, su şişelerinden haşır huşur ses çıkarmayın, sessiz olmaya dikkat edin.

Lüzumlu lüzumsuz sürekli ve yersiz alkışlarda bulunmayın, oyuncuları dahi bu durumda sinir hastası edebilirsiniz.

Sık sık hapşırıp, nezleyseniz yüksek sesle burnunuzu çekmeyin.

Evet bu gibi durumlara çok dikkat edin ve kesinlikle bunları yapmayın.

Bu kadar çok yapılmaması gereken şey varken  aslında bu listeyi çok daha fazla uzatabiliriz ama  tiyatro oyunu seyrederken yapılması gereken çok daha  basittir.

İsterseniz onu da belirtelim...

Sessizce salona girip yerimize oturmak ve yine sessizce oyunu  izlemek, kimseyi rahatsız etmeden, konuşmadan, yorum yapmadan oyunun sonunu getirmek ve tiyatro oyuncularını selamlama esnasında alkışlamaktır.  

Şimdi diyeceksiniz ki; 'Muzaffer Hoca bunları neden yazdı?'

Evet, hemen çok üzüldüğüm sahneyi  açıklayayım.

Birkaç gün önce okulumuz 9. Sınıf öğrencilerini 'DELİKANLI OL' isimli tiyatro oyununa götürdük.

Oyun Körfez Belediyesi Tütünçiftlik  Kültür Merkezi'nde sergileniyor.

13:30'da başlayacağı için 13:15 gibi öğrencilerimizle solonda yerimizi aldık.

Biz gittiğimizde Çamlıtepe Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri de salondaki yerlerini almıştı.

Salonun arka bölümünde 3 sıra boş kalmıştı.

Oyun başladı yaklaşık 15 dakika geçmişti.

Salonda çıt çıkmıyor, herkes gerçek bir yaşam öyküsünden derlenen ve 2014 Kasım'ında bonzaiden 20 yaşındaki oğlu Mustafa Duru'yu kaybeden baba İrfan Duru'nun feryadından çok etkilenmişti.

Hiç utanmadan belirtmeliyim ki göz yaşlarıma sahip olamadım. Ortam iyiki karanlıktı ve gizliden gizliye kimse görmeden göz yaşlarımı siliyordum.

Özellikle oyunu izleyen öğrenciler çok etkilenmiş, oyun olanca süratle hedefine ulaşmaktaydı ki, salonun kapısı açıldı ve bağırtılar içinde aşırı gürültüyle birileri salona girmeye başladı.

Önce, yaşananların da oyunun bir parçası olduğunu zannettim. Ancak kısa süre sonra anladık ki, içeri girenler oyuna geç kalan Körfez Emlak Konut Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin 9. Sınıf öğrencileriydi.

Öğrenciler oyun oynandığına dikkat etmeden bağıra çağıra içeri daldılar. Oyun bir an için kesildi. Oyuncu arkadaş uzun süre sahnede dondu kaldı.

Gürültü uzun süre kesilmeyince oyun kesildi, ışıklar kapandı, ve oyuncular sahneyi terk etti. Bir süre salonun sessiz olması için beklendi.

Öğrencilerin boş yerlere oturabilmesi için yardımcı olduk, büyük çoğunluğu oturdu, bir kısmı ise ayakta kalmıştı.

Sonradan öğrendim ki iki otobüs gelmişlerdi.

Bir türlü gürültü kesilmiyor, oyuna başlanamıyordu. Milangaz Hacer Demirören MTAL ile Çamlıtepe MTAL öğretmen ve öğrencileri şaşkın şaşkın birbirlerine bakıyor, konsantrasyon tamamen bozuluyordu.

Neyse uyarılarımızı yaptık, ancak çaresiz kalınca okulun Müdür Yardımcısı Zekeriya Özkan ve  İHL Meslek Dersi Öğretmeni arkadaşlar bizzat arka sıralara giderek uyarıda bulundular. Ancak yine de sessizlik mümkün olmadı.

Neyse, sonrasında oyun başladı ve özellikle arka sıralardan gürültü hiç eksik olmadığı gibi en ön sırada oturmama karşın oyuncuların bazı repliklerini anlayamıyordum ki daha geri sıraları siz düşünün...

Sadece gürültü de değil, oyuncu; oyunun gereği olarak örneğin soruyor, 'Böyle bir delikanlı mı olmak istersiniz ?' diye, arka sıralardan kahkaha ile karışık kimisi 'Evet', kimisi de 'Hayır' diyor kimisi ise argo sözlerle bağırıyordu.

Ayrıca olur olmaz her sahne de oyuncuların alkışlanması da yaşadıklarımızın tuzu biberi oluyordu...

Özetle belirtmem gerekirse bunca yıldır tiyatro izlerim, inanın böylesini hiç izlememiştim.

Gerçi kendi kendime teselli bulduğum noktalar da oldu.

Neyse ki en azından hiç cep telefonu çalmamıştı...

Tek tesellimiz de bu oldu..

Ama ebeveynlere sesleniyorum, lütfen çocuklarınızı  küçük yaşlardan itibaren tiyatroya götürün.

'Tiyatro Adabı' ile tanıştırın...

Tanıştırın ki, bu şekilde çok acınası durumlara düşmesinler...

Onlara hiç mi hiç kızmıyorum, inanıyorum ki bir çoğu belki ilk kez tiyatroya gelmişlerdi.

Kendilerini herhalde efekti bol sinema salonunda zannettiler.

Onlara anlatmamız gerekiyor,

Lütfen öğretmenleri, ebeveynleri bu konularda öğrencilerimize yol göstersinler,

Ve en yaygın deyişle tiyatronun;  'insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanat'ı olduğunu birilerinin mutlaka öğretmesi gerekiyor.

Bol seyirler, sayın seyirciler !!!

                   *        *      *

DELİKANLI OL

Tiyatroda yaşananları bu kadar belirttikten sonra oyun hakkında görüşlerimi belirtmez isem değerlendirmemin eksik kalacağını düşünüyorum.

'Delikanlı Ol' isimli oyunu çok başarılı bulduğumu öncelikle belirtmek isterim.

23 yıllık meslek hayatım süresince okullarımızda öğrenciler için sahnelenen en etkili oyun olduğu kanısındayım. Özellikle lise öğrencilerine yönelik gösterilmesi gerektiğini düşündüğüm ve çok isabetli bulduğum bir oyun diye düşünmekteyim.

Kim tarafından finanse ediliyor, oyuncular kimler bilmiyorum ama isimlerini bilmesek de çok başarılı bir oyun sergileyen tiyatrocu arkadaşları canı gönülden kutluyor, tebrik ediyorum.

Bu oyunun tüm lise öğrencilerine sahnelenmesinin de çok önemli olduğu düşünüyorum, çünkü en etkili yanı gerçek bir olaydan sahnelenmesi ve bu gerçekliğin de çok uzak değil 2 yıl öncesinde yaşanmış olması.

Yani oyunu izleyen öğrencilerin kuşağından sayılabilecek olan Mustafa Duru'nun başından geçenlerin  sahnelenmiş olması öğrencilerimizin daha kolay empati kurabilmelerini sağlamaktadır. Ayrıca çok yaygınlaşan bonzai illetinin zararları ve sonucuna değinilmesi de güncel bir yaraya merhem olmaktadır.

Oyunu izlemeyen okurlarım için oyun içinde sahnede gösterilen Mustafa Durunun babası İrfan Duru'nun feryadını aşağıda yer vererek okurlarımın yorumuna bırakıyorum.

 

İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ...

"DELİKANLI OL" oyunundan kareler:













   
2016-05-26
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları