Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 01 Eylül 2016
İlhan NEZOR
İlhan NEZOR kimdir?
1968 Trabzon doğumlu.Eğitimci bir ailenin çocuğu olması hasebiyle güzel Anadolu'nun muhtelif yerlerinde bulunma ve farklı kültürlerden istifade etme imkanı buldu.Lise yıllarından itibaren çeşitli yerel ve ulusal gazetelerde şiir,makale ve araştırmaları yayınlanmış olup an itibarı ile,Teknokule-En Politik- Epruli -Manşetto ve Bendeyazarım.com'da günlük makaleleri yayınlanmaktadır.İnşaat teknikeri ,evli ve iki erkek çocuk babası...
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Sözde 'Soykırım Yasası' Dersim'in intikamıdır-4
 

Turkish_soldiers_and_local_people_of_Dersim_region

Evet demiştik ki ‘ Bu yasa tasarısı büyük ve kadim bir medeniyetin temsilcisi Türk Milletine karşı atılan bir iftiradır ve CHP'nin de bu tasarıyı destekleyen ve gündeme getirenlerle işbirliği yapması da gizli bir gündem,bir yol haritasının hazırlık aşamasıdır...'

Peki bu iddiamızı güçlü kılan sebepler nelerdir..?

Şimdi yakın bir döneme gidiyor ve tarih babanın kaydettiği acı gerçeklerle yüzleşiyoruz.
Cumhurbaşkanımız Sn Erdoğan, Başbakanlığı döneminde yakın siyasi tarihimizi gerçeklerle yüzleştirmiş ve sistemin nerelerde ve ne büyük hatalar yaptığını anlatmaya çalışmıştı.

Kendisine ‘diktatör' diyenlere karşı kendi tarihleri ile yüzleşmeleri gerektiğini anlatmıştır ve Meclis'te yaptığı o tarihi konuşma da CHP tarihinin utanç verici bir olayını hatırlatmıştı.

'CHP'nin on yıllar boyunca,üstünü örtmeye çalıştığı, unutturmaya çalıştığı bu olay maalesef gerek Türk,Gerek Azeri tarihine acı bir olay olarak kazınmıştır.1945 yılında 146 Azerbaycan'lı aydın Stalin zulmünden kaçıyor. Aras Nehri üzerinden Boraltan Köprüsü'nü geçiyorlar ve Türkiye'ye sığınıyorlar.Azeriler öz gardaşlarının yurduna gelip öz gardaşları ile kucaklaşıyorlar. Stalin Türkiye'den bu Azerilerin derhal iadesini istiyor.Dönemin CHP Hükumeti Aras Nehri'nin kenarındaki sınır karakoluna telgraf çekiyor ve mültecilerin iade işleminin gerçekleştirilmesini istiyor.Karakol Komutanı gözlerine inanamıyor.Emri defalarca teyit ettiriyor.Ancak Ankara'dan CHP Hükumetinden kesin ve net emir geliyor: Azerileri teslim edin...Durumu anlayan Azeriler Türk askerlerinin boynuna sarılıp yalvarıyor.' Ne olur bizi teslim etmeyin,bizi burada siz kurşuna dizin,kendi toprağımızda,kendi öz gardaşımızın,kendi öz bayrağımızın altında bizi siz öldürün ' diyorlar. Ancak Ankara'dan gelen emir nettir.Karakol Komutanı çaresiz bu 146 Azeri kardeşimizi teslim ediyor. Boraltan Köprüsünü geçen Azeriler köprünün hemen karşısında Türk Askerlerinin,Türk Subaylarının gözleri önünde elleri bağlanmış olarak infaz ediliyor.Karakol Komutanı'nın bu elim manzara sonrasında intihar ederek canına kıydığı söyleniyor.Bu acı hadiseden geriye çok ama çok acı bir ağıdın dizeleri kalıyor.

Boraltan bir köprü/ Aşar geçer Arası
Yuğsan Aras suyuyla çıkmaz yüzün karası.
Düşman bekler karşıda önüne kattı beni
Can alınan çarşıda gardaşım sattı beni.
Dönüp seslendim geri,merhametsiz birine
Beni siz vursaydınız şu gavurun yerine...'

Erdoğan‘ın CHP‘yi kendi tarihi ile yüzleştirmesinin gereğine değindiği bu konuşma zamanla Dersim tartışmalarını da gündeme getirdi. Erdoğan‘ıErmeni komşularımızla sıfır sorun politikasına karşı Ermeni Diasporası ile işbirliği yapmakla suçlayan Kılıçtaroğlu bir kaç yıl önce de önemli diplomatlarında CHP'li Onur Öymen‘in, sadece Alevileri değil Tüm duyarlıTürk vatandaşlarını da ayağa kaldıran Dersim isyanıyla ilgili sözlerini unutmuşa benziyordu.

