Pek parlak olmayan cumhuriyet tarihine kara bir leke daha eklendi. Bir kısım asker darbe girişiminde bulundu ve bu ülke bir kez daha alt üst oldu. Panik, korku ve öfke bir kez daha bu milletin yüreğine işledi. Asker ve polis, asker ve halk karşı karşıya geldi. Seçilmişlerin meclisi bombalandı. Havalimanlarına giriş, çıkışlar kapatıldı. Genelkurmay başkanı rehin alındı. Asker  ve polis birbirine silah doğrulttu. Görüldü ki  askeri vesayet veya sivil vesayet kolay kolay bu ülkenin tarihinden silinip atılamayacaktır. Bir kez daha kanıtlandı ki bu ülkede ne zaman ne olacağı bilinemez ve hiç kimse hiçbir zaman güvende değil.

Bu darbe girişimi uzunca bir müddet Türkiye'nin gündeminde olacaktır. Gelinen bu son nokta basit bir olay veya bir iki kınama ile geçiştirilecek bir darbe girişimi değildir. Büyük bir devlet çıkmazı ve devlet içi hegemonik iktidar kavgasıdır.  Bu darbe girişiminin başarıya ulaşamamasının nedenlerini şöyle sıralayabilirim. AKP iktidarı güçlü bir iktidardır. Büyük bir halk desteğine mazhar olmuştur. Medyanın bir kısmı ve siyasi partilerin tamamı herhangi bir darbeye net bir şekilde karşıdır. Uluslararası camiada destek göremez. Ve daha da önemlisi darbeyle, seçilmiş bir iktidarı devirmek fikri artık Türkiye'de neşvü nema bulamaz.

Bu, büyük bir devlet krizidir dedik ve bunu biraz daha açalım. Otoriter, diktatoryal tayip  erdoğan, kendi iktidarını kutuplaştırma ve baskı altına alma yolu ile elde tutmaya çalıştıkça, devleti ve ülkeyi tamamen kendi denetiminde tutmaya çalıştıkça ve çatışmacı, düşmanlaştırıcı politikalar izledikçe ortaya yönetilemeyen bir devlet, devlet içi iktidar kavgaları, birbirini tutmayan pragmatist politikalarla kendini güvende hissetmeyen bir ülke gerçeği çıkıyor.

Bu korkunç tablonun ortaya çıkmasının tek nedeni, erdoğanın tek adamlık paranoyasıdan başka bir şey değildir. Bir ülkede cumhurbaşkanı anayasayı tanımadığını söylerse, o ülkede elbette asker de her şeyi çiğneyip seçilmiş iktidarı devirmek isteyecektir.  Çünkü bu devlet artık ne hukuk ile ne de herhangi bir demokratik sistemle yönetiliyor.

Durum böyle olunca bugün asker isyan eder, yarın yargı veya başka birileri isyan eder. Büyük bir devlet yönetme krizi söz konusu ve patlak verdiğinde artık bunu durdurmanın hiçbir imkanı kalmayacaktır. Bugün ucuz atlatılmış olabilir ama yarın çok daha kötü bir sonuçla karşılaşabiliriz. Dolayısıyla AKP'nin iç ve dış politikada yaşadığı tıkanıklık  topyekun bir devlet yönetme ve demokrasi sorunsalına dönüşmüştür.

İlkeli ve tutarlı olmak adına her türlü darbeye karşıyım.  Erdoğanın anayasayı çiğneyerek oluşturduğu diktatoryal sivil darbesine de askerin cunta darbesine de karşıyım. Bugünkü darbe girişimine karşı olmak, AKP' nin yanında yer almak anlamına gelmiyor. Demokrasiyi ve hukuku savunmak adına bu darbe girişimine karşıyım. Yine de cümleten geçmiş olsun.