İlhan NEZOR
|
|||
İlhan NEZOR kimdir? 1968 Trabzon doğumlu.Eğitimci bir ailenin çocuğu olması hasebiyle güzel Anadolu'nun muhtelif yerlerinde bulunma ve farklı kültürlerden istifade etme imkanı buldu.Lise yıllarından itibaren çeşitli yerel ve ulusal gazetelerde şiir,makale ve araştırmaları yayınlanmış olup an itibarı ile,Teknokule-En Politik- Epruli -Manşetto ve Bendeyazarım.com'da günlük makaleleri yayınlanmaktadır.İnşaat teknikeri ,evli ve iki erkek çocuk babası... Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
İnsanlığın yüz karası Batı'nın Günah Galerisi -1 | |||
Malum, son yıllarda şiddetli bir şekilde insanlığın ve medeniyetin son kalesi, başta Türkiye olmak üzere İslam dünyası üzerinde çeşitli iftira ve karalama kampanyaları ile karşılaşmaktayız.
Bilişim Teknolojilerinin de akıl almaz derecedeki gelişim, savunma reflekslerimizi de zayıflatmaktadır. Bilginin küresel bir güç halinde tek elde toplanması medeniyetler tarihini istediği kalıba sokmaktadır. Neticede bilginin silah olarak kullanıldığı korkunç bir dezerformasyon sürecini yaşamaktadır dünya... Sadece 140 karakterle atılan bir Tweet,kitleleri harekete geçirmekte ,milyonların örgütlendiği toplulukların kendilerini sorgulamadan yakıp yıktığı,terör estirdiği bir dünya ile karşı karşıyayız.Böylesine büyük bir gücün hemen her alanda faal olduğuTroller Savaşına tanıklık etmekteyiz. Dolayısıyla isteseniz de istemeseniz de ,birileri kulağınızdan çekecek ve onun arzu ve istekleri doğrultusunda düşünce ufkunuzu tayin etmek zorundasınız.Bu durum,başta olmazsa olmazınız olan inanç sisteminizi , sosyol-kültürel veekonomik alt yapınızı da sekülarize etmektedir. Böyle bir kaostan kurtulmanın tek yolu Tarih Şuurudur... Bugünkü savaş ,Seküler Baronlarla Tarih sayacının kavgasıdır.Her ne kadar küresel güç,elindeki imkanları obsküruntizm, yani bilgiyi ve gücü tekelinde tutanların , bilgiyi özellikle tarih şuuruna erişimi zorlaştıranların , imkansız kılmaya çalışanların savaşı olsa da kazanan yine Tarih şuuru olacaktır. 'Bigi güçtür' modunda ki bu sekülerirst kavga, sevgi ile kurulan dünyanın nefretle yıkılmasına izin vermeyecektir.Çünkü sevgi bilgiyi paylaşırsa korku kendini gizler.Işıkta her şey görünür,karanlıkta görünmez.Çünkü tarih Şuuru karanlığa geçit vermez. Bu temel bilgileri verdikten sonra gelelim konumuza... Asırlarca bize Batı'nın büyük bir medeniyet olduğu,çağdaş-muasır bir zirveye tırmandığı,bilim,sanat ve özgürlüklerin meşei olduğu yolunda söylemlerde bulunuldu.Her asırda dönemsel olarak birer kuşak bu şekilde yetiştirilmeye çalışıldı.Neticede,Tarih Şuurundan uzak ruhsuz bir yığın beyinler yetiştirildi ve kendi şah damarını kesen nesilller peydah oldu.Oysa batı dünyası , günümüzde bile halen Ortaçağ karanlığını yaşamaktadır.Çok değil insanlık tarihi açısından 100 yıl geriye gidersek en aşağılık uygulamaları Avrupa'da görmekteyiz. Hz.Muhammed kız çocuklarını diri diri toprağa gömen cahiliye bir toplumdan dünyanın en büyük devrimini gerçekleştirdi ve cenneti annelerin ayakları altına serdi.Kadını,layık olduğu makama oturttu. Bu açıdan bakıldığında ve günümüz Batı dünyasında Tarih Babanın arşivleri arasına aldığı ibret vesikalarını gözler önüne serecek , başta Türkiye olmak üzereİslam alemine atılan iftiralara görsellerle destekleyerek oluşturulmak istenen algıları çürüteceğiz... 1) Hayvanat bahçesindeki insanlar... Bugün Türkiye‘yi sözde Ermeni yasa tasarısı ile dünya kamuoyu önünde yargılamak isteyen başta Almanya olmak üzere Avrupa devletlerininsoykırımdan daha aşağılık tavırlarını çok değil 1900 lerin başlarındaki vahşiliklerini sergileyerek başlayalım... Bundan elli beş yıl öncesi... Belçika,Hollanda,İspanya,Macaristan,Almanya,İsveç,İtalya ve ABD'nin bir çok kentinde 1870 den 1960‘a kadar Afrika‘dan getirilen insanlar etrafı dikenli tellerle çevrili Hayvanat Bahçelerinde teşhir ediliyordu.Afrika'dan kaçırılan, satın alınan ya da hayatta kalmaktan başka seçenekleri kalmadığı içinhayvanat bahçelerinde sergilenen insanların dramını vuralım yüzlerine.On binlerce Afrika‘lı insan, beyaz ırkın keyfi için hayvanat bahçelerindeki gibi bölünerek sergilendiler. Düşünmesi bile insanı ürperten bu organizasyonlar uzun yıllar boyunca toplumsal bir gerçeklik olarak varlıklarını sürdürdüler. Yüzyıllar önce değil, bilinen son insan hayvanat bahçesi 1956 yılında Belçika'daydı. Bu kadınlar Paris hayvanat bahçesinde değişik vücut hatları yüzünden tutuluyordu. Beyazlar bunların kalçalarını görmek için ziyaret ediyorlardı. 'Vahşi insanlar,ilkeller,insana benziyorlar,insanoğluna en yakın varlık galiba...' diyerek katakorize edildiler yıllarca.Adeta hayvan gibi seçilip kafese konuldu zavallı Afrikalılar... Hatta bazen öyle ileri gittiler ki,levhalara ' lütfen yiyecek vermeyin,daha önce beslendiler' notunu da düşmüşlerdi. Tarihe dikkat edin,1931‘de Paris'te Eyfel‘in altında açılan insan hayvanat bahçesini 34 Milyon kişi gezmiş. ![]() ![]() ![]() Ya bu çocuğa ne demeli..? Ona adeta bir hayvanmış gibi muamele yapan ve yiyecek veren aşağılık Batı kadınına ne demeli? Hangi insan çocuğunun bir hayvanat bahçesinde sergilenmesini içine sindirebilir...? ![]() ![]() ![]() ![]() Başka söze gerek var mı bilemiyorum.Daha dün denilecek tarihteki kayıtlar her şeyi anlatmaya yeter sanırım... (Devam edecek...) İlhan NEZOR |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2016-06-15 | |||
|
|||