Geçen ki yazımda dünyada oynanmak istenen oyunlara yönelik bir takım konulara dikkatinizi çekmiştim. Yazıma kaldığım yerden devam etmek istiyorum. Başta İslam düşmanlarının dünyayı tek bir merkezden idare etme çalışmalarına yönelik oyunlarına değinmiş ve dünyayı kendilerinin yöneteceği devasa bir köy haline dönüştürme projelerine dikkatinizi çekmeye çalışmıştım. Şimdi o oyunların daha neler olduğunu buradan yazmak ve farkındalık yaratma adına kişisel bir çaba ortaya koymak istiyorum. Yazılarımın mümkün mertebe okunup geçilen yerine okunup farkındalık yaratma amaçlı olduğunu ifade etmek isterim.
Bu Siyonist yapının diğer bir hedefi de dünyayı tek bir ekonomiye muhtaç etmektir. Malumunuzdur bu sistemin artık iyiden iyiye kendini hissettirdiğini ve hedeflerine yaklaştırdığını anlayabilirsiniz. Tapınakçılar vasıtasıyla günümüz modern bankacılığının inşa edilmesi sonucunda kredi kartı, çek, senet, bono, hisse senedi vb. yakın bir gelecekte ise günümüzde alt yapısı oluşturulan akıllı para, cepte para vb. uygulamalarla artık maddi anlamda paranın dolaşımdan yavaş yavaş kaldırılması ve sadece insanların adına kayıtlı hesaplar kanalıyla harcama, borçlanma vb. işlemleri yapabilmesi aslında uygulamak istedikleri sürü yönetimi mantığına göre her bir ferdi kontrol altına almaktır. İşimize gelse de gelmese de uygulanmaya çalışan ekonomik politikanın temelinde tek bir merkezden idare edilmek suretiyle insanların tüm kişisel durumlarından haberdar olmak ve onları kontrol altında tutabilmektir. Kısacası robotlaştırılmış bir insanlığın temellerini atmaktır.
Uzun yıllardır küresel anlamda bir ekonomik krizle meşgul edilmiyor muyuz? İnsanlar artık yatağa yatıracağı faturaların, yaklaşan ödemelerin kâbuslarıyla uykuya dalıyor. Gerçekten böyle bir ekonomik kriz var mıdır? İnanın bundan bile emin değiliz. Ekonomist değilim ama ortada bu krizin kolayca aşılabileceğini ifade eden yığınla ekonomist var. Acaba bu ekonomik kriz tıpkı şu an Yunanistan ve İtalya sonrasında İspanya, Fransa vb. Avrupa'nın önemli ekonomilerinin çöküşü sonrasında bizi bekleyen Tek bir Ekonomi modeline hazırlık aşaması olabilir mi? Bu yazdığımı komik bulanlar hatta gülüp geçenler mutlaka olacaktır. Onları da saygıyla karşılarım ama günümüz dünyasında oynanan oyunların temelinde hep bir takım gelişmeleri inkâr ederek bugünlere gelmedik mi? İşte oyun öyle oynanıyor ki bizi kendi aramızda dahi çelişkiye düşürerek uykumuzu tazeliyorlar.
İslam dünyası olarak adlandırdığımız ve büyük çoğunluğunu Arapların oluşturduğu coğrafyamızda ki en zayıf damar olma şerefine nail oldular (!) Hemen hepsi derin bir uykuda olmalarını bugüne kadar sindirilmelerinde başrol oynayan batı kuklası liderlerine borçludurlar. Maalesef onlar hem maddi hem manevi anlamda çökeli baya oldu. Bugün İslam ülkeleri üzülerek ifade etmeliyim ki kaderini düşmanının eline teslim etmiş halde iç çatışmalarla tükenmektedir. Sonuç itibariyle tek dünya ekonomisi için belki de atılmış son adım küresel ekonomik kriz adıyla devletlerin krizden kurtarılması ayağından teslim alınmasıdır.
Diğer bir adım ise; tek dünya dini olsa da yeni dünya düzeninde hedeflenen tek din anlayışının tüm dünyayı Hıristiyanlaştırma amaçlı olduğu zannına kapılıyor. Kimilerine göre arka planda tüm dünyanın Yahudileştirilmesi amacı var. Ama aslında işin aslı Dünyayı dinsizleştirme projesidir. Zira Dünyayı yöneten Küresel örgütlerin tamamında inançsız bir dünya görüşü esastır. Onlar için din Şeytan'ın kendilerine verdiği vesvesedir.
Evet, yazdıklarımı okudunuz. Şimdi gelin genel bir tahlil yapalım. Son günlerde iyice netleşmekte olan insanların robotlaştırılması noktasında artık neredeyse sonuca ulaşıldığını bugün aklı başında hiçbir kimse inkâr edemez. Paraya, güce, ihtişama ve gösterişe tapınan milyarlarca insan çevremizde dolaşıyor. Bunu hepimiz bir kere kabul ediyor muyuz? Günümüz insanlarının yapısında maddeselleşme yok mu?
Yüce Rabbimiz Bakara Süresinin 208. ayetinde şöyle buyuruyor.
'Ey iman edenler! Hepiniz topluca barış ve güvenliğe (İslam'a) girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır.'
Bugün etrafımıza çöreklenip tüm insanlığı kontrolü altına almak isteyen yapıya karşı atacağımız adımlara dikkat etmeli ve oyunlardan oldukça uzak kalmalıyız.
Gerçek Müslüman için çift yol yoktur. Tek hak yol vardır. Allah'a İman ettim demekle de iş bitmiyor.
Ey Müslümanlar, eninde ve sonunda göç edip gideceğimiz bu dünya için kendinizi fazla paralamanın gereği yok. Geçmişte gelenler gitmedi mi? Hepsi şimdi hesap yurdunda değiller mi? Er ya da geç bizi de o gruba dâhil etmeyecekler mi? Unutmayalım. Bizi kimse kendi sahte inançlarına zorla sevk edemez. Biz dinimize imanımıza sahip çıktığımız sürece Allah'ın koruması altında olacağız. Bundan şüphemiz varsa o zaman imanımızı sorgulamamız lazım. Allah muhafaza o yapıda ahirete irtihalde sonu cehennem olan azaba götürür. Yapmacıklığı bırakalım. Paraya tamah eden yapımızda bir sıyrılıp kurtulalım. Gayrimüslimleri ayakta tutan ne varsa biliyoruz o halde bu endişemiz niçin? Bismillah deyip başlamak zor mu geliyor?