Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 27 Temmuz 2016
Rıdvan BEYAZ
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Devletin Müslümanları
Aşağıda ifade edeceklerim sadece Müslümanlara has bir sorun değil aynı zamanda tevhit inancına mensup bütün dindarların sorunudur. Bu sorun bütün dindarların üstesinden gelemedikleri bir çelişkiyi ortaya koyuyor. Sorun, dindarların bu dünya ile kurdukları ilişkide mevcut. Yani hem dünyayı fani olarak görüp hem de hiç dünyadan ayrılmayacakmış gibi bu dünyalık hayatı kutsama mertebesine çıkartmak. Zaten bunu en iyi dindarlar beceriyor. Fakat ben daha çok konunun Türkiye Müslümanları kısmıyla ilgileneceğim. Türkiye Müslümanları dediysek bütün Müslümanlar değil. Bu kısmı da kendi içinde kategorilere ayırmamız gerekir. Mesela Türk, sünni ve Hanefi mezhebine mensup olması gerekir. Bu Müslüman tip, Allah'ın istediği değil devletin istediği ve yarattığı Müslüman tiptir. Bunlara devletin Müslümanları demekte hiçbir behis görmüyorum.  

Bana göre bir dindar yeryüzünde Allah'ın otoritesinden başka hiçbir otoriteye boyun eğmemelidir. Ama durum dindarlar açısından bugün içler acısıdır. Çünkü kendi vicdanını, özgür iradesini ve adalet duygusunu sadece devletin politikalarına, resmi açıklamalarına ipotek etmiş olan dindarlar sadece devletin Müslümanları olmuş durumdalar. Geçmişte devletin zulmüne karşı haklı bir mücadele veren dindarlar,  bugün kendi muhafazakar iktidarlarında bile devletin ağzına bakar olmuşlar. Eskiden devletin kendilerine yaptığı zulmü bugün başkalarına yapıyorlar. Hatta işi o kadar çirkin bir noktaya taşıdılar ki onları protesto eden başka dindarları yerlerde sürüklüyorlar, copluyorlar ve bin bir ithamla gözaltına alıyorlar. Yani devlete Müslümanlık yapmayanları bir nevi aforoz ediyorlar. Böylesi bir çürümüşlük, kirlilik içindedirler. Ayrıca yolsuzlukları, hırsızlıkları da cabası.

Muhalefette iken, Kemalist iktidarın karşı çıktıkları bütün kötü ve zalimane uygulamalarını şimdi iktidardayken kendileri yapıyorlar. Neden böyle yapıyorlar.? Çünkü devlete Müslümanlık yapıyorlar ve Allah'ı hiç mi hiç tanımıyorlar. Bu devletin kendilerine anlattığı bir dini öğrenmişler ve onunla amel ediyorlar. Dolayısıyla böyle dindarlar ne özgür ne de bağımsızdırlar.  Devlete bağımlı olmanın hazin sonu elbette ki kaçınılmaz olarak kirlilik, ve itibarsızlaşmadır.

Dindarlar teoride İslam adına anlatılan ve övülen hiçbir şeyi gerçekte yapmadılar. Kendi iktidarlarında savundukları şeylerin hep tersini yaptılar. Bu iktidarın yolsuzluklarını, Roboskide katledilen kürt çocuklarını, varlıkları inkar edilen ve bin bir zulme, haksızlığa uğrayan kürtleri hep görmezden geldiler. Kendi içlerinde yaşadıkları mezhep savaşlarını hiçbir zaman açıklayamadılar. Alevileri hiçbir zaman sevemediler, kabullenemediler. İşin kötü tarafı da devletin  Müslümanları sadece kendilerini hak yol üzere gördüler. Diğer bütün mezheplere daima uzak durdular ve onları hep öteki olarak gördüler. Kendilerinden olan çocuk tecavüzcülerini ve istismarcılarını hiçbir zaman lanetlemediler, kınamadılar.

Sürekli övündükleri ve hep örnek gösterdikleri Muhammed peygamberin hayatının daima tam tersini yaptılar. Devletin Müslümanları Türklüğü yüceltip, Kürtleri inkar etti, sünniliği benimseyip, Aleviliği sapkın olarak gördü,  zinaya karşı çıktı ama kendi çocuk tecavüzcülerini ‘'bir kereden bir şey olmaz'' diyerek mazur gösterdi, ‘'hırsızlık yapan kızım Fatıma da olsa elini  keserim'' diye hadisi şeriflerle nutuklar  attılar ama dindar hırsızların hırsızlıklarını meşru göstermek için fetvalar verdiler, peygamberin karikatürünü çizenlere esip gürlediler ama Kuranla ‘'bakara makara'' diye dalga geçenleri hep korudular. İşte bunları ve daha nice rezillikleri ancak devletin Müslümanları yapardı ve yaptı da.  Çünkü bu devlet daha kuruluş aşamasında, yok etme ve bir tekçi düzen yaratma zihniyetiyle kuruldu. Onun dindarları da ona ayak uydurmaya çalışıyor. Mevcut iktidarın dindar nesil yetiştirme arzusu da böyle bir zihniyetin devamını sağlama düşüncesidir. Fakat bana göre devletin ne ırkı olur, ne dini olur, ne mezhebi olur. Devletin dindar, ateist, komünist nesil yaratma gibi bir sorumluluğu yoktur ve olmamalıdır. Umarım muhafazakar dindarlar devletle olan ilişkilerini köklü bir şekilde gözden geçirir ve bu çürümüşlüğün önüne geçerler. 



   
2016-05-29
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları