Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 16 Eylül 2016
Kazım ÖZTÜRK
Kazım ÖZTÜRK kimdir?
ÖZGEÇMİŞ 1949 yılında Konya’da doğdu. İlkokul ve İmam hatip lisesini Konya’da bitirdi. İzmir Yüksek İslam Enstitüsü’nden mezun oldu. Yurdun çeşitli yerlerinde ve Yurt dışında; eğitimcilik ve yöneticilik yaptı. Çeşitli Dernek ve Vakıflarda; Kurucu Başkanlık, Başkan Yardımcılığı, Basın Danışmanlığı, Dergilerde: Genel yayın Yönetmenliği görevleri ifa etti. ÜYESİ OLDUĞU KURULUŞLAR: 1. İlesam 2. Türkiye Yazarlar Birliği YAYINLANMIŞ MAKALELERİ: 1. Yeni İpek yolu dergisi (Konya Ticaret Odası yayını) 2. KONYA KİTABI VI (Yeni ipek yolu Özel Sayı) 3. KONYA KİTABI vıı ( “ “ “ “ “ ) 4. RİBAT DERGİSİ 5. KONYA ANSİKLOPEDİSİ 2. Cilt, “çocuk oyunları” maddesi. 6. www.hicrandergisi.com 7. www.dogruses.com 8. www.kazimozturk.com YAYINLANMIŞ ŞİİRLERİ 1. www.antoloji.com/kazim_ozturk RADYO VE TELEVİZYON PROGRAMLARI 1. Kanal 42 2. Kon TV 3. İsra FM 4. Radyo EN 5. Sun TV 6. Konya TV KÖŞE YAZARLIĞI YAPTIĞI GAZETELER: 1. Konya postası 2. Türkiye’de yarın 3. Yeni meram 4. Merhaba 5. Hâkimiyet 6. Yeni Konya (Halen Yazarlığı Devam ediyor) YAYINLANMIŞ ESERLERİ: 1. Çocuklarımıza Pratik Dini Bilgiler 2. Konya’da Dini Hayat 3. Mevlana’nın Tefekkür Dünyası 4. İsrail İhaneti ve Gazze 5. Şems-i Tebrizi’nin Evrensel Mesajları 6. Hz. Mevlana’nın Evrensel Mesajları 7. İbni Arabi’nin Evrensel Mesajları 8. Hz.Mevlana’da İlahi Aşk 9. Hz. Mevlana’nın Yedi Sırrı 10. Sadreddin Konevi’nin Evrensel Mesajları 11. Larende’de açan Gül SULTAN VELED’İN EVRENSEL MESAJLARI ALDIĞI ÖDÜLLER 1. Takdir Belgesi (Konya Valiliği) 2. Takdir Belgesi ( Meram Kaymakamlığı) 3. Teşekkür Belgesi (Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü) 4. Teşekkür belgesi (Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı) 5. Teşekkür belgesi ( Mevlana İlköğretim okulu Müdürlüğü) 6. Teşekkür belgesi ( Meram Belediye Başkanlığı) 7. Teşekkür belgesi (Karatay Belediye Başkanlığı) 8. Teşekkür Belgesi (Selçuklu Belediye Başkanlığı) www.kazimozturk.com www.antoloji.com/kazim_ozturk e-mail: 1. [email protected] 2. kazimo[email protected] GSM: 05358931158 KAZIM ÖZTÜRK EĞİTİMCİ/YAZAR
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Edebiyat ve Eylem
ALİ GAV MEDRESESİ'NDE; EDEBİYAT VE EYLEM KONUŞULDU

Konya İl Halk Kütüphanesi Konferans salonunun yenileme çalışması sebebiyle TYB Konya Şubesi'nin, Cumartesi günleri yapılan 'Kültürel etkinliği' bu hafta (03 Eylül 2016)  Ali Gav Medresesi'nde icra edildi. İyi ki de burası tercih edilmiş. Bundan sonra da bütün etkinliklerin bu mekanda yapılmasının yararlı olacağını düşünüyorum.  Zira burası, buram buram tarih kokmaktadır. 

Ali Gav, Selçuklu Atatürk Lisesi (Eski Kız Lisesi) arkasındaki tekkede yatmaktadır. Bir zamanlar bulunduğu mahalleye kendi adını vermiştir.

Konya Şer'iyye Sicil defterinin 9. sayfasında; 'Ali Gav mahallesi' zikredilir. III. Murat zamanında tespit edilen Konya mahalleleri arasında; 'Mahalle-i Ali Gav ve namı diğer Postpûş da vardır. Bir başka kayıtta bu mahalle; 'Postinpûş' adını alıyor.

