DİMYAT'A PİRİNCE GİDERKEN, EVDEKİ BULGURDAN OLMAK!

'İnsanların hayırlısı, insanlara yararı olandır' buyuran sevgili peygamberimizin ilkelerine uyan bir uygulama varsa, ona kimsenin diyeceği yoktur.

Bir insanı gökte uçar görseniz, eğer uygulamaları; Kur'ana aykırıysa asla inanmayınız. 'Bütün uygulamalarınız; Kur'an ve sünnet ışığında olsun' diyen varsa, o vakit bunu diyenin sözüne uyulur. Yok, 'benim kitaplarımdan, benim şiirlerinden, benim fikirlerimden başkasını okumayacaksınız, başkasına tabi olmayacaksınız' diyorsa o adam, en azından sapıktır, cahildir, haindir!

Günlerdir FETÖ/PDY örgütünün yaptığı ihanetleri okuyor, dinliyor ve görüyoruz! Yapmadığı hainlik kalmamış ki! En masum, an garip, en samimi... insanları kıskacına almış! Özellikle üniversitelerde yuvalanmış. Genç beyinleri yıkamış! Adeta mankurtlaştırmışlar! -Mankurt konusunu iyi anlamak için; Cengiz Aytmatov'un; 'Gün Olur Asra Bedel' romanını okumanızı tavsiye ederim.-

AK PARTİ İstanbul Milletvekili Metin Külünk, televizyonlarda bas bas bağırıyor; bu ihanet şebekelerinin yaptıklarını anlatıyor! Duydukça insanın hafakanları kalkıyor!

'Bu adam güvenilir, ülkeye hizmette kusur etmez' diyorsunuz, en yetkili makama getiriyorsunuz. Bir de bakıyorsunuz ki, en haini o çıkıyor! Ülkeye darbe teşebbüsünde bulunuyor, güvendiğim dediğiniz insan, ortalarda yok!

Memlekete bomba yüklü araçlar giriyor, Emniyet Müdürlüğü önlerinde patlatılıyor, bir çok can kaybı oluyor! 'nasıl olur? Bu araçlar, elini kolunu sallayarak nasıl girer? Emniyet Müdürlüğü önüne nasıl gelir? Nasıl patlatılabilir?' diye haklı olarak soruyorsunuz! Yine soruyorsunuz; 'TSK, Suriye'de ÖSO ile birlikte en ağır savaş aletleriyle, uçaklarla terör odaklarına saldırı yapıyor, binlerce teröristi öldürüyor! Terörden arındırıyor! Barışı sağlamak için mücadele veriyor! Ama içerde PKK/IŞİD... hainleri can almaya devam ediyor! Bu nasıl bir çelişki?' 

  Külünk'e kulak verilmeli. Sadece Külünk'e mi? Beynini satmamış, yalakalık yapmayan, aklını kiraya vermeyen, 'acaba AK PARTİ'ye nasıl yaranırım' diye riyakarlık yapanları değil, samimi, gerçekten ülkenin kalkınmasını, ilerlemesini, büyümesini, hainlerden, kötü niyetlilerden temizlenmesini isteyen insanların fikrine, görüşüne müracaat edilmelidir. 'Bu adamdan bir şey olmaz' demeyin. Mutlaka böyle değerleri bulup ortaya çıkarın. Çok konuşan değil, kendini devamlı göstermek, reklamını yapmak isteyenlerden ziyade, sessiz, bir kenarda oturan, kendi halinde insanların yanına gidin, onlara kulak verin.

Her il, her ilçe, her kasaba, her köy ve her mahallenin sevip saydığı, cami cemaatinin önem verdiği kanaat önderi denilen insanlara yaklaşın. Onlarla fikir alışverişinde bulunun. Onların sözlerine itibar edin. Unutmayın ki; 'kanaat önderleri'  ve toplumun sevdiği insanları Allah da sever!

'kanaat önderi' deyince, aklınıza; cemaat önderi, tarikat piri, şeyh... falan gelmesin. Sıradan, halktan birisi! Ama herkesin, 'adam gibi adam' dediği, kimsenin incinmediği ve kimseyi incitmeyen, 'Allahlık' dediğimiz insanlardır kastım. 

Evet ortalıkta at izi, it izine karıştı! Her önüne gelen; 'bu fetö'cü' diye gammazlıyor! Bir zaman; 'Bu Atatürk düşmanı, Atatürk'e hakaret ediyor' diyerek, hayatları kararan insanların olduğu gibi! Şimdi de, bu FETÖ belası yüzünden, aman ha masum insanların canı yanmasın! Çok hassas ve çok dikkatli olmak zorundayız. Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmayalım.

Elbette; ülkeye, memlekete, insanlara, devlete ihanet eden, darbe yapmaya yönelen kim varsa, kim olursa olsun-isterse oğlum, kızım, yakınım...-gözünün yaşına bakmamak gerekir. Hatta bu konuda, bildiğimiz, gördüğümüz varsa çekinmeden gerekli yerlere bildirmek, hem insani, hem insani ve hem de milli bir görevdir.