Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 25 Ekim 2016
Tülay DEMİRCAN KOYUNCU
Tülay DEMİRCAN KOYUNCU kimdir?
Aslen Rize’li olup, 1970 İstanbul Kasımpaşa doğumludur. Haftalık ders sohbetleri vermektedir. Aile üzerine, yazılar kaleme almaktadır. Şuan Avrupa’da yaşamaktadır. Ayrıca hayır işleriyle uğraşmakla birlikte şiirlerde kaleme alıyor. Evli ve beş çocuk annesidir. En büyük arzusu, Müslüman olarak yaşayıp, Müslüman olarak ölmektir.
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Kelebek Misali Yaşamak...
'Yavaş yavaş ölüyoruz" dedi kaplumbağa. "Haklısın" dedi kelebek "ne uzun bir gün.'

(Nafer Ermiş)

Sanal alemde dolaşırken, karşıma çıkan bir söze takılıp kaldım.

Düşünmeden geçemezdim.

Diğer cicili biçili, hatta çoğu saçma sapan sözlere, dudak kıvrımları ile göz süzerken.

Bu söze baka kaldım.

Derin bir anlam taşımakta idi.

Kaplumbağaların ömrü; 100-150 yıldır.

Kelebeğin ömrü ise; 1 hafta ile 1 ay arasıdır.

Ömür dediğimiz, yaşadığımız baki alemden, gelip geçeceğimiz bir süreçtir.

Bazı hayatlar uzunca yaşanırken,

Bazı hayatlar el değmemiş bir gonca misali kısacık yaşanmaktadır.

Yaşanmak için yaşanmalı mıydı!?

Ya da yaşam defterine not düşerken,

Silinmeyecek kalemler ile yazılmalıydı?

Bir yerler de, yaşamak için mücadele veren insanlar,

Bir yerlerde insanların hayatları üzerinden nemalanarak bir hayat yaşadıklarını sanan ahmaklar...

Hayat, ne tuhaflıklar içinde sürüp giderken...

Bizler de yaşam mücadelesiyle zamana karşı direnmekteyiz.

Hayatın tek bir gerçekliği vardır ki!

Oda "ölüm" dür.

Ölümlü dünya da yaşamak...

Kelebekler...

Ve Kaplumbağalar...

İki hayat ve iki yaşanmışlıklar.

Kelebek ömrünün kısacık olduğunu bildiğinden midir?

Bilinmez ama hayatını neşe ile yaşar.

Ya da yaşam ile mücadele ve savaş ederek, kelek olmanın verdiği bir fıtrat ile midir?

Bu sevgi dolu yaşamışlığı, yansıtmaktadır.

Tüm ona bakan gözlere huzur vererekten.

Kim Kelebeğe bakarken gülümsemez ki?

Ya da kim kelebeğe hayran olmaz ki?

Renklerine, havalarda süzülen nağmeli kanat çırpışına...

Ve ölüme sevgiyle merhaba deyişine...

Ölüm ile buluşmuş hangi beden muhteşem olabilir di ki!?

Avuç için de kalan varlığına bile hayran hayran baktıra bilir!?

Bir de ölümünün ardından; "Rabbim ne muhteşem yaratmışsın" diye tevekkül ettirir, yaşamı yaratanı bilen kullara.

Kaplumbağalar, çok uzun yaşamanın verdiği rahatlık ile midir, bilinmez.

Acelesi olmayan bir hayatı yaşarlar.

Kaplumbağayı incelerken, "ne rahat hayvan cağız, dertsiz tasasız "diyerekten gülümseriz, sanki.

Vakit var diyerekten bu günü yarına ertelemenin belki de en anlamlı hikayesidir.

Kaplumbağa ile Kelebeğin hayatı.

Yaşam, insanların ömür süreçlerindeki değerleri yansıtmaktadır.

Ardından bırakılacak bir hayat hikayesi olmalıdır.

Boşa geçen bir ömür elbette yoktur.

Her varlık kendince yaşam mücadelesi vermektedir.

Mücadele;

'Kendi çıkar ve isteklerin doğrultusunda olduğu müddetçe adı "çıkarcılık olarak yer değiştirir.

Aldığımız her bir nefesin bir anlamı olduğunu unutmadan...

Her bir bakışın ya da adımlar ile yürüyüşümüzün anlamsız oluşuna izin vermeden.

Bitmemeli yaşam ile olan savaşımız.

İz bırakmalı bizleri tanıyan yüreklere.

Yılların ardından sevgi ile anımsanarak "mekanı cennet olsun" denmeli.

Makamlarımız hatta mevkilerimiz insanların kalplerinde yer bulmalı.

Şimdi kalkıp ta, Şimon Perez' in ardından rahmet okuyalım.(okuyoruz şüphesiz, ama rahmeti narı cehennem olsun diye. Gerçi gerek te yok , bir ...... için dili yormaya. Gideceği yer belli.")

Sanki ölümsüzdü!

İnsanlara züllümler ile yaşattı.

Ne uğruna...!?

Ardından bir iç çekiklik anımsanmadıktan sonra...

Bir yürek acımadıktan sonra...

Var üç yüz yıl yaşa...

Akşam yastığına başını koyarken, vicdanınız rahat değilse...

Zalimin de vicdanı vardır.

Sustursa bile vicdanı ile beyni kavga içinde savaşırlar.

Mantığına, hayatın insanları sömürmek ya da kandırmak olduğunu işlemiş ise...

Vicdan, ölüm ile randevusuna kadar ..."haykırır"

Kelebek olmayı isterim.

Az ve anlamlı bir hayat yaşamak için.

Bir omuza konmak

Bir yüreğe dokunmak

Bir dudağa kıvrım olmak

Kısa bir hayata imza atmak isterim.

Tırtıl iken kelebek oluşuma

Aşık olacak bir yüreğe yazılmak

Ve sonsuz bir hayata sevdalar ile

Uçmak isterim.

 

Zaman geçerken...

Sevgiyi yüreklere yaşatalım

Değerli Okurlarım.


   
2016-10-01
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları