Gürbüz BATTAL
|
|||
![]() 1951 Sarıkamış Yeniköy doğumlu. 1969 yılında Kars Kâzım Karabekir İlköğretmen Okulu’ndan mezun oldu. Manisa’da 37 yıl sınıf öğretmenliği yaptı. 2006 yılında emekli oldu. 6 yıldır Manisa Özel Eğitim İş Uygulama Merkezi'nde sınıf öğretmenliği yapıyor. Evli, üç çocuk babası, dört torun dedesi. Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Mankurtlaştırılıyor muyuz? | |||
![]() Mankurt, bazı işlemler sonucu öz benliğini yitirerek kendisini kimliksizleştiren düşmanının kuklası olan zavallı bir insan tipidir. Eserde, Juan Juanlar, komşu ülke kabile oymaklarıyla Kırgızlara saldırır, her tarafı yakar yıkar, ne bulurlarsa yağmalar, ele geçirdikleri genç tutsakları mankurtlaştırmak için başını kazır, saç tellerini tek tek kökünden çıkarır. Sonra da bir devenin boğazının alt kısmından alınan yaş deri, tutsağın başına sıkıca bağlanır. Kafası deve derisiyle bağlanan kişinin yürek parçalayan çığlıkları duyulmasın diye ıssız bir yerde günlerce aç ve susuz olarak güneşin altında bırakılır. Deri kurudukça küçülmeye, başı mengene gibi sıkmaya başlar, dayanılmaz acılar verir. Tutsak başını yerlere vurmasın diye de elleri ve ayakları bir kütüğe bağlanır. Tamamen sıkışan kafadaki saçların çıkması engellenirken çıkacak yer bulamayan saçlar geriye doğru gitmeye başlar ve beyne gelerek beyni tahrip eder hafıza kaybı meydana getirir. Mankurtlaşan kişiler geçmişlerini tamamen unuttukları için kim olduklarını, hangi soydan geldiklerini, annelerini, babalarını ve çocuklarını tamamen unutur. Onları rahatlıkla öldürebilecek canavara dönüşür. Bunların kaçıp gidecekleri bir yer de yoktur. Ölünceye kadar Juan Juanların kölesi olur, onları dost bilir, her isteklerine itaat eder. Günümüzde de çok uluslu sömürgeci anlayış daha modern yollarla beyinlerimizi yıkayıp kimliksizleştirerek mankurtlaştırıyor diye düşünmeden edemiyorum. Şöyle ki; Kadınlar dizi bombardımanına tutulmuş, konusu aşk, entrika, şehevi arzular ve ekonomik güç olan dizi filmler, abuk sabuk yarışmalar ve evlilik programları tarafından esir alınmış, dizi günleri misafirliğe gidilmez, gidilse bile sohbet edilmez, aile içi iletişim bitme noktasına gelmiştir. Bu arada gençler de unutulmamış, seyirlik futbolun esiri edilmişlerdir. Diğer taraftan Müslümanlar arasına nifak tohumları ekilmiş, Müslüman Müslüman'a kırdırılmakta, Müslüman terörle özdeşleştirilmektedir. Alkol ve uyuşturucu kullanma özendirilir hale getirilmektedir. Sinema ve televizyon yoluyla kültür adı altında kültürsüzlük aşılanmaktadır. Belli bir kesim kullanılarak ahlâksızlık, fuhuş, eşcinsellik sıradan olaylar haline getirilmekte, çağdaşlaşma adı altında din, gelenek, görenek, örf ve âdetlere düşmanlığı içeren yayınlarda artış görülüyor. Milletin dini ve millî değerlerine saldıranlar bazı TV kanallarının baş tacı olmuşlardır. İnsanlar yapay gündemle meşgul edilmekte, ülkenin önemli meselelerine kayıtsız kalmalarını sağlamak için elden gelen her şey yapılmaktadır. Okuma alışkanlığını kaybetmek üzereyiz. Bu da, okuyamayan, okusa bile okuduğunu anlayamayan, yorum yapamayan ve düşünemeyen insanlar yetişmesi demektir. Vatanına, devletine milletine yabancılaşan, onların değerleriyle alay eden ve aşağılamaya çalışanların sesi daha fazla çıkıyor. Hırsızlar, soyguncular, ahlâksız davranış sergileyenler itibarlı kişi konumuna getirilmeye çalışılıyor. Vatanın bölünmez bütünlünü sağlamak ve halkın canını, malını, namusunu korumak için teröristlerle çatışan Mehmetçik, protesto edilebilmektedir. Türk olduğunu söyleyerek Ermeni diasporası üyesi gibi çalışanlar çoğaldı. Türkiye'nin başbakanı veya cumhurbaşkanı olmak için yola çıkan bazı siyasiler dünyanın başına bela olan batılı ülkelere giderek ülkesini rahatlıkla şikâyet eder oldu. Her şeyi yakan, yıkan, kıran, döken, yağmalayan, terör estiren yaratıklar hayatımızı zehir etmeye başladı. Vatan hainlerinin, bölücülerin ve iş birlikçilerinin çoğaldığı günümüzde mankurtlaştık da haberimiz mi olmadı? Kalın sağlıcakla. Gürbüz Battal |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2016-07-01 | |||
|
|||