Postpûş ve Postinpûş; posteki, post bürünen, örtünen manasına gelir.

Ali Gav, Öküz Ali demektir. Bununla ilgili olarak şu hikaye anlatılır: 'Selçuk Sultanı Konya kalesini gavurdan alamamış. Ali Gav tekkesinde yatan zat, bir gün öküz postuna bürünerek, sığırlarla beraber kale kapısından içeriye girmiş, gece kapıyı Türk askerine açmış. Onlar da kaleyi fethetmişler. Bu dede öldüğü zaman buraya gömülmüş.' Postinpûş adı da bu hikayeyi teyit ediyor.

Bu mahallede; Ali Gav Zaviyesi bulunuyordu. Zaviyenin yanında dolaplı bir bahçe vardı. Konya valisi Şehzade burasını kiralayarak 'Has Bahçe' yapmıştı.

Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şubesi'nde hafta sonunda 'Edebiyat ve Eylem' başlıklı konferans düzenlendi. Ali Gav Medresesi'nde düzenlenen konferansta, şair Hüseyin Akın ve TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı konuşmacı olarak yer aldılar.

İlk olarak söz alan Mahmut Bıyıklı, Cumhuriyetin ilk dönemlerinde edebiyatın bir işlev üstlendiğini ve dönemin yöneticileri tarafından edebi türlerin bir araç olarak kullanıldığını belirtti.

Bugün ise edebiyatın bir araç olarak değil de estetik bir amaç gibi algılandığını ve bunun yanlış bir algı olduğunu söyledi. Günümüz edebiyat çevrelerinin edebiyata hak ettiği anlamın ve önemin uzağında yaklaştıklarını, edebiyatın bir anlamdan bir işlevden soyutlandığını belirtti.

Müslümanların son dönemlerde yaşadıkları önemli olayların Müslüman edebiyatçıların eserlerine yansımadığını ifade etti ve şöyle dedi: ‘‘15 Temmuz gibi yıkıcı, sarsıcı, yakıcı bir işgal girişiminden sonra bile şairlerimiz yeteri kadar haykıramamış ve bu değerde kaleme alamamışlardır.

Edebiyat ve eylem açısından söylemek gerekirse 15 Temmuz'da yazarlarımız, şairlerimiz neredeydi? Orada kim vardı? Millet vardı. Ayakkabısı yırtık, çorabı delik insanlar vardı. Overlokçu gençler vardı, hastanede hizmetli olarak çalışan insanlar vardı. Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın da ifade ettikleri gibi doğrudan halkın kendisi vardı. Edebiyatçılarımızdan, şairlerimizden kim vardı diye baktığımızda bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar isim vardı. Yani kısacası kimse yoktu.

Edebiyat dünyası tankın karşısında değildi, yaralıları hastanelere taşıyan konumda bile değildi. Edebiyat dünyası eylemin ortasında olamadığı için yazı yazma eyleminde de acıyı, o direnişi, o öfkeyi gerektiği kadar yansıtamadığını düşünüyorum. İnşallah aramızdan Âkif yürekli edebiyatçılar çıkar da bu eyleme katılamasa bile yüreğinde hissedip bir 15 Temmuz Destanı öyküde, romanda, şiirde yazılır diye ümit ediyoruz.''

Şair Hüseyin Akın, edebiyatın kötülük ile ilişkisi üzerinde durarak, kötülüğün bir biçimde edebiyata yansıtılması gerektiğini ancak bunun da bir usulünün olduğunu belirtti. Şerif Mardin'in Türk edebiyatında kötücüllük unsurunun eksik olduğuna dikkat çektiğini kaydeden Akın, kötücül olanın da anlatılması gerektiğini, ancak bu anlatımın Müslüman sanatçı için kendine mahsus bir biçimde gerçekleştirilebileceğini söyledi. Akın ayrıca, Cennette edebiyatın olmayacağını zira şiirin eğreti bir durumun sonucu olduğunu, cennette eğretiliğin bulunmadığını ifade etti.

Ali Gav Medresesi'nin seçilmesi bana göre anlamlıydı. Zira Ali Gav da bir eylem adamıydı. Ali Gav, bir gün öküz postuna bürünerek, sığırlarla beraber kale kapısından içeriye girmiş, gece kapıyı Türk askerine açmış. Onlar da kaleyi fethetmişler. Benim düşünceme göre edebiyatçı veya eli kalem tutan herkesin, ülkesi ve milletinin bekası için her türlü kötülüğe karşı dimdik ayakta durmalı ve sesini yükseltmelidir. Çünkü ülke giderse her şeyin gideceğini bilmelidir.

   
2016-09-07
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları