Ali SOYLU
|
|||||||||||||
![]() Ali Soylu Elazığ’ın Baskil ilçesinde doğdu. Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden mezun oldu. Drexel Üniversitesi’nde master, Temple Üniversitesi’nde doktora yaptı. Oklahoma'da Cameron Üniversitesi'nde ders vermektedir. Yakinda Ankara'da ipek Üniversitesi'nde çalişmaya baslayacak. Email: [email protected] |
|||||||||||||
YAZARIN SAYFASI | |||||||||||||
Gurbette ölümle iftar yapmak | |||||||||||||
![]() 'Geleceğin aydınlık ve mesut dünyasını muhabbetle kuracak, dudaklarında muhabbetten tebessüm, gönülleri sevgiyle harman, bakışları insanî duygularla buğu buğu, herkese ve her şeye şefkatle gamze çakan; doğup-batan güneşlerden, yanıp-sönen yıldızlardan hep muhabbet mesajları alan sevgi kahramanları' ndan bir yiğit Murat Zengindemir 34 yaşında diyarı gürbette Hakk'a yürüdü. Iki yıl önce Amerika'ya geldiklerinde kızları 6 yasındaydı. Kızları sekiz yasını yeni bitirmiş üçüncü sınfa geçmişti. Okullar açılmadan ailece iki yıldır görmedikleri ailelerini ve ülkelerini görmek için birkaç haftalığına Türkiye'ye gelmişlerdi. Geçen hafta iki yıldır eşiyle birlikte Hizmet için koşturdukları Oklahoma'ya döndüklerinde sıla-i rahimden dönüşün hüznü ve yeni görev yerleri olan Houston, Texas'a gitmenin heyecanı içinde ikinci hicret hazırlıklarına başlamışlardı. Kirada oturdukları evin kontratına son vermiş, Houston'da yeni bir ev kiralamışlardı bile. Eşyalarını kargoya verecekleri günün öncesi biricik kızları babasına çok sıkıldığını söylemiş, baba da kızını kırmayıp oruçlu olduğu halde yaşadığı sitenin içindeki havuza yüzmeye götürmüş. Akşam üstü iftara iki saat kala havuzda sadece baba-kız, anne de evde iftar hazırlıyor. Mutfakta acı ve ürperten bir telefon çalmaya başlıyor. "Anne, babam havuzdan çıkmıyor" çığlığını duyar duymaz dışarı fırlıyor Seda Hanım, hemen ambulans çağırıyor. Hastanede geçmek bilmeyen saatler ve sabaha karşı Muhabbet fedaisi iftarını açmadan Rahmet-i Rahman'a uçuyor. Bu yiğit insan hasta ve genç hayat arkadaşını, sekiz yaşındaki tek çocuğunu geride bırakıp Cennet'te Resulullah sofrasinda iftar açmaya gidiyor. Hizmeti bitti, vazifeden terhis oldu, mesakkat son buldu; rahata, huzura, saadet-i ebediyete gidiyor. Mevt, yani ölüm fıtratı gereği ürperticidir, soğuktur ve çoğumuzu korkutur. Ancak hakikatte ölümün bir nimet olduğunu, ebedi bir hayatın başlangıcı olduğunu çok az insan anlamıştır. Elbette erken yaşta gelmesi iştenmez ama Allah'in takdirine de karşı gelinmez. Allah'in kader ile takdir ettiği ölüm vakti ne bir saniye erken ne de bir saniye geç gelir. Belki de hayatın en önemli mes'eleşi olan ölüm ancak güçlü bir iman ile metanetle karşılanabilir. Bu konuda en büyük öğüt verici, en önemli teselli edici Allah kelamı Kur'an'dir. Allah yolunda ölenlerin sehit olduklarini Kur'an bize müjdeliyor. 'Onlara ‘ölüler' demeyin. Bilakis onlar diridirler, fakat siz hissedemezsiniz.'(Bakara 154). Şehitler hem ruh hem de cesetle diridirler. Bediüzzaman Hazretleri 'Kur'an'ın hükmüyle, şehitlerin diğer kabir ehlinin üstünde bir hayat tabakaları vardır. Evet, şehitler dünya hayatlarını hak yolda feda ettikleri için, Cenab-ı Hak kemâl-i kereminden onlara dünya hayatına benzeyen fakat kedersiz ve zahmetsiz bir hayatı, berzah âlemi denilen kabir hayatında ihsan eder. Onlar kendilerini ölmüş bilmiyorlar. Yalnız, kendilerinin daha iyi bir âleme gittiklerini biliyorlar, tam bir saadetle lezzet alıyorlar, ölümdeki ayrılığın acısını hissetmiyorlar.' şeklinde şehitlik konusunu izah ediyor. 28 Temmuz Pazar günü toprağa verilen hizmet, eğitim ve muhabbet gönüllüsü, güzel insan Murat Zengindemir'e Allah'tan rahmet, ailesi, sevenleri ve hizmet arkadaşlarına sabr-ı celil ve başsağlığı diliyorum, mekanı Cennet olsun. |
|||||||||||||
![]() ![]() ![]() |
|||||||||||||
2013-08-03 | |||||||||||||
|
|||||||||||||