ŞİİRLİ SÖYLEŞİ!

  Düştü!

 Şansıma çiçeklerden bir gül düştü.

Dert yumağımı açan ele muhtaçtım;

Gözyaşlarımın sağanağında,

Sol yanım ağrıdığında,

Boğulurken hüzün ırmağında,

Kimse yokken solumda, sağımda;

Kahır yumağımı çözen bir el düştü! 

 

Ana Yurdum!

 

Doğup, büyüdüğüm...

Gülüp, oynadığım,

Oyuna, doymadığım...

Puşta puşta bağlarında,

Üzümlerinden yediğim, 

Şarkılar, söylediğim,

Meyvelerinden tattığım,

Gölgesinde yattığım,

Çiçeklerini kokladığım,

Ne var ne yok diye yokladığım,

Anayurda uğradım;

Toprak kokan evimiz harap olmuş,

Kurduğum hayaller serap olmuş!

Bağ, bahçe... her yer türap olmuş!

Çiçekler açmaz olmuş,

Topraklar kokmaz olmuş,

Bülbüller ötmez olmuş!

Sevgiler, dostluklar...

Bir bir beton dolmuş!

Hani o komşularımız?

Vefakar komşularımız!

Pişirdiğinden;

Komşu hakkı diye dağıtan

Nerde Kalfalar?

Kalaycı Ahmet ağa,

Nereye gitti Çıpracılar?

Senem abla, gıdak nine...

Ispanakçılara ne oldu?

Solaklar vardı, 

Detseliler, Borucular yok artık!

Gedavet amca öldü mü?

Derbentliler nereye gitti?

Ana yurda uğradım;

Hüzün gördüm, 

Hasret gördüm,

Özlem gördüm!

Ana yurda uğradım;

Açmayan güller,

Küskün bülbüller,

Vermeyen eller gödüm!

 

 KELEBEKLER!

 

Her rengi; "Rab burada" der,

Her boyası Allah'ı söyler!

Tül misali kanatlar,

O heybetli gözler

O ilahi beyanatlar!

Söyle, Allah aşkına söyle

Kim verebilir bu rengi böyle?

Uçarken bir şeyler derler

Kanatlarını tevazu ile yere sererler!

Kelebek deyip geçme sakın

Her birinde ibret var

Kainatta her varlık Allah'ı fısıldar!

 

Gurbet

 

Aslımdan uzak kıldılar beni,

Delik delik deldiler beni,

Bir gurbete saldılar beni;

Ah gurbet, vah gurbet!

 

Hicranı vuslatla aşalım,

Yokluktan varlığa ulaşalım,

Haydi sevgiliye kavuşalım;

Ah gurbet, vah gurbet!

 

Gurbet ıstırap, gurbet bir aşı,

Gurbet sıkıntı, gurbet gözyaşı, 

Vuslata götüren atlama taşı;

Ah gurbet, vah gurbet!

 

Her 'la' bir gurbet,

Yokluk hala bir gurbet,

İmansızlık âlâ bir gurbet.

Ah gurbet, vah gurbet!

 

'İlla' gurbete elveda,

Söyle; 'vuslata merhaba',

At tekmeyi, kır, eyle berhava.

Ah gurbet, vah gurbet!

 

 Ruhuna İn!

 

'Amma da güzel sesi var'..

Kur'anı güzel okuyorlar,

Ezanla coşturuyorlar...

İnsan dinlerken başka âleme dalar,

O kadar ki, dinleyeni gözyaşına boğar!

Bir de güzel davranış yarışması olsa,

En iyi dinleyen, en iyi anlayan...

Mesajları yerli yerince kavrayan.

Hani resulullah diyordu ya;

'Benim ahlakım Kur'an'

Onu içine sindir, uygula her an.

Rabbin emri; 'Emrolunduğun gibi dosdoğru ol',

Elif gibi dimdik, dal gibi rükûda,

Mim olarak secdeyi bul!

Namaz seni kurtarmaz, Kur'an hiç...

Hac Mekke'de kaldı, tavafı geç,

Zekat anka kuşu dillerde!

Kur'an ruhsuz okunur; 

Baş daralınca sayfaları açılır,

Yüzüne bakılır, anlamadan kaçılır!

Uygulama mı dedin? O da ne?

Atam bunu yapmazdı, böyle yaptık senelerce!

Cumadan cumaya, okur geçerim,

Bir Yâsin'e bakar, bir de Tebarake seçerim!

Ne diyor bu âyetler, bana ne söyler?

Sevgilinin mektubu, sana ne söyler?