Salih Sedat ERSÖZ
|
|||
![]() 1956 Konya Akören doğumluyum. Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji bölümü mezunuyum. Gazetecilik, MEB' da öğretmenlik ve idarecilik, Konya İl Kültür Müdürlüğü, Konya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcılığı ve Daire Başkanlığı görevlerinde bulundum. 1978 yılından itibaren Türkiye’de Yarın ve Merhaba gazetelerinde yazdım. Şu anda Memleket gazetesinde yazıyorum. Evli ve 4 çocuk babasıyım. Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Hesap gününe hazırlanmak | |||
![]() Günler çok çabuk geçiyor, zaman su gibi akıp gidiyor. Ramazan geldi geliyor derken, yarısından fazlası geçip gitti bile... 'Ahir zamanda bir yılın bir ay gibi, bir ayın bir hafta gibi, bir haftanın bir gün gibi, bir günün ise bir yaprağın yanması kadar hızlı geçeceği' Hadis-i Şerifinin yaşandığı zaman dilimindeyiz. Dünya ve içindeki canlı cansız tüm varlıklar hep birlikte ömür tüketiyoruz ve malum sona doğru hızla yol alıyoruz. 'Ağızların tadını bozan ölüm' hepimizin çevresinde dolaşıp duruyor. Yaklaşık 8 ay kadar önce Muzaffer Özen kardeşimizi ebedi âleme yolcu etmiştik. Geçtiğimiz günlerde de Mehmet Apan kardeşimiz ahiret âlemine göçüp gitti. Artık onlar için takdir edilen hayat süresi bitti, imtihanları sona erdi. Şu anda dünyada yaptıkları ve amelleri ile baş başalar. Her ikisinin de imanlarına şehadet ederiz. Allah her ikisine de rahmet eylesin. Mekânları cennet olsun. Bizim imtihanımız ise sürüyor. Ebedi saadete ulaşmak için bu imtihanı kazanmak zorundayız. Bizim de arkamızdan imanımıza şehadet edeceklere ihtiyacımız var. Bir gün bizim de imtihanımız sona erecek ve ölüm bizim de kapımızı çalacak. Ölüme yürüyoruz an be an... Ölüm bize uzak falan değil. Aksine çok yakın. Daha dün bu yakınlığı bir kere daha hissettim. Bir yürek çarpıntısı, bir kalp sıkıştırması, arkasından hastane doktor vb. Bunlar bize ölümü hatırlatan hediyeler. 'Her an ansızın gelebilirim, beni unutma' diyor. Muzaffer, Mehmet derken bir gün bizim ismimiz de okunacak. Ölüme ve dehşetli kıyamet sahnesinin zuhur edeceği günlere doğru koşarak gidiyoruz. Güneşin söndürüleceği, yıldızların kararıp döküleceği, göğün yarılacağı, yerin şiddetle sarsılıp içindekileri fırlatıp atacağı, dağların yürütülüp pamuk gibi savrulacağı, denizlerin kaynatılıp fışkırtılacağı, kalplerin korkudan titreyeceği dehşetli kıyamet gününe her an biraz daha yaklaşıyoruz. Kişinin ölümü ile onun kıyameti zaten kopmuş oluyor. Ölüm ile kişinin imtihanı sona eriyor. Dünyada iken ölüm anına kadar yaptıkları, kişinin ebedî âlemdeki durağını belirliyor. Zerre kadar iyiliğin ve zerre kadar kötülüğün karşılığını bulacağı çetin hesap günü geliyor. Hesap gününe hazır mıyız? Ramazan, hesap gününe hazırlanmamız için tam bir fırsat. Bu fırsatı kaçırmayalım. Yaptıklarımızın, yapmamız gerektiği halde yapmadıklarımızın ve tüm yaşantımızın hesabının sorulacağı, büyük- küçük hiçbir şey ayırt etmeden bütün hayatımızın kaydedildiği amel defterlerimizin verileceği günler uzak değil. Aksine bize çok yakın o çetin hesap günü... Ömrümüzün hitamına bağlı... Ölüm her an gelebilir. Bir saniye sonrasına bile garantimiz yok. Nefesimizin tükendiği, gözümüzün kapandığı an yakamızdan tutulacak, 'gel bakalım ver hesabını' denilecek. Ölüme hazır mıyız? Ramazan, ölüme hazırlanmamız için büyük bir fırsat. Bu fırsatı iyi değerlendirelim. Dünyada yapıp ettiklerimizin karşılığını bulacağımız, ya cennet bahçelerinden bir bahçe ya da Allah korusun cehennem çukurundan alevli bir çukur olacak olan son durağımıza buyur edileceğimiz günler öyle çok uzak falan değil. Ateşimizi veya cennet bahçemizi bu dünyadan kendimiz oraya taşıyoruz aslında. Buradaki inanç ve amellerimizin karşılığı neyse, onu görecek ve onu yaşayacağız orada... Yoksa Allah kullarına zulmedecek değildir. Hak ettiğimiz neyse orada onu bulacağız. Daha dün yanı başımızda bizimle birlikte olanlar şimdi bu âkibetle karşı karşıya... Bizim de bir gün mutlaka varacağımız yer orası. Bundan kaçış yok. Bundan kurtuluş yok. Onun için ölüme ve hesaba her an hazırlıklı olmalıyız. O zaman işte Ramazan, işte fırsat... İçinde yaşadığımız şu mübarek ve faziletli günler, nefs muhasebesi yapmanın, hata ve kusurlarımızı telâfi etmenin, eksikliklerimizi gidermenin tam zamanı. Henüz vakit varken ve kâinatın yüce Meliki bizlere fırsat üstüne fırsat sunarken kendimize çeki düzen verelim. İçinde bulunduğumuz fırsatı iyi değerlendirelim. Rahmet ayının içinde iken, akıllı insana düşen bu fırsatı kaçırmamak, Ramazan'da affa, rahmet ve mağfirete mazhar olmayı, cehennemden azat, cennete aday olmayı başarmak için gayret etmektir. Zira bu fırsat, son fırsat olabilir. Mübarek Ramazan, ölüme ve hesap gününe hazırlanmamıza vesile olsun İnşallah. Hayırlı Ramazanlar efendim. |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2016-06-27 | |||
|
|||