Mustafa EROL
|
|||
![]() Artvin’in Yusufeli ilçesinde 21.03.1965 tarihinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimimi Akyazı, Sakarya’da tamamladı. Ege Üniversitesi, Fen Fakültesi, Fizik Bölümü’nden 1986 yılında mezun oldu. Milli Eğitim Bakanlığı bursu ile İngiltere Lancaster Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktora eğitimini Yoğun Madde Fiziği üzerine yaptı. Dokuz Eylül Üniversitesi, Buca Eğitim Fakültesi’nde 1993 yılında yardımcı doçent, 1995 yılında doçent oldu ve 2001 yılından bu yana profesör olarak çalışmaktadır. Bugüne kadar yaklaşık 70 bilimsel makale ve 3 adet kitap katkısı yayınlamıştır. Ulusal ve Uluslararası kongre ve sempozyumlarda yaklaşık 65 bildiri sunmuştur. Son yıllarda özellikle “Bilinç” ve “Kuantum Fiziği” ilişkisi üzerine çalışmalar yapmaktadır. Türk Fizik Derneği İzmir Şubesi ’nin 2004 yılından beri başkanlığını yürütmektedir. 2009 yılından beri Beşiktaş kongre üyesidir. Web: http://kisi.deu.edu.tr/mustafa.erol https://twitter.com/profmustafaerol Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Siyasi Partiler, Başarı ve Başarısızlık... | |||
![]() Dünya hızla değişiyor, gelişiyor. Bilimde, teknolojide, sanatta, edebiyatta, düşün dünyasında çok önemli gelişmeler meydana geliyor. Değişim, yaşamın en temel dinamiklerinden biridir. Dolayısıyla değişimin paralelinde ülkemizde yeni siyasi, kültürel ve yaşamsal doktrinlerin oluşması ve bu felsefelerin üzerine yeni siyasi partilerin inşa edilmesi son derece doğaldır. Önümüzdeki yıllar içinde kaçınılmaz şekilde yeni siyasi oluşumların vücuda geleceğini tahmin ediyorum, umarım yanılmam. Ülkemizde siyasi partiler büyük ölçüde siyasi felsefe üzerinden taban oluşturmaktadır. Ancak siyasi lider profilinin de taban oluşturmada çok büyük bir etkisinin olduğu herkes tarafından çok iyi bilinmektedir. Bu anlamda siyasi partinin lideri azami önem taşımaktadır. Liderin bilgisi, güvenirliği, hitabet kabiliyeti, liderlik vasıfları, karizması gibi pek çok kişisel özellik bu noktada çok önemli olmaktadır. Seçim dönemlerinde tüm siyasi partiler genel başkanın liderliğinde ellerinden geldiğince, dilleri döndüğünce tüm güçleriyle politikalarını halka anlatmaya ve halkı ikna etmeye çalışırlar. Yapılan tüm çalışmaların karnesi hiç tartışmasız alınan oy oranları veya çıkarılan milletvekili sayılarıdır. Evrensel anlamda tüm siyasi partilerin tek bir var oluş amacı vardır, o da iktidara gelmek ve ülke yönetimini üstlenmektir. Bunun dışındaki tüm durumlar aslında başarısızlıktır ve varoluş amacından sapmadır. Genel seçimlerde varoluş amacını yerine getiremeyen yani iktidara gelemeyen siyasi parti liderinin ne yapması gerektiği çok nettir, istifa etmek ve parti içinden gelen başkalarına partiyi iktidara taşıma görevini devretmek. Son derece basit gibi görünen bu mekanizma ülkemizde ne yazık ki geçmişte neredeyse hiç çalışmamıştır. Ülkemizde her genel seçimin sabahında kazanan kaybeden tüm siyasi parti liderlerinin kendilerinin başarılı olduğunu açıklaması bir nevi gelenek haline gelmiştir. Oysaki, seçimlerdeki başarı ölçütü çok nettir. Geçmiş seçimlerde ne olduğunun ne kadar oy alındığının aslında önemi yoktur ve olmamalıdır. Seçimlerde yüzdelik olarak en çok oy alınmış mıdır alınmamış mıdır? soru bu kadar basittir. Seçimlerde yüzdelik dilim açısından veya milletvekili sayısı bakımından birinci parti konumunda olamayan her muhalefet veya ana muhalefet partisi başarısızdır ve yöneticilerinin mutlaka istifa etmesi gerekir. Bu noktada siyasi partilerimizin parti içi demokrasi ve parti içi fırsat eşitliği konularında çok ciddi problemlerinin olduğunu sanırım söylemeye gerek bile yoktur. Ülkemizdeki siyasi partiler bugüne kadar alttan gelmeye çalışan genç, dinamik, hırslı siyasetçileri siyasi çarklar içinde öğütme konusunda son derece başarılı olmuşlardır. Mevcut durumda parti içinde ilerleme neredeyse imkansız gibi görünmektedir. Bu durum ülkemiz siyasi yaşamı açısından son derece önemli bir problemdir. Oysaki gelişmenin olabilmesi için parti içi dinamiklerin genç ve yeni siyasi liderlerin yetişmesine olanak vermesi hatta desteklemesi gerekiyor. Genç siyasetçilerin parti içi mekanizmalardan yukarılara doğru tırmanabilmeleri için uygun iklim koşullarının öncelikle var edilmesi gerekir. Sonuç olarak, 2015 genel seçimlerinde oy oranı veya milletvekili sayısı açısından birinci olamayan ve mecliste temsil edilen siyasi partilerin genel başkanlarının derhal kurultay kararı alarak partiyi olağanüstü kurultaya taşıması gerekir, artık siyasi parti tabanlarının ve Türkiye'nin bu olgunluğa ulaştığını düşünüyorum. |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2013-08-02 | |||
|
|||