Bir ihtilalin yıldönümündeyiz. Ülkemizin hiçte layık olmadığıaskeri darbelere rağmen çeşitli dış unsurların kışkırtması ve içeride ki şakşakçılarının da alkış tutmasıyla ülkemizi yıllarca geriye atan darbe anlayışı birileri için maalesef minderde yenemedikleri pehlivanı hakemi kafaya almak suretiyle masada yenmeleri gibi bir duruma işaret ediyor. Ülkemiz maalesef bu ihtilaller yüzünden oldukça zaman kaybetti. Zamandan öte yetişkin pırlanta gibi insanlarımızın darağaçlarında sallandırılması sebebiyle büyük değerlerini kaybetti. Sözde demokrasiyi ve laikliği savunanların can yeleği gibi gördükleri ihtilaller sebebiyle şu ülke şu anda halen bunca yapılan yatırıma rağmen hallettiği mevkiye henüz ulaşamamıştır. Bu karışıklık içerisinde ülkemizi ihtilallerin insafına bırakan CHP ve HDP gibi siyasi curcunaların bundan d ümidini kesmesi sonrasında salya damlayan ağızlarını göğe dikerek kan akıtma senaryoları ürettikleri gerçeğini karşımıza getirmiştir.
Bu sahte zihniyet temsilcilerinin bir türlü anlayamadıkları ya da anlamak istemedikleri bir gerçeği tekrar hatırlatmak isterim. AK Parti'nin iktidar olduğu uzunca yıllar esnasında ki darbe çığırtkanlıklarınızdan bir şey elde edebildiniz mi? Sizi hiç ciddiye alan oldu mu? Peki, o halde son günlerde yaramaz mahalle çocukları gibi saldıracak yer arayan siyasi atraksiyonlarınızın temelinde yatan etken ülkeyi kaosa sürüklemekten öte ne olabilir?

Diyelim ki bu ülkeye diktatörlük gelecek. Diktatörlüğün anlamı, ülkeye yatırım yapmaksa, ülke içinde çirkeflik yapan sözde vatandaş bozuntularının pervasızca salyalarını akıtarak ülke yetkililerine saldırmasıysa, sözde demokrasi yıllarında yapılamayan devasa projelerin örneğin İstanbul'a dünyanın en büyük havalimanını inşa etmek, körfez geçiş köprüsü, hızlı tren ağları, devasa çift yollar, yenilenen modern uçaklarımız, arabalarımız, havalimanlarımız, okullarımız ise bırakın bizleri diktatör idare etsin. Bundan niye gocunuyorsunuz ki?
Cumhuriyet kurulduğundan bu yana CHP ve aynı zihniyetin benzerleri bu ülkeyi dikta rejimiyle idare etmediler de ne oldu? Bir baltaya sap olabildik mi?
Dünya üzerinde itibarımız oldu mu? Şu an eleştirdiğiniz Türkiye'nin itibar kaybı masalına dâhi kimse inanmıyor. Çünkü emperyalist batı devletleri, Amerika ve Rusya'nın temel hedefleri bizim gibi üçüncü dünya ülkesi gibi gördükleri bir devletin ileri adım atmasını engellemek temel hedefleridir. Çünkü onların sömürme isterileri yüzünden İslam ülkeleri üzerinde yıllardır oynanan oyun. Türkiye'nin gerçek bağımsızlık atılımlarıyla daha da belirginleşince bugünkü kopuk yapı ortaya çıkıyor. Evet, ülkemiz gerçekten ilerlemek istiyorsa hani şu meşhur muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak istiyorsa kendi yolunu çizebilme gayretiyle hareket etmek durumundadır. Batıya dayalı bir ilerleme ya da şu AB masalı için dayattıkları AB kriterleri gibi uydurmasyon girişimler bizim önümüze koydukları ve gözümüze kendilerini farklı lanse etme anlamından başka hiçbir anlam taşımıyor.

Bunu anlamak o kadar mı zor?
İşte SayınCumhurbaşkanımızRecepTayyipErdoğan'ın gördüğü bu gerçeği milletçe görmeli ve kendi yolumuzu kendimiz çizecek kadar erişkin bir toplum olma gayretini göstermeliyiz.
Örneğin bir havalimanı yapıyoruz diye hop oturup hop kalkan Alman toplumu gerçek suratını göstermiştir. Kendilerinden başkasını ileri gitmesine mani olmak adına içlerinden türettikleri çeşitli vekil bozuntularını dahi güzel ülkemizi karıştırma amacıyla kullanan Alman toplumu, bugün her ne kadar samimi yaklaşım gösterir gibi hareket etse de işin aslı çok farklıdır.
Size bir örnek vereyim: Örneğin kötü niyetli bir erkek, yeni tanıdığı güzel bayanı çirkin emellerine alet etmek amacıyla türlü yalanlara başvurur. Ona çeşitli methiyeler düzer. Gözünün, kulağının, dudağının daha bilmem neresinin güzelliğinden söz eder. Karşısında ki zavallı eğer çiğse bu yalanlara kolayca kanarak kendisini bu sahtekâra teslim eder. İşte bugün dostluk gösterisinde bulunanların yapmaya çalıştığı da budur. Ağza bir parmak bal hesabı onlarca AB üyesi ülkenin hissesine düşen komik rakamı ödemek için bile bizden açıklama bekleyen batılı ahmakların bilmesi gereken şudur. Sizin o vermeyi vadettiğiniz rakamı biz zaten çoktan ödedik ve aştık bile.
Biz zaten o insanlara harcama yapıyoruz. Milletçe her türlü fedakârlık yapılıyor. Yapılan el altı zamlarda bile onların etkili olduğunu bildiğimiz halde, zor durumda ki insanları yarasına melhem olma uğruna olanlar karşısında suskun kalabiliyoruz. Sizin gibi emperyalist maşaların vereceği üç kuruş için ne hesabı bekliyorsunuz utanmazlar.
İşte yazımın başında ifade ettiğim ihtilal çığırtkanlıklarınızın işe yaramadığı günümüzde her ne kadar gizlemeye çalışsanız da planlarınız ve hedefleriniz tüm iğrençliğiyle karşımıza çıkıyor.
Türkiye'de yaşayan halklar uyanmıştır. İçerimizde yerleşik hainleri kime ve neye hizmet ettiğini bu halk çözmüştür. Bu aziz millet şu anda sizden tahmin edemeyeceğiniz kadar nefret ediyor.
Bilin istedim...