Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 30 Ağustos 2016
Serdar USMAN
Serdar USMAN kimdir?
1971 Ankara doğumlu olan Serdar Usman, Mısır El-Ezher Üniversitesi mezunu. Usman, evli ve 3 çocuk babası.İngilizce ve Arapça biliyor. Dış ticaret uzmanı olan ve 17 yıldır bu mesleği devam ettiren Usman, birçok firmanın da dış ticaret danışmanlığını yürütüyor. Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika'daki pek çok ülke ile ihracat faaliyeti yürüten Usman çok sayıda sosyal sorumluluk faaliyetinin yanında sivil toplum kuruluşlarında da görev aldı. Usman, bir diğer taraftan yerel bir gazetede 8 yıl köşe yazarlığı yaptı. Şu anda Hakimiyet Gazetesinde köşe yazarlığı yapan Usman, bunun yanında da Konya Pusula Gazetesinde ekonomi danışmanlığı yapmaktadır.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Dünya 5'ten Büyükse 193 Ne Yapıyor?
CumhurbaşkanımızRecepTayyipErdoğan'ın son günlerde sıkça telaffuz ettiği bu cümlenin detaylarını inceleyelim.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, geçtiğimiz günlerde BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesinin BM'yi etkisiz hale getirmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi; yeni karar mekanizmalarına ihtiyaç olduğunu söyledi. Düşünebiliyor musunuz? Sadece 5 ülke temsilcisinin alınan karara itiraz etmesi bile sistemi kilitliyor. O halde diğer onlarca ülkenin orada bulunmasının kime ne faydası var?
Mevcut yapının sadece 5 daimi üye diye belirledikleri silah tüccarı ülkelerin elinde oyuncak olmasının bugüne kadar kime ne faydası olduğunu da iyi bir sorgulamak lazımdır. Gerçekten soruyorum. Bu BM'nin İslam ülkeleri menfaatine hangi noktada karar aldığına dair tek bir örnek verebilir misiniz?
Kim bu 5 daimi üye ülke?
İngiltere, Çin, Fransa, Rusya ve Amerika BM'nin daimi üyeleridir. Yani bu beş ülke olmaz derse konu kapanıyor. Feriştahı gelse bunların vetosunu delemiyor. O halde diğer ülkelerin BM çatısı altında olmalarının bir geçerliliği var mı? Ülkelere dikkat ediniz. Bu beş daim, üyenin her şeyden önce dinsel yapısı Hristiyanlıktır. Kısacası İslam ülkeleri BM güvenlik kurulunda temsil edilmemektedir. Temsil dahi edilmediğimiz böylesine çarpık bir yapı içerisinde yer almaktan şahsen ben Türk vatandaşı olarak huzursuzluk duyuyorum. Kendi çıkarlarına tezat hissettikleri tüm kararlarda bu beş ülkeden sadece birinin itirazıyla karar alınamıyor. Affedersiniz ama makatınızı yırtsanız bu sonuç değişmiyor. Adalet icra edermiş gibi görünmek için aldıkları tüm kararlarda dahi kendi menfaatlerini ön plana alarak diğerlerini öteleyen yapının dünya barışı adına hiçbir katkı sağladığına inanmıyorum.
Hâlihazırda ki dünya düzeni ve onun yansıması olan Birleşmiş Milletler, İkinci Dünya Savaşı bitimiyle son halini aldı. Birleşmiş Milletler, küresel uzlaşma ile oluşmuştemsil adaletine sahip bir yapı değil. Onu kuranlar ve ona şekil verenler başta ABD olmak üzere İkinci Dünya Savaşının galipleriydi. İşte bu galibiyet bazlı kurulmuş bu çarpık yapıda borusu öten bu beş ülke diledikleri gibi at koşturmaktadırlar. Düşünün, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun bugün 193 üyesi var. Ancak, bu 193 üyeli Genel Kurul'un BM bütçesini onaylamak gibi birkaç karar dışında hukuksal anlamda yaptırım gücüne sahip bir karar yetkisi bulunmuyor. BM sistemini yöneten asıl organ BM Güvenlik Konseyi'dir. Çünkü ambargo, uluslararası müdahale ve barış gücü tesis etme gibi icra operasyonların tamamında nihai karar organı BM Güvenlik Konseyi'dir. 15 üyeli konseyin 10 üyesi, iki yıllığına seçilir. Bu 10 üyenin veto yetkisi yoktur. Ancak konseyin 5 daimi üyesi ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa'dan birinin bile veto ettiği hiç bir karar geçemez. Diğer 10 üye emrivakiye uymaktan başka seçeneğe sahip değil.
O halde bu çarpık yapı ne zamana kadar devam edecek?
Sözün özü, Birleşmiş Milletler denilen bu yapının temeli bozuktur. Bu bozuk temele dayalı sistem 1945 yılından bugüne kadar bu dünyanın başına bela olmaya devam etmektedir. Daimi üyelerin kendi kafalarına uygun kararları onama merciidir. Normal şartlarda birçok ülkenin asla kabul etmeyeceği hatta edemeyeceği bazı konularda işi resmiyete dökmenin merkezidir.
İslam ülkelerine yönelik tüm harplerde yok hükmünde olan bu BM değil miydi yıllarca süren Bosna Hersek harbinde sessiz kalarak on binlerce Müslümanın Avrupa'nın göbeğinde katledilmesini izleyerek, sanki konuyu çözümlemeye çalışıyormuşçasına ayak oyunlarıyla Müslümanların ağzına bir parmak bal çalan?
Bu BM değil miydi uzun yıllar Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren gelişmeler karşısında sus pus olarak beklemek suretiyle sözde beş daimi üyenin çıkarlarına dolaylı yönde katkı sağlayan?
Bu BM değil mi ki Arakan'da yaşanan zulümler karşısında sesini çıkarmayan ama lafa geldiğinde demeç yayınlayarak uykuda ki Müslümanların ağzına bir parmak bal çalan?
Bu BM değil mi ki İsrail denilen Yahudi devletinin Müslümanlara uyguladığı şiddet karşısında sus pus olabilen?
Daha örnek ister misinz?
Yakın tarihimizin kanlı sayfalarına bakabilirsiniz.
Peki, bu düzen nereye kadar sürecek?
Buna kim dur diyecek?
İşte çıkmaz sokak gibi görülen konunun çözüm noktası da bu sorunun altında ki cevapta yatıyor.
Bence BM üyesi ülkelerin bu beş haricinde kalan kısmının tavrını net olarak belirlemesi gerekiyor.
Ya bu sisteme göz kapatılıp üzerimizde dönen oyunlar karşısında ezilmeye devam edeceğiz.
Ya da açık ve net bir tavır koyarak BM çalışmalarını adaletli karar almaya yönelik sayısal üstünlüğümüzün avantajlarını kullanacağız.
Hodri Meydan!

 

   
2016-06-11
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları
- Bir Musibet Bin Nasihatten Evladır!
- Bundan Sonrası: Tüten En Son Ocak
- Türkiye Önderliğinde İslam Ortak Birliği
- Montreux'te Sona Doğru- I