Vicdan Terazisi - Necati KAVLAK

Necati KAVLAK

Vicdan Terazisi

İstanbul'un 563'üncü fetih yıl dönümü, devlet erkânının en üst düzeyde katılımıyla; 29 Mayıs Pazar gününü, coşkuyla kutlandı! Ekranlara düşen kutlama görüntülerini hep birlikte izledik.

Eskiden fetih yıl dönümleri kutlanırken, Aziz milletin tamamı heyecanlanır, yüreği hoplar, gururu okşanır, milli duyguları tavan yapardı.

Ya Şimdi?

Türk milletinin Milli Bayramlarını minimize eden, Cumhuriyet karşıtlarının iktidar olmasından sonra; Fetih kutlamaları, yalnızca: Osmanlı hayranlarının ve sahte demokratların arenası haline geldi.

Ne Mutlu Türk'üm diyebilenler, bu kutlamalardan eskiden olduğu gibi haz almıyor ve heyecanlanmıyor.

Rahmetli babam, İmparatorluk yıkılmadan önce dünyaya gelmiş, sefaletin yoksulluğun içine doğmuştu.

İstiklal savaşı sırasında, yaşı küçük olmasına rağmen, kağnılarla Türk Askerlerine erzak taşıdığını, gözleri ışıl ışıl parlayarak, o günleri yenden yaşar gibi anlatırdı.

Mustafa Kemal Atatürk'ten sitayişle söz eder, cumhuriyetin kazandırdıklarıyla gururlanırdı.

İstiklal savaşından önce, bizim oralarda ellik gâvurları yaşarmış. Birlikte yaşam tarzı, bazı deyim ve özlü sözlerin yerel dile ve lügate girmesine vesile olmuş.

Mesela, yeri geldiğinde 'Müslüman'ın Müslüman'a Ettiğini Ellik Gâvuru' etmez deyimini çok kullanırdı rahmetli!

Her fırsatı, Milli bayramları kutlamamak için bahane üreten iktidar sahipleri; her nedense, İstanbul'un fetih yıl dönümlerini coşkuyla kutlamayı hiç aksatmıyorlar.

Millet 'Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu' atasözünü de dikkate alarak, kutlamaların samimiyetini tartışmaya açması gerekmez mi?

Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı hanedanları içinde, genleri hiç bozulmamış bir TÜRK hakanıydı.

Bildiğim kadarıyla Annesi Hüma Hatun' da bir Türk beyi olan, İsfendiyar beyinin kızıdır...

Demem o ki 'Türk' deyince tüyleri diken diken olanların, Atatürk'e: dilleri ile *ok atanların, kin ve nefret besleyenlerin, Fatih Sultan Mehmet aşkını ne kadar samimi bulmalıyız?

İnternete 14 Eylül 2011 Tarihinde sızan, gizli Oslo görüşmelerinin, metin ve ses kayıtlarını hep birlikte yeniden hatırlayalım!

O görüşmelerden sonra yetkili ağızların verdiği tepkileri arşivden bir kere daha çıkartıp, yeniden gözden geçirelim.

Sonra mı?

Fetih kutlamalarında 'BU ÜLKEDE KÜRT SORUNU YOK, TERÖR SORUNU VAR' diyenlerin samimiyetlerini vicdan terazinizin kefesine koymak kalıyor.

Bilinçaltımızdaki kuşkulara cevap ararken, 'Müslüman'ın Müslüman'a Ettiğini Ellik Gâvuru Bile Etmedi ' demeli miyiz?

Takdir de keyfiyet de sizin!

2016-05-31

Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?

Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.