30 AĞUSTOS'TAN 15 TEMMUZ'A 

İSTİKLÂL MÜCADELESİNE KONYA'NIN KATKISI!
  Konya Büyükşehir Belediyesi ile S.Ü. Selçuklu Araştırma Merkezi ve Konya Fikir ve Sanat Adamları Derneği'nin ortaklaşa düzenlediği Yaşayan Konya Hafızası İkindi Sohbetlerinde bu hafta '30 Ağustos'tan 15 Temmuz'a İstiklâl Mücadelesine Konya'nın Katkısı' anlatıldı.

Araştırmaları, ilmi yeteneği ve tespitleriyle; tarihin gerçeklerini dile getiren, üstü örtülmüş, unutturulmuş hakikatleri gün yüzüne çıkaran değerli dostum, kıymetli ilim adamı Prof. Dr. Caner Arabacı, tabir yerindeyse, dünden bugüne tarihi bir seyir yaptırdı bizlere.

Nedense yıllarca bize, 'tarih' diye okutulan, daha doğrusu yutturulanların, bizi özümüzden, değerlerimizden ayırmaya yönelik bir çalışma olduğunu, böyle değerli tarihçilerimiz sayesinde öğrendik! Allah, bu tür ilim adamlarımızın sayısını artırsın. Değerli dostum, meslektaşım, aynı okulda birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum Prof. Caner Arabacı, kendine has üslubu, kimseyi kırmadan, incitmeden verdiği cevaplarla şu tespitlerde bulundu;

 'Amerika Irak'ı işgal ettiğinde bir buçuk milyon Müslüman öldürdü. Diktatör Saddam ise sadece beş bin kişiyi öldürmüştü.

Diktatör ve zalim denilen Saddam Hüseyin, Halepçe katliamında sadece beş bin Müslümanı öldürdü; fakat demokrasi ve adalet getireceğini, Irak'ı zalim diktatörden kurtaracağını, zulme son vereceğini söyleyerek ülkeyi işgal eden Amerika, işgal sırasında bir buçuk milyon Müslümanı katletti.

Bu sayı o günden sonra da giderek arttı, hâlen bombaların patlamaya devam etmekte. Bu bombalar, Türkiye'de de patlatılmaya devam ediyor ki, her gün ciğerimiz, yüreğimiz dağlanıyor. Suriye'de, Irak'ta patlatılan bombalar aynı emperyalist güçlerin marifetiyle Türkiye'de de patlatılmaya devam ediyor.

Gerçek Millî Mücadele tarihinin yeniden yazılması gerekir. Elimizde yeni belgeler ve bilgiler var, Millî Mücadelede Konya'nın katkısı bilinenden çok daha fazla.

1919 Şubat'ından Haziran 1919'a kadar dört aylık kısa bir sürede Konya merkezli 40-45 bin kişilik bir güç oluşturuldu.'

Bayrağı hür dalgalandırma, vatanı kurtarma, ezanı susturmama, istikrarı sağlama konusundaki iradeye, zaferler ayında dikkat çeken Arabacı, sözlerine ve tespitlerine şöyle dem etti;

'Vatan, devlet, bayrak, inanç gibi değerler üzerinde zaferleri kazandıran gücü bir yerde toparlamadığınız ve böyle bir gücü oluşturmadığınız zaman zaferler haram olur; zafer değil, hezimet ve zillet olur, peş peşe yenilgiler yaşanır.

15 Temmuz Darbe girişiminde yüksek ve erdemli düşünceler etrafında millî bütünlüğü sağlayan ve yüksek bir fedakârlık, feragat duygusuyla vatanı bize emanet eden şehitlerin, gazilerin emanetine milletçe sahip çıkıldı.

Bizim kültürümüzde medeniyet değerlerimizdeki insanı yaşatma düşüncesi; 'îlay-ı kelimetullah'tan kaynaklanmaktadır. Zaferlerin gerisindeki temel espri budur.

Kültürümüzde zalime yardım etme düşüncesi vardır. Uslanmayan zalime en güzel yardım, onu etkisiz hale getirmektir.

Zaferlerin gerisindeki yüksek değer Îlay-ı kelimetullah'tır. Eğer yüce bu değer uğrunda, yâni özgürlük, vatan, millet, bayrak, devlet, adalet, inanç, can ve mal, ırz ve namus uğrunda mücadele etmezseniz, şan, şeref, ün, mevki, makam, para, ganimet, toprak kazanmak için mücadele ederseniz kirlenirsiniz. Zaferi kazansanız bile Allah'ın rızasını ve Cennet'i kaybedersiniz.' 

Tarihi çok konuşmalıyız. Dününü bilmeyenler, yarına umutla bakamazlar. Baskıyla, zorla yazdırılan değil, özgürce, yaşananların yazıldığı tarihe ihtiyacımız var. Yani; gündem olan değil, gündem oluşturan milletimizin tarihini bilmeye mecburuz. Yüceleri cüce yaparak, cüceleri yüceleştirerek, doğruları gizleyerek tarih yazılmaz. Atalarımızı doğru tanımak, doğru tanıtmak, hepimizin en asli görevidir.