Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 15 Ağustos 2016
Muzaffer OĞUZ
Muzaffer OĞUZ kimdir?
www.belirtiyorum.com da köşe yazarı. 17 Mart 1971’de Düzce’de doğdu. Babasının işi gereği daha 5 aylıkken Kocaeli’ye göç etti. İlk, orta ve Lise tahsilini Kocaeli’de tamamladı. Trakya Üniversitesi’nde okurken tekrardan girdiği ÖSS sınavında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü’nü kazandı. Kimya öğretimini tamamlayarak aynı yıl (1994) Şanlıurfa ilinde Kimya Öğretmenliğine başladı. Bu arada İzmir’de 247. kısa dönem olarak vatani görevini tamamladıktan sonra Zonguldak iline tayin edildi. Zonguldak’ta 3 yıl çalıştıktan sonra 2000 yılında Kocaeli iline tayin oldu. Hala Körfez ilçede bir lisede müdür yardımcısı olarak görev yapıyor. Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Kamu Yönetimi mezunuda olan Oğuz, son 10 yıldır çeşitli gazete ve dergilerde yazılar yazıyor. Kocaeli iline hitap eden bir internet haber portalında (www.belirtiyorum.com) editörlük ve yazarlık yapmaktadır. A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı da olan Muzaffer Oğuz, evli ve 2 erkek çocuk babasıdır.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Türk’ün Gücü
Son günlerde yaşadığımız gelişmeler üzerine o kadar çok söylenecek söz var ki ancak yaşadıklarımıza ilişkin en önemli ifadelerin yıllar önce Mustafa Kemal Atatürk'ün  sözlerinde saklı kaldığını düşünmekteyim. Ne demiş Atatürk;

Bütün dünya bilmeli ki; karşımızda böyle bir düşman oldukça onu affetmek elimizden gelmez ve gelmeyecektir. Düşmana merhamet, aciz ve zaaftır; bu insaniyet göstermek değil, insanlık hassasının yok olduğunu ilan eylemektir. 

***

Yurttaşlarım! Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir.

***

Şu anda, büyük Türk Milletinin bir ferdi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın, en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.

***

Türk, Türk olduğu için asildir. Çoğumuz, büyük babamızın babasını hatırlamayız. Bütün soy gururumuzu, Türk olmanın içinde buluruz.

***

Mensup olduğum Türk milletinin şan ve şerefi varsa, benim de bir ferdi olmak sıfatıyla şanım ve şerefim vardır.

***

Türk Milleti yüzyıllardan beri hür ve müstakil yaşamış ve istiklâli yaşamak için şart saymış bir kavmin kahraman evlatlarından ibarettir. Bu millet istiklalsiz yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.

***

Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir.

***

Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile âtinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.

***

Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağımdır.

***

Ulusal varlığımıza düşman olanlarla dost olmayalım. Böylelerine karşı... ‘Türk'üm ve düşmanım sana, kalsam da bir kişi!' diyelim.

(Kaynak:
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ataturkun-turkluk-ile-ilgili-sozleri-3-100291h.htm )

Atatürk'ün bu sözlerinin hepisinin içinde 15 Temmuz akşamı yaşadıklarımızın saklı olduğunu görmekteyiz. Cumhuriyetine, Demokrasisine sahip çıkan Türk Milleti sokakları bir an bile boş bırakmadan, tankların önüne yattı, teröristlerin mermilerine set oldu.

Aslında bu girişimin arkasındaki tüm güçler yani destekleyenlerle üst akıl olarak ifade ettiklerimiz, Türk Milletinin kararlılığını çok iyi biliyorlardı, çünkü en güzel yanıtı Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı ile diğer ulusal mücadelelerimizde görmüşlerdi. Ancak üzerinden uzun yıllar geçmesi ile birlikte Türk Milletinin DNA'sı ile oynama girimlerinin sonuçlarını test etmeyi amaçladıklarını ve çok güzel yanıt aldıklarını düşünmekteyim.

Uzun yıllardır dokumuzla oynamaya çalışan bu güçler 'İşte zamanı geldi' diyerek içimize soktukları maşalarıyla harekete geçmeyi denediler.

Ama Türk Milleti'nin DNA'sını hiçbir şekilde bozamayacaklarının cevabını da tokat gibi aldılar.

Türk Milleti,  kendi içinde tartışsa da, çok sert çatışmalar/zıtlaşmalar yaşasa da, hatta kimileri yaşananları gidip dışarılarda birilerine şikayet etse de sonuç mevzu Vatan olduğunda hiçbir şekilde değişmez, her zaman aynı olur.

20. yüzyıl başlarında, bütün sömürgelerin kurtuluşuna ışık tutan ulusal Kurtuluş Savaşı ortamında, 1919'da ülkenin içinde bulunduğu durumu değerlendirirken  Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne demiş;

'Mevzubahis olan vatan ise, gerisi teferruattır'

İşte durum bundan ibarettir.

Umarım bir daha Türk'ün gücünü kimse test etmeye kalkışmaz.



   
2016-08-11
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları