Salih Sedat ERSÖZ
|
|||
![]() 1956 Konya Akören doğumluyum. Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji bölümü mezunuyum. Gazetecilik, MEB' da öğretmenlik ve idarecilik, Konya İl Kültür Müdürlüğü, Konya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcılığı ve Daire Başkanlığı görevlerinde bulundum. 1978 yılından itibaren Türkiye’de Yarın ve Merhaba gazetelerinde yazdım. Şu anda Memleket gazetesinde yazıyorum. Evli ve 4 çocuk babasıyım. Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Kendilerini ilahlaştıranlar | |||
![]() O yazıda, hoca efendi veya şeyh efendi geçinen birilerinin nasıl RAB kabul edildiğini okudunuz. Bu yazıda da, hoca efendi veya şeyh efendi kimliği ile birilerinin kendilerini ilahlaştırırken hangi yolları, hangi metotları kullandıklarını okuyacaksınız. * Kendini sorgulatmayan ve kendine mutlak itaati emreden kişi, kim olursa olsun, kendisini ilahlaştırıyor ve kendini Rab ilan ediyor demektir. Taraftarlarını 'ölünün yıkayıcısına teslim olması' gibi kendine teslim olmasını isteyenler bu gruba girerler. Allah ve Rasûlünden başka hiç kimseye mutlak itaat yoktur. * Kendine kutsallık atfeden, kendisini mehdi, kurtarıcı vb. olarak gören kişi kim olursa olsun, kendisinin ilah edinme yolunu açıyor demektir. * Sohbetlerde Kur'an ve Hadis yerine sadece kendi kitaplarının okunmasını isteyen kişi, kendisini Kur'an ve Sünnetin üzerinde görüyor demektir ki, bu da bir tür Rab edinme metodudur. * İnsanları Allah'a ve Rasûlünün yoluna değil de, kendi yoluna çağırıyorsa, sadece kendisine itaat edilmesini istiyorsa bu kimsede de ilahlaşma var demektir. * Kur'an'a ve Sünnete aykırı işlerinde, kendisine uyanlardan bunda bir hikmet aramalarını ve itaate devam etmelerini isteyenler de, ilahlaşma yolunda yürüyenlerdir. * Kendisini olduğundan farklı gösterenler, her iş ve her davranışında sürekli takiyye yapanlardan da hayır gelmez. Böyleleri nifakını, bozgunculuğunu ve İslâm düşmanlığını takiyye yaparak gizleyenlerdir. * Kendisinin hata yapmaz, yanılmaz olarak görülmesini ve bu şekilde lanse edilmesini isteyenler, ilahlaşmanın en tipik örneğini ortaya koyanlardır. * Her yerde, her ortamda sözde kerametlerinin anlatılmasını ve 'şeyh uçmaz mürit uçurur' misali halkın gözünde uçan kaçan biri olarak görülmesini isteyenlerde de ilahlaşma hastalığı başlamış demektir. * Her sözünün Ayet gibi algılanmasını ve haramı helal, helali haram olarak değiştirse bile bunun doğru olarak kabul edilmesini isteyenler de, kendilerinin Rab edinilmesini isteyenlerdir. * Aklını kullanma, ben ne diyorsam onu yap diyenler de, ilahlaşma yolunda olanlardır. Bu kişiler, insanları sürü haline getirmek için akıllarını kullanmalarını istemezler. Halbuki İslâm, akla ve akıllılara hitap eder, aklınızı kullanmıyor musunuz? Diye sorar. Aklı olmayanın dini de yoktur. Ülkemizde yaşanan 15 Temmuz ihanet kalkışmasının temelinde bu anlayış vardır. Yukarıda sıraladığım maddelerin kapsamı içine giren bir psikopatın arkasından gidenler, ülkemize en büyük ihaneti yapmışlardır. Bu maddelerin kapsamı içinde hareket edenlerin tamamı psikopat ruhludur. Aman dikkat, aman dikkat... Benim tanıdığım tek mürşidi azam olan ve yeri asla dolmayan Mehmet Zahid Kotku hoca efendinin şu müthiş sözünü, şeyh geçinerek kendilerini kutsayan, saf Müslümanların inancını istismar eden ve himmet, hizmet, hikmet gibi söylemlerle insanları kendine esir edenlerin suratlarına çarpmak lâzım: 'Şeyhlik boş, müritlik de boş, âlimlik de boş. Bütün mesele Allah'ın sevdiği ve razı olduğu bir kul olabilmekte. Bunun yolu da haramlardan, günahlardan kaçmaktan geçer.' Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim. |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2016-10-05 | |||
|
|||