Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 30 Temmuz 2016
Ahmet LAZ
Ahmet LAZ kimdir?
1956 da Kilis'te doğdum. İlk orta ve lise eğitimimi Kilis'te, Lisans eğitimimi de Hacettepe Ünv. Matematik mezunu olarak Ankara'da tamamladım. Afşin/Elbistan termik santral montajında planlamacı, Türkiye Diyanet Vakfında Bilgi İşlem Müdürü, Kendi işimde ise yönetici olarak Bilgisayar ve Yazarkasa sektöründe çalıştım. Emeklilik hayatımı Kilis'te yaşıyorum. Yerel Kilisinsesi gazetesinde ( www.kilisinsesi.com.tr ) yazıyorum.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Darbeler Biter mi?
Türkler, geçmişte büyük ve güçlü devletler kurmuş, savaşçı bir millettir.
Her devletin sonu da yıkılmak olduğuna göre kurulan devletler kadar da yıkılan devletlerimiz vardır.
Hatta son Türk devleti olan Türkiye Cumhuriyetinin, 1970-2000 yılları arasındaki siyasi hayatında önemli bir yeri olan Süleyman Demirel de bu siyasi geçmişinde, iktidardan 6 kez gidip 7 kez tekrar gelmesi de bizim darbeci karakterimize uygun olsa gerektir.
Geçmişin dünyasında kurulan tüm devletler, bazen dini temeller üzerine olsa da büyük çoğunluğu askeri temeller üzerine inşa edilirdi.
Şimdiki gibi sivil iktidardan söz edilemezdi.
Tabi bu durum, teknolojinin gelişmesine uygun olarak, bugünkü gibi seçimlerin yapılabilmesiyle değişti. Bugün teknoloji sayesinde seçmenleri anında tespit edebiliyor, seçmen listelerini yazdırabiliyor, sonuçları hızla ilgili yerlere şeffaf bir şekilde ulaştırabiliyoruz.
Gerçek bir demokratik yapıya ulaşabilmemiz için de, seçim sistemimizi daha epey değiştirmemiz gerekiyor.
Bu gerçek, iktidar sahipleri tarafından bilinse de işlerine gelmediğinden düzeltilemiyor. Bunu anlamakta zorluk çeken emanetçi güç sahipleri de, halkın silahlarını halkın kendisine karşı kullanarak halka hükmetmeye kalkıyorlar.
Artık tarihe gömülmesi gereken darbeler de şekil değiştirmeye başladı. Eskiden birkaç asker radyoevini basarak bir bildiri okur, sokağa çıkma yasağı ilan eder, bu duruma razı olmayan askerler bile ses çıkaramaz, herkes korkuyla köşesinde bekler, güç sahiplerine biat ederdi.
Halkın oyları ile seçilmiş yönetim de bu gaspa razı olur, şapkasını alır gider, birkaç yıl sonra eğer hâlâ yaşıyorlarsa bir fırsatını bularak tekrar koltuklarına gelir otururlardı.
Bu defa uzun yıllardan beri yargı ve askeri kurumları ele geçirmeyi hedeflemiş birileri, mevcut iktidarın da yardım ve yataklığı ile bu amacına ulaşmaya çalıştı.
Darbeciler, teknolojinin gelişmesine ayak uydurarak bir süre de kendi sitelerine nereden çıktığı belirsiz bildiriler koyarak siyasete ayar vermeye başladılar.
Genelkurmay yetkililerinin güya sahiplenmediği bu bildirilerden bazıları, uzun süre sitedeki yerini muhafaza etti. Bu durumda, eğer siyasiler korkarak kaçarsa, ya iktidar askerlerin isteklerine uygun hale gelir veya seçimlere gidilmek zorunda kalınırdı.
Ülkemizde yapılan darbelerde, olacak bir itiraz durumunda kullanılmak üzere tanklar ve toplar namlularını hep parlamentoya ve önemli devlet kurumlarına çevirirler, halkı sindirmek için de köşe başlarına tanklar konulurdu.
Kansız yapılan darbelerde dahi, sonradan gerek sivillerden, gerekse de siyasilerden birçok kişi idam edilirdi. Bugün bazı yetkililerin ekranlarda, ‘geçmiş darbelerin hiçbirinde, meclis veya halkın üzerine ateş açılmamıştı' gibi sözler söylemeleri çok da doğru değil.
Geçmişte de namlular meclise dönük olurdu ama itiraz eden olmadığı için ateşlenmezlerdi. Son darbe girişimi, birçok yönü ile geçmiştekilerden farklı olmuştur.
Darbe sırasında, halkın darbecilere karşı gelmesi, canları pahasına tankların önüne siper olmaları, darbecileri telaşlandırarak halka doğrudan ateş etmelerine sebep olmuştur. İletişimin darbeciler tarafından kontrol altına alınamaması nedeniyle darbe karşıtı halk, dalga dalga çoğalmış, seçilmiş siyasileri ve devlet kurumlarını korumuşlardır.
Bu çoğalmanın en önemli nedenlerinden biri de geçmişte yapılan darbelerde, herkesin bir veya birkaç yakınının mağdur olmuş olmasıdır. Bu son girişimde de birçok sivil hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır.
Bundan sonra darbeye teşebbüs edeceklerin karşısına, bugünkünden çok daha fazla sivilin çıkacağı açıktır. 15 Temmuzdan önce Türkiye'de darbeler devrinin kesinlikle kapandığını düşünmüştüm. Çok yanılmışım.
İnşallah bundan sonra, iktidarların da çapulcularla çalışmayı bırakması ve en önemlisi de adil olmaları şartlarıyla, darbe yapmaya yeltenen geri zekâlı ahmaklar olmayacaktır.
Gerçek demokrasilerde yaşamak umuduyla kalın sağlıkla...

Ahmet Laz [email protected]



   
2016-07-28
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları