Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 17 Ağustos 2016
İlhan NEZOR
İlhan NEZOR kimdir?
1968 Trabzon doğumlu.Eğitimci bir ailenin çocuğu olması hasebiyle güzel Anadolu'nun muhtelif yerlerinde bulunma ve farklı kültürlerden istifade etme imkanı buldu.Lise yıllarından itibaren çeşitli yerel ve ulusal gazetelerde şiir,makale ve araştırmaları yayınlanmış olup an itibarı ile,Teknokule-En Politik- Epruli -Manşetto ve Bendeyazarım.com'da günlük makaleleri yayınlanmaktadır.İnşaat teknikeri ,evli ve iki erkek çocuk babası...
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Manevi Diktatörler…-5


Gülen hareketini 20 Ocak 1990‘da Kızıl Ordu‘nun Azerbaycan‘a girmesi ile tanımaya başladım. Gülen, bu işgal neticesinde milliyetçi söylemlerde bulunmuş ve bir hayli taraftar edinmişti. O günün şartlarında milli his ve heyecan açısından etkilenmemek mümkün değildi. Daha sonra üniversite yıllarımda bu hareketi ve liderini tanımaya karar verdim.
O yıllarda 'Zaman gurubu' diye adlandırdığımız öğrencilerle temas etmek istedim. Ama her nasılsa içlerine giremedim.Daha doğrusu onlar beni almak istemedi.Çünkü hemen hepsinde bir gariplik hissediyordum.Çoğu Anadolu‘dan gelmiş fakir ve zeki çocuklardı ama normal Anadolu karakteri taşımıyorlardı.Adeta sırtlarına belki de ömür boyu taşıyacakları birer kambur yüklenmişti.Kendilerini tek akla hapsetmek gibi korkunç bir dünyaları  ve yaşam biçimleri vardı.O günlerde anlamıştım,gizemli bir yapılanmalar,kriptolu kimlik ve konuşmaları beni hep tedirgin etmişti. Takiyye yapmayı hem bireysel anlamda ,hemde cemaat bağlamında kendilerince meşru ölçüler koyarak yapıyorlardı.Neticede hedefe ulaşmak adına her yolu meşru kabul ediyor ve çift kişilikli bir hale dönüşüyorlardı.

O günlerde anlamıştım...İnanç bağlamında böyle bir karakterin zamanla bir felakete dönüşmesi kaçınılmazdı.Çünkü böyle bir kişilik toplumun stratejik noktalarına yerleştiği zaman 'sende mi Brütüs..?' demek zorunda kalabiliyor insan.

Düşünebiliyor musunuz , kimliği gizleyebilmek için içki içmek, namazı terk etmek, kılınsa da ima ile kılmak, oruç tutmamak, bayanların ve eşlerin başlarını açması, yalan konuşmak, yalanı gizleyebilmek için yemin etmek buna da Allah'ı (c.c) ve O' Resulünü  şâhit tutmak ne menem bir anlayışa hizmettir.

Tek akla hapsolan ,hata yapmaktan münezzeh addedilen kutsal kişiliklerisorgulamak mümkün mü?

Bir çok örnek verebiliriz.

Ancak bana çok çarpıcı gelen birisini anlatarak başlayalım isterseniz.

Gülen denilen takiyyeci Şeytan‘ın  Cemaat okullarında sıkça yaşanan bir olay var.Hz Muhammed‘in  ruhaniyetinin kendi cemaatinin okullarını, öğrenci evlerini ve hatta sohbetlerini ziyaret ettiğini söylediler yıllarca.Cemaatin şuursuzlar  taraftarları da aynen söylendiği gibi inanıyorlar.Neymiş efendim,yemekhanede masada bir sandalye boş bırakılır,hatta oraya yemek dahi konurmuş. Sözde , Hz Muhammed o masalarda yemek yiyormuş. Sohbetlerinde bir yer boş bırakılır ki , Hz Muhammed gelip oraya otururmuş ...

İşte 'Allah ile aldatmak' buna denir..!

Şimdi 13-14 yaşında bir çocuğun eğitim hayatı boyunca bu mantalite ile büyüdüğü varsayalım.Yıllarca Peygamberle aynı masada yemek yeme şerefine nail olduğuna inandırılan bir kişi tam anlamıyla mankurtlaşmış demektir.Artık o efendisinden başka kimseyi tanımaz ve onun emirlerini ilahi bir mesaj olarak algılar.Ulusal kimlikten uzaklaşır , toplumuna ve kültürüne yabancılaşır , zihnin yeniden inşası yoluyla bilinçsizleşir ,egemen güçlere ve dünyayı yöneten süper güçlere yaranmak için artık müsait hale gelmiş demektir.Bu korkunç senaryonun nasıl gerçekleştirildiğini irdelemeden önce böyle bir kişinin belirtilerine bakalım:' Beyni yıkanan yani Mankurtlaştırılan kişi , en başta düşmanlarını efendi olarak kabul ediyor.Kendi halkına ve sahip olduğu değerlere karşı savaşan bir köle oluyor.'Elbette bu kısa sürede olmuyor.Uzun bir zaman dilimine yayılıyor.Ulusal refleksler zayıflatılıyor,milli dirençler kırılıyor.Bu noktadan baktığımızda TürkiyeFETÖ ile birlikte çok yönlü bir saldırı altındadır. Batılı dostlarımız ( ? ) ve onların yerli işbirlikçileri tarafından Mankurtlaştırılıyor.Mankurt , efendisine sadık , onun sözünden asla çıkmayan , karnını doyurmaktan başka bir şey düşünmeyen efendisinin emriyle öz annesini bile öldürebilen bir yaratıktır.Peki böylesine korkunç bir profil nasıl gerçekleştiriliyor şimdi onun tarihi serüvenine bakalım.Aymatov ' Gün olur Asra Bedel ' kitabında kısaca söyle özetlemektedir:'Orta Asya'da Juan-Juan isimli barbar bir toplum , tutsak ettiği insanları nitelikli (Türkleri) köleler haline getirmek için onların hafızalarını silme yoluna gidermiş.Bu şöyle gerçekleşir: Önce tutsağın başını kazır , saçarlını tek tek çıkarırlarmış.Bu arada bir deveyi keser , derisinin en kalın yeri olan boynundaki deriyi tutsağın kanlar içinde olan kazınmış başına sımsıkı sararlarmış.Kuruyup büzülen deri ,kafayı mengene gibi sıkıp dayanılmaz acılar verirmiş.
Bir yandanda kazılan saçlar büyüyüp dışarı çıkamayınca başına batarmış.
Tutsak, kafasını yerlere vurmasın diye bir kütüğe bağlanır , yürek dağlayan çığlıkları duyulmasın diye elleri ayakları bağllı olarak ıssız bir yerde dört-beş gün aç susuz bırakılırmış.
Beşinci günün sonunda tutsakların çoğu ölür , kalanlar ise hafızalarını yitirirmiş.
Tutsak zamanla kendine gelir , yiyip içerek gücünü toplarmış.Artık o bir insan değil ölünceye kadar geçmişini hatırlamayan bir ' Mankurt ' olmuştur.Bir mankurt kim olduğunu , hangi soydan geldiğini ,anasını ,babasını ve çocukluğunu artık bilemez ve hatırlayamazmış.Hatta öyleki insan olduğunun bile farkında deyilmiş.
Adeta , ağzı var dili yok itaatkar bir hayvandan farksızdır.Kaçmayı hiç düşünmeyen bir köle olmuştur.Onun için önemli olan tek şey karnını doyurmak ve efendisinin emirlerini yerine getirmek.'Devlet içinde ' Paralel Yapı ' olarak adlandırdığımız oluşum hiç kimse kusura bakmasın cemaatini tam bir 'Mankurtlaştırma' organizasyonu haline gelmiştir.Cumhuriyet tarihinin en icracı ve hizmet odaklı bir iktidarına karşı yapılan bu akıl almaz ayak oyunları ancak böyle ifade edilebilir.Fethullah Gülen'i , Kutbul Ahtab olarak gören bu Mankurtlar sık sıkİtikafa giripAllah'la konuştuklarını bile itiraf edebilmektedirler.Allah'ın peygamberimizin yüzü suyu hürmetine dünyayı yarattığını ve o vefat edince onların yüzü suyu hürmetine devam ettirdiğini iddia edecek kadar benliklerinden koparılmışlardır.İddia ettiğim bu konular , benim acizane görüşlerim değil , bizzat ' Hizmet Hareketi ' dedikleri oluşumun içinde yer alan ve yaklaşık 40 yılını bu yola feda eden gönüllüler ,akademisyenler tarafından ifade edilmektedir.F.Gülen'le yola çıkan ve cemaat adına tam yetki ile donatılanNureddin Veren'in 2006 yılında Kanaltürk'e verdiği o çok özel röportajı hatırlamakta fayda var.Ne diyordu Veren : ' Yurtlarda , bu tertemiz Anadolu çocukları öyle bir beyin yıkamaya tabi tutuluyordu ki , eğer Fethullah Gülen annenize babanıza söyleyin bana tabii olsunlar.Şayet olmazlarsa onları öldürün dese, bu çocuklar hiç gözünü kırpmadan annesini babasını öldürebilir. .'

Fazla söze gerek yok . Bu son Pragıraf bu harekete 40 yılını vermiş bir insana ait.Her şeyi özetlemeye yeter sanırım. Şayet Türkiye'de gerçek anlamda bir 'Derin Devlet ' yapılanması olsa idi bugün bu hain saldırıların gerçekleşmesi mümkün olmazdı.Kahraman Binbaşı Barış Dedebağ‘ın dediği gibi 'Ya devlet başa ya kuzgun leşe ...'
(devam edecek...)
İlhan Nezor




   
2016-08-06
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları