İkindi Sohbetleri; tamamen Konya'ya hasredilmiş, Konya hafızasını anlatmaktadır. Bu açıdan bakılınca Konya'da yaşayan, Konyalı olan bütün araştırmacı, yazar, akademisyen ve Kültür âşığı herkesin bu hususta diyecekleri vardır diye düşünüyorum.

Yine; Konya'nın ekmeğini yemiş, suyunu içmiş, nimetinden yararlanmış olan her gönül adamı ve kültür meraklısı herkesin mutlaka İkindi sohbetlerine gelmesinin önemli olduğu kanaatindeyim. 

Konya Büyükşehir Belediyesi ile S.Ü. Selçuklu Araştırma Merkezi ve Konya Fikir ve Sanat Adamları Derneği, bu hafta; Konya'da Medfun Bulunan Peygamberler' ile dikkat çekti.

Araştırrmacı yazar Av. M. Ali Uz; 'Yazma eserlere göre Konya'da üç yüz altmış kadar veli bulunmaktadır. Herşeyden önce Konya için ulemâ merkezi tabiri kullanılır. Selçuklu'dan beri Konya âlimler, velîler ve Nebîler şehri olarak bilinir. Konya'mız her şehre nasip olmayan bu özellikleriyle hatırlana gelmektedir.'dedi.

Konya; doğduğum, doyduğum, heyecan duyduğum, hatırlarla dolu şehir! 2008 yılında bendeniz de acizane; 'KONYA'DA DİNİ HAYAT' isimli, NKM'den bir kitap çıkardım. Burada, İkindi sohbetlerinde anlatılan; 'Konya'da Mezarı Bulunan Peygamberler' konusuna değindim. Ayrıca Konya'da; Tarikatlar, Konya'daki sınanmış yerler veya ocakları da anlattım. 

Bu haftaki konu da, 'Konya'da Medfun Bulunan Peygamberler' olunca, bana daha çok ışık tutar diyerek dikkatlice takip ettim. Elbette konuşmacılar, iyi bir araştırma yapmış ve sunumlarını en iyi biçimde arz ettiler! Teşekkürlerimi sunuyorum. 

Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar mevcut olan bir çok hazireyi bugün kaybettiğimizi söyleyen Av Serdar Ceylan, 'Konya'da eskiden 38 civarında kabristan olduğu bilinmektedir. Bu kabristanlar zamanla tahribata uğramıştır. Bazılarının yerine okul, bazılarının yerine park yapıldığı bilinmektedir. Bunlardan bazılarının Beyhekim Mezarlığı, Şems Mezarlığı ve Garipler Mezarlığı olduğu öğrenilmiştir. Konya veliler ve alimler şehridir. Fakat zamanla pek çok iz malesef kaldırılmıştır. Zamanında yapılacak olan kamu alanlarının pek çoğuna mezarlık arazileri tahsis edilmiştir. Bu alanda ilk çalışmaları yapanları da saygıyla yaad ediyoruz. 

Sarıyakup haziresinin bir kısmını muhafaza edebilmişiz. Kısmen de özgünlüğünü koruyor. Bu hazire ve müştemilatı restore edilerek gözler önüne çıkartılmalıdır ki, gelecek kuşaklara bu emanetleri ulaştırabilelim. Şu anda restorasyonu devam eden Alaaddin Camiinin kuzey avlusu Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar tamamen bir hazire olarak kullanılıyordu ve Konya'nın pek çok meşhur müftüsü ve önemli şahıslar da burada medfundu. Bu hazirenin de ortaya çıkartılması ve genç kuşaklara emanet edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu hazireleri ve birçok mezarlığı 20.yüzyılın ilk çeyreğinde ortadan kaldırmışız ve maalesef mezar taşlarını bile muhafaza edememişiz.' Diyerek konuşmasını noktaladı.

Konya'da 14 Peygamber'in medfun olduğunu söyleyen araştırmacı tarihçi Ahmet Çelik de şöyle dedi: 'Medine-i enbiya olan şehirler var diyoruz. Konya da bunlardan birisidir. Birçok ülkede bile en fazla peygamber sayısı dörttür. Birçok il ve ilçede de peygamberler medfundur. Meselâ Şanlıurfa kendisini Medine-i Enbiya olarak tanıtmasına rağmen orada 13 peygamberin makamı vardır. Yine Diyarbakır'da 10 tane, Adıyaman ve Şırnak'ta birer tane, Tarsus'ta 3 tane, Kudüs'te 6 tane, Ürdün'de 4 tane, Suriye'de 2 tane, Irak'ta 4 tane Peygamberin makamı mevcuttur. Hatta Musul'daki Yunus Peygamber'in kabrini DAİŞ fitnecileri bomba ile imha ederek ortadan kaldırdılar. 

Konya'da 14 tane Peygamber medfundur ve bu sadece Türkiye'de değil dünyada da en fazla peygamber makamının bulunduğu yerdir. Konya'da pek çok yerde medfun peygamberler var. Bunların araştırılarak gün yüzüne çıkarılması gerekmektedir.'

Av. Serdar Ceylan ve Araştırmacı tarihçi Ahmet Çelik , 'Konya'da Medfun Peygamberler'i; anlaşılır ve akıcı bir üslupla anlattılar! Gerçekten Konya'mızda yatan bu kadar peygamber ve çok sayıda veli olmasına rağmen, insanlarımızdaki yanlışlığa çözüm bulunmuyorsa, bu işte bir terslik var demektir. Değilse, şehirleri; kupkuru, cansız, anlamsız, bir işe yaramayan boş sözlerle anlatmanın, buralardaki değerli insanların ahlakını söylemenin, bize yansımıyorsa, bizi değiştirmiyorsa hiçbir yararı olmayacağı kanaatindeyim.