Gürbüz BATTAL
|
|||
![]() 1951 Sarıkamış Yeniköy doğumlu. 1969 yılında Kars Kâzım Karabekir İlköğretmen Okulu’ndan mezun oldu. Manisa’da 37 yıl sınıf öğretmenliği yaptı. 2006 yılında emekli oldu. 6 yıldır Manisa Özel Eğitim İş Uygulama Merkezi'nde sınıf öğretmenliği yapıyor. Evli, üç çocuk babası, dört torun dedesi. Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Ensefalit ve Yarım Kalan Hayaller | |||
![]() 20'li yaşlardaydı. Dünyalar tatlısı, bir kızı vardı. Kızını, zihinsel engellilik özelliğinden dolayı 7 yaşındayken bu okula kaydettirmişti. Normal çocuklardan erken yürüyen kızı10 aylıkken soğuk algınlığı, ishal ve kusmadan dolayı hastaneye kaldırılır. 13 aylıkken komaya girer. 35 gün komada kalır. Bitkisel hayatta ölümle yaşam arasında gider gelir. Hâlbuki kızı ile ilgili ne hayaller kurmuştu. Komadan önce yürüyen çocuk hareket edemez hale gelir. Boynunu bile dik tutamaz. İzmir Tepecik Devlet Hastanesi'ne götürülür. Doktorlar tam teşhis koyamaz. Zaten o zamanlarda tıp bu kadar gelişmemiştir. Menenjitten şüphelenilir. Testler yapılır. Menenjit testinden temiz çıkılır, 'ensefalit' teşhisi konur. Ensefalit, bir tür beyin zarı iltihabıdır. Annenin tek isteği ve çabası, çocuğunun tedavi edilerek sağlığına kavuşmasıdır. Tüm ağlayıp yalvarmalarına karşın doktorlar, yapılacak bir şey olmadığını, çocuğu eve götürmesini, sürekli ilgi gösterilirse bir şeyler öğrenebileceğini söylerler. Çocuk engelli olunca anne, kendisi gibi sıkıntısı olanlardan yeni şeyler öğrenmeye başlar, öğrendiklerini başkalarıyla paylaşarak bir özel eğitimci kadar bilgi ve beceriye sahip olur. Çocuk zamanla boynunu tutmaya, dengesiz de olsa yürüme hareketlerine başlar. Hareketleriyle devamlı olarak sanki 'beni yürüt' der annesine. Anne özel öğretim uzmanı gibi çalışır, dengesiz olsa da çocuğu yürütmeyi başarır. Daha sonra çocuk tuvalete gitme isteğini belli eder. Anne, çocuğun öğrenmeye hazır olduğunu görüp, bazı olumlu tepkiler alınca elinden geldiğince uğraşır. Tek başına çocuğuna yetemeyeceğini anlayınca çocuğunu Öğretmen Şükran Bilginer Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi'ne kaydettirir. Buradaki idareci ve öğretmenlerle el ele vererek olağan üstü çabalarla çocuğunu günlük hayata intibak ettirmeye çalışır. Bu çabasını yakından izleme fırsatı buldum. Zaten okulun kuruluş amaçlarından birisi de zihinsel engelli öğrencilere günlük temel yaşam becerileri kazandırmaktır. Allah'ın takdiri ve annenin olağanüstü gayretleri ile başını dahi dik tutamayan, yürüyemeyen öğrencimiz bugün çoğu işlerini rahatlıkla yapabiliyor. Anlaşılır şekilde konuşabiliyor, sağlıklı insanlar gibi yürüyebiliyor, toplum içine rahatlıkla çıkabiliyor. Karşıdan bakınca sağlıklı bir insanın sergilediği tüm hareketleri başarıyla yapabiliyor. Pırlanta gibi yetiştirilen bir erkek kardeşi var. Kardeşi, annenin en büyük yardımcısıdır. 1,5 yaşından beri ablasının koruyucusu ve kollayıcısıdır. Hayatının merkezinde ablası var. Anne oğul hayatlarını, yaşamlarını çocuğa göre düzenlemişler. Çocukları için olmazsa olmaz şey, okul ve eğitimdir. Yaşadığı tüm zorluklara rağmen pes etmeyen, hayata ve zorluklara karşı dik duran, çocuğu için varını yoğunu harcayan, yatağa mahkûm edilmeyle karşı karşıya kalan çocuğunu bu günlere getiren velimizin çabaları, alkışlanacak, takdir edilecek ve saygı duyulacak bir olaydır. En sıkıntılı ve bunalımlı yıllarında ve günlerinde eşi yanında hiç yoktu ve olmadı da. Ailesi ve kader arkadaşları en büyük destekçisi oldu. Zihinsel engelli bireylerin eğitim öğretimi hayatlarının sonuna kadardır. Eğitimleri bitmez. Her ne kadar toplumsal hayata katılıyorlarsa da devamlı ilgi ve bakıma ihtiyaçları var. Okul dönemi bittikten sonra da bunların çalışacağı ve yaşayabilecekleri korumalı işyerleri, iş eğitim merkezleri, engelsiz yaşam alanları ve köyleri oluşturulmalıdır. Kalın sağlıcakla... Gürbüz Battal |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2016-08-26 | |||
|
|||