Ali LALE
|
|||
![]() Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Neden darbe yapılır? | |||
![]() Dün firavunlar olduğu gibi bugün de vardır. Dün ilahlık iddiasında kişilerin, zalimlerin var olduğu gibi, bugün de değişik maskeler altında aynı ve benzer iddialarıyla varlığını devam etmektedirler. Hz.İbrahime peygamberlik geldiği zaman, zamanın Firavun'u bunu kabullenemedi. Benden başka ilah yoktur. İlahlığımı kimseyle paylaşamam düşüncesiyle, Hz.İbrahimi ve destekleyenleri yok etme düşüncesiyle, öncelikle İbrahim'i öldürürse destekçileri de ortadan kalkar anlayışı ile Hz. İbrahim'i ateşe attı. Bu konuda Kuranda ayet vardır. Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerimde mealen ateşe; 'Ey ateş! İbrahim'e karşı serin ve selâmette ol!' (Enbiyâ sûresi: 69) diye emretti. Ateşin içi yemyeşil bir bahçe kesildi. Allah Hz. İbrahim'i Firavunun elinde kurtardı. Bugünde aynı firavunlar devam etmektedirler. Başka güç ve kuvvet tanımayan güçler, her ülke kendisinden emir almasını, yönetimlerini de efendilerine göre ayarlanması üzerinde kurulu, bir sistem oluşturmuşlardır. Bugün dünya üzerinde bir firavunluk rejimi vardır. Ona zarar veren ne varsa, yasaklar hanesine girer ve yerleşik hayatta bulunan uşaklarına emir verir, onu o ülkede yasak hale getirilmesi için gerekli tüm araçlar kullanılır. Devletin gücünü, medya gücünü, baronların gücünü kullanılır. Buna karşı direnenlerde hiç acı duymadan öldürürler. Firavunun hikâyesini çoğu insanlar tarafından bilinmektedir. Kâhinleri onun rüyasını yorumlarken yeni bir çocuk dünyaya gelecek seni tanımayacak ve seni tahtan indirilecek yanı senin ilahlığın tehlikeye girecektir. Demesiyle acımadan doğan tüm çocukları öldürmeye başlar. Bugün çağdaş firavunlarda onlardan geri kalacak değildir. Ortadoğu bir ateş yumağı haline getiren bu anlayışın bir neticesidir. Yakın tarihe baktığımızdan Türkiye Cumhuriyet kuralı bugüne kadar, beş darbe yaşanmıştı. Bu darbelerin genelde amacı yukarıda dediğimiz gibi Firavunları menfaati tehlikeye girdiği andan itibaren, bu operasyonlar başlamıştı. Toplumlar; bu zorbalara dur diyebilecek gücü ve yol haritası yüce Allah göstermiştir. Oda Allah'ın ipine sımsıkı sarılıp, kendi aralarında adaleti tesis etmek, paylaşımı adilane yapmakla, birliğini sağlayacağını umut ediyorum. Bu zorbalar yerleşik hayatta bulunanlarla işbirliği yapamadığı takdirde, dışarıda hiçbir ülke üzerinde hâkimiyetini sağlayamazlar. Bugün toplumların özgürlükleri büyük çoğunluğu, o toplumun elindedir. Eğer toplumda bulunan siyasi erkler, Ülke menfaatini bireysel ve örgütsel menfaatlerinden üstün görüyorlarsa, hiçbir yabancı güç o ülkeye zarar veremez. Çünkü yerli destekçileri olmadıktan sonra, hiçbir ülkede hâkimiyet süremezler. Ancak toplumun kültür yapısı bozulduğundan değer yargılarımız menfaat üzerinde kurulmuş olduğundan dolayı, menfaatimize ufaktan bir zarar geldiğinden, iktidarı düşürmek timsahlar gibi ağzını açmış bekleyen bu güçler, hemen o kişileri veya örgütü tuzaklarına çekerler. Ve bunlarla kendilerine karşı diklenen iktidarları zor durumda bıraktığı gibi ülkenin ekonomisini ve sosyal istikrarını bozan senaryolarını uygulamaya koyarlar. Örneğin Mısır Ülkesinin bu durma gelmesi, yerli işbirliklerin katkılarıyla olmuştur. Yerli işbirlikçilerini bir nevi piyon olarak kullanmaktadırlar. Bunlar hedeflerine ulaştıktan sonrada yerli işbirlikçilerinde kullanma müddeti bitince onları da paçavra gibi atarlar. Saddam'a yaptıkları gibi, bu konuda Türkiye'nin derin bir tecrübesi olmamış olsaydı. Gezi parkı olaylarını da kullanarak Hükümetin kendisine boyun eğmesini zorlayacaktı. Hatta düşürmesine kadarda gidilecekti. Ancak Toplumun bu konuda derin tecrübelerinin olmasından dolayı bu senaryo tutmamıştır. Ama bu demek değildir, artık ülkeyi rahat bırakacaklardır. Bunlar seçimlere kadar Türkiye'yi takip altında tutacaklardır. Eğer kendilerine uygun bir pozisyonla karşılaşırlarsa onu hemen değerlendirecektir. Bunlara karşı iktidar ve Muhalefetin işbirliğiyle mümkündür. Aksi takdirde, dış güçlerin bize hazırladıkları tuzağa düşmekten içten bile değildir. Bu nedenle seçime kadar önümüzde sürekli yeni tuzaklar ve mayınların döşediklerini göreceğiz. Toplum olarak ülkeyi 70 dövüle muhtaç edecek, insanlarımızın bir birini kırdıracak ortamın bir daha geri dönülmemesi için, İktidar ve Muhalefetin Suriye den ve Mısır'dan iyi dersin alınması gerektiğini inancı içerisindeyim. YUKARIDAKİ YAZIYI ÖNCEKİ YILLARDA YAZMIŞTIM. Rabbime şükürler olsun ki insanlarımız Mısır'dan, Suriye'den ve geçmiş darbelerden iyi ders almıştır.15 temmuz 2016 tarihinde Üst akıl yerli uşağı tarafından acımasız bir darbeye giriştiler. İnsanlarımız canları bahasına darbeye DUR dediler. Allah'ın yardımıyla darbe püskürtüldü. Şapka düştü kel göründü. Bizler bunlardan iyi bir ders alabilirsek bir daha böyle tuzaklarla karşı karşıya kalmayız. Ders almazsak, bu sürekli devam eder. Biz hep enerjimizi böylece boşa harcamış olacağız. Bu oyunların karşısına dik durabilmemiz için okullarda dinimizi iyi öğrenmeliyiz. İstihbaratımızı da zamanın şartlarına göre yapılandırmalıyız. Allah ‘Ülkemizi düşmanların tuzağına düşürmekten korusun. Şehitlerimize Allahtan rahmet yaralılarımıza da acil şifalar dilerim. Ali LALE |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2016-08-02 | |||
|
|||