Ramazan etkinlikleri kapsamında Cuma akşamı (25.07.2013) tarihinde, Demokrasi Parkında muhteşem bir İkbal Gürpınar konseri vardı. Konsere gelenlerin büyük çoğunluğunun kadınlardan ve çocuklardan oluşmasıyla izdiham derecesinde bir insan kalabalığı oldu. Bir kaç gün öncesindeki köşe yazımda, İkbal Gürpınar şiir dinletisinde insanların etkinlikler parkına sığmayacakları belirtmiştim. Haklı da çıktım. Gerçekten gelenler, etkinliklerin yapıldığı platforma sığmadı, ağaçların altı insanlarla doldu ve yola taştı. Kendine has bir hitabet tarzıyla, gâh şiir dinletisi, gâh standap gösterisi, gâh esprili sohbetleriyle gelenlere hoş ve neşeli vakit geçirerek, kendisine olan sevginin kat kat artmasına sebep oldu. Güler yüzlü olup, her daim gülen, gülerken de tatlı ve ılık sözleriyle beyinleri düşünmeye zorlayan hitap tazıyla, büyük bir takdir kazandı.
Platformdaki mevcut sahnenin önü tamamen bir curcunaya dönmüştü. Görevliler bir taraftan, kendisine ulaşmak isteyenler bir taraftan alanı işgal edince, görüntüden ziyade, ancak ses duyulabiliyordu.

Fatih Kısaparmak konserinden sonra, böyle olacağı belliydi. Etkinliklerle ilgilenenleri uyarma anlamında, 22.07.2013 tarihli Yeniyol gazetesindeki köşe yazımda buna değinmiştim.

'...Her geçen gün insan yoğunluğunun arttığı Demokrasi Parkında, artık mevcut alan kalabalıkları kaldıramıyor. Sadece platformdaki seyirciler programı izlerlerken, ağaçların altında ve çimlerin üzerinde oturanlar, ne yazık ki çıkan sesleri duymakla yetiniyorlar...

...Esas yoğunluk ve seyirci kalabalığı, Ramazan ayında Temmuz'un 25. Gecesi Adıyaman'a gelerek bir şiir dinletisi sunacak olan İkbal Gürpınar'ın konserinde olacağını düşünüyorum. Türkiye'nin, özellikle kadınların gönlünü fethetmiş, tabiri caizse damardan girerek büyük bir hayran kitlesi oluşturmuş olan İkbal Gürpınar şiir dinletisinin yapılacağı meydan olan Demokrasi Parkı etkinlik alanının izdiham derecesine varacak olan insan kalabalığını nasıl karşılayacağı? Alanın yanı sara, ağaçların altı, kaldırım, hatta yolun bile kapanabileceğini düşündüğümüz zaman; gelenlere büyük bir işkence çektirileceğini kanısındayım. Bu insanlara böylesi bir çilenin çektirilmesi ve işkence gibi bir konser seyri yanlış olur.

Peki, ne yapabiliriz/yapılabilir derseniz?

Daha şiir dinletisine 2 gün gibi uzun bir süre var önümüzde. Yetkilerin bir an önce bu şiir dinletisini stadyumda, Hükümet meydanında ya da belirlenebilecek farklı bir meydanda, alanda yapılması gerektiğini söyleyebilirim. Yoksa Adıyamanlılara bu hizmetten çok, bir hezimete dönüşebilir, yapılacak şiir dinletisi...'

Ancak yer değişikliği olmayınca, izdiham kaçınılmaz oldu. İkbal Gürpınar ulaşmak isteyenler ( özellikle kadınlar ve çocuklar) çok sıkıntılar yaşadılar. Dokunmak isteyenler, bir fotoğraf karesi almak isteyenler; büyük zorluklarla, yetersiz platformda bir oraya bir buraya gidip geldiler. Bilemiyorum artık, hizmet mi oldu, hezimet mi..? Onu, şiir dinletisine gidenler, kararını versin artık.

Birkaç eksikliğin başında gelen en önemli eksiklerden bir tanesini de anlatmadan geçemeyeceğim.

Gelen sanatçı halka mal olmuş İkbal Gürpınar gibi ünlü bir sanatçı ise; elbette görmeye, dinlemeye gelenler de muhakkak olacaktır, hem de çok olacaktır. Bu yüzden mevcut platformla yetinmekten ziyade, parkın içerisine ya da Belediye binasının önüne kurulacak dev bir veya bir kaç ekranla şiir dinletisinin yayınlanması sağlanabilirdi.

İmkânlar mı yetersizdi, teknik donanım sıkıntısı mı vardı,  bu kadar kalabalık olacağı mı düşünülmedi, umursanmadı mı, yoksa gerek mi duyulmadı, bilemiyorum. Eğer başka bir alanda bu şiir dinletili, sohbetli, konser yapılsaydı ya da bir veya birkaç dev ekran kurulmuş olsaydı,  daha da güzel olacağından emindim. En azından gelenler sitem etmezdi.

İzdiham da olsa, herkes istediğini elde etmese de, İkbal Gürpınar gibi, gönüllere hitap eden, kendine has hitabet ve espri anlayışıyla, okumuş olduğu şiirlerle ve sohbetini Adıyamanlılarla buluşturan, Belediye Başkanı Sayın Necip Büyükaslan ve ekibine, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. İnşallah bir daha ki şiir dinletisi veya konserinde, Başkanında müjdesini verdiği Hükümet meydanındaki alanda görebiliriz.

Bir uyarı ve sitem de konsere gelenlere söylemek istiyorum. Konser esnasında yedikleri ve içtiklerini rastgele yere atıyorlar. Demokrasi parkı çöplüğe dönmüştü. İnsanımızın henüz temizlik bilincinin, kültürünün ve eğitiminin yetersiz olduğu ya da umursanmadığı düşüncesindeyim. Lütfen ama lütfen, rica ediyorum; konsere giderken, yediklerinizi ve içtiklerinizi gelişigüzel yerlere atmayınız. 'Aslan yattığı yerden belli olurmuş' atasözünü aklımızdan çıkarmadan, çevre ve görüntü kirliliğine sebep olmayalım.