Öymen kendisini savunurken ' Bütün silahlı ayaklanmalarda çok sayıda masum insan öldürülmüştür. Silahlı eylemi başlatanları değil de onu bastıranları suçlu sayarsanız yanlış olur. Operasyonlarda ‘yan hasar' dediğimiz bir durum vardır. Atatürk'ün Dersim'de yaptıklarını anlatırken bize faşist diyorlar. Ben faşistsem Dersim isyanını bastıranlar neydi?' demekle yetinmiş ve daha sonraki açıklamalarında biraz daha ileri giderek gazeteci Özlem Çelik‘e verdiği röportajda 'Bildiklerimizi anlatmıyoruz' diyerek CHP‘nin katliamlarını yine sözde Atatürkçülüğesığınarak gizleme çabası içerisine girmiştir.

Özellikle Aleviler tarafından tepki çeken açıklamaları , demokratik açılımın Meclis'teki ön görüşmelerinde yaptığı konuşmayla büyük tepki çekti. Cumhuriyetin kurulduğu günden bu yana CHP'ye yakınlıklarıyla bilinen Aleviler günlerdirÖymen'i ve partisini protesto etti.Ve nihayetinde bazı Alevi dernekleri Öymen'in fotoğrafına Hitler bıyığı yapıştırıp üzerine de 'Wanted' (Aranıyor) yazdılar.

Onur Öymen‘in yaptığı konuşmada Atatürk ve arkadaşları da dahil geçmişte bir takım mücadeleleri örnek gösterip 'orada hiç kimse analar ağlamasın demedi' diyerek eleştiri oklarını başka yönlere çekmesi olmuştur.

Oysa,71 yıldır gizli kalan ‘Dördüncü Umum Müfettişlik Raporu' Dersim İsyanı'nın ağır bilançosunu gözler önüne seriyordu. Bilanço ağırdı: 13 bin 160 ölü, 11 bin 818 kişi sürgün...
Öymen‘in konuşması arşivlerde kalan tarihi belgelerin yeniden gündeme gelmesini sağladı. Kalan Müzik'in sahibi Hasan Saltık'ın, Dersim araştırmasında ulaştığı yüzlerce belge ve fotoğrafı kitaplaştırdı . Belgelerde ölenlerin ve sürgüne gönderilenlerin gerçek sayısının yer aldığı bir raporla, olaylar sırasındaki fotoğraflar da bulunuyor

1937-1938 yıllarında harekâta katılan asker ve subayların, dönemin emniyet müdürlerinin, vali ve kaymakamların kişisel arşivlerinden isyanla ilgili hiç bilinmeyen yüzlerce fotoğraf ve yazılı belgeye ulaşıldı. Belgeler arasında, ölenlerin ve sürgüne gönderilenlerin gerçek sayısının bulunduğu bir raporla, isyanın liderlerinden olduğu öne sürülen Seyit Rıza'nın idam kararının alındığı mahkeme çıkışında oğluyla kol kola görüldüğü fotoğraf da bulunuyor. Bölgenin önemli aşiret reislerinden Şahin Ağa ve amcasının cansız bedenini, askerlerin mağaralara düzenlediği baskınları ve halkın çaresizliğini gösteren fotoğraflar da dikkat çekiyor. Bir başka karede ise askerlerin gözetimindeki kadın aynı anda iki çocuğunu birden emziriyor. Fotoğrafların birinde ise harekât emrini veren dönemin Başbakanıİsmet İnönü, Hozat ziyaretinde görülüyor.

Ve bütün bu yaşananlara karşı CHP‘de Genel Başkan adına konuşma yetkisi olanÖymen 'yan tesirler' diyerek geçiştiriyordu.

CHP ve zihniyeti yapacakları yasa dışı operasyonları öyle meşru hale getirmiş ki, konuyu derinlemesine araştıran Hasan Saltık,dönemin Ovacık Kaymakamı'nın Ankara'ya yazdığı bir rapora da i Tunceliler'in kan içip, insan eti yediğini, güneşe taptıklarını yazıldığını anlatıyor.Bu durum merkezi otoriteye adeta 'Operasyon için daha ne bekliyorsunuz' anlamına gelmekteydi.

Tarihinde böylesine kara lekeler bulunan CHP‘nin insan hak ve özgürlüklerinin savunuculuğuna soyunması sizce bir çelişki oluşturmaz mı?

Ak Parti‘yi dış politikada beceriksizlikle suçlayanlar,Dersim olayları karşısında dış politikada uğradığı hezimeti gündeme getirmemektedirler.Avrupa Parlamentosu'nda (AP) düzenlenen, 'Dersim 1937-38, Aleviler-Yaşananlar ve Devletin Rolü' başlıklı konferansta Türk devletinin özür dilemesi ve CHP'nin Sosyalist Enternasyonalden atılması istendi. Avrupa Parlamentosunda düzenlenen ‘Dersim ‘ konulu toplantıda AP'nin Sol Grup Başkanı Lothar Bisky yaptığı açılış konuşmasında 'Galip gelenler tarihi yazıyorlar, çelişkilerden ve mağdurlardan bahsetmek istemiyorlar. Kemalist rejim Dersim katliamının uygulayıcısıdır'' diyordu.

Her fırsatta ülkesini Avrupa ve İsrail‘e şikayet eden CHP mantığı veKılıçtaroğlu,mağdur ve kurban üreten bir sistemi sorgulamak,hesap sormak vee tarihle yüzleşmek yerine gizli gündeminde saklı tuttuğu ve perde arkasından daÖymen‘in açıklamalarına prim verdiği görülmektedir.Kaldı ki,sürgüne gönderilen Aşiretler arasında kendi ataları da bulunmaktadır.

'Abbas Güçlü ile Genç Bakış' proğramına katılan Kılıçtaroğlu,bir öğrencinin '1938 Dersim Olayları hakkında ne düşünüyorsunuz,özür dilecek misiniz?' sorusu karşısında Öymen‘in açıklamalarına paralellik arz eden bir cevap vermiş ve ' Ben Dersim'liyim,yani o coğrafyadan gelen birisiyim.1938'de bir acı olay yaşanmıştır.Ama bu acı olayın tarihteki yeri ve konumunu çok iyi değerlendirmek lazım.O coğrafyada isyan olmasın diye özel bir yasa çıkartılmıştır.Dersimliler vergi ödemesin diye.Yine okullaşma oranı başlatılmıştır ama sonuçta o coğrafyada bir isyan çıkmıştır ve isyan bastırılmıştır.Dolayısıyla özür dilemek veya dilememek o günün koşullarında olan bir olaydır.Bu olayın öyle Cumhuriyet tarihinin çok karanlık ve derin bir olayı olarakta algılamamak lazımdır diye de düşünüyorum.' cevabını vermiştir.

Yani buraya kadar yazdığımız vahşet Kılıçtaroğlu için Cumhuriyet tarihinin çok karanlık ve derin bir olayı değildir. Üç-Beş ağaç için Gezi olaylarını başlatıp ortalığı kan gölüne çeviren gençlerin alnından öpen CHP bu vahşeti normal olarak karşılamaktadır. Eski Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil, Dersim Olayı hakkında bakın neler söylüyor: ' Mağaralara iltica etmişlerdi.Ordu zehirli gaz kullandı.Mağaralarda bunları fare gibi zehirlediler.Ve yediden yetmişe o Dersim Kürtlerini kestiler.Kanlı bir hareket oldu...'

Netice olarak,Dersim konusu ,tarih boyu bizden daha çok Avrupa'da tartışılmış ve'Kemalist rejim Dersim katliamının uygulayıcısıdır' bildirgesi ile sonuçlandırılmıştır.
CHP‘nin de üyesi olduğu Sosyalist Erternasyonel Sol Grup Başkanı Lothar Bisky başkanlığında toplanmış ve bugün ne acıdır ki,sözde soykırım yasa tasarısında olduğu gibi Türkiye‘ye hemen hemen aynı dayatmalarda bulunulmaktadır.

CHP‘nin geçmişte yaptığı bu ayıbı örtbas etmek ve toplum hafızasından silmek için bugün Ermeni kartını kullanmak istemesi , Alman sosyalistlerle işbirliği içerisinde olması,yasa teklifini hazırlayan Cem Özdemir‘le bir çok defalar bir araya gelerek gündem belirlemeleri size bir şeyler hatırlatmıyor mu? : 'Sözde Soy Kırım Yasa Tasarısı Dersim'in intikamıdır' tezimizin doğruluğuna yeterli bir sebeb teşkil etmez mi?

İlhan Nezor.



   
2016-06-12
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları