Mehmet YUSUF
|
|||
![]() |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Orta Asya'daki Devlet Okulları Kapatılsın | |||
![]() Lise düzeyinde bir okulun genel bütçeye yıllık maliyeti yaklaşık üç yüz elli ila dört yüz bin dolar civarındadır. Yapılan bu masrafın karşılığında yetiştirilen öğrencilerin ülkemizin kültürüne hayran olduklarını sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Yerinden homurdanma kardeşim, atla uçağa, gel kendin gör. Nedense bunu ne Dış İşleri ne de Milli Bakanlıkları yetkilileri araştırmaktan hassasiyetle imtina etmektedirler. ‘ Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında...' Halbuki bunun yarını da var. Türkiye, yetmiş sente muhtaç olduğu, Japon elçisinin maaşını ödeyemediği ve Milli Futbol Takımı'nı Dünya Kupası'na gönderemediği o kara günleri asla unutmamalı ve kaynaklarını geri dönüşümsüz maceralarda heba etmemelidir. Bir devlet okuluna harcanan meblağ ile yıllardır yapılan bu yanlış tercihin yerine bölgenin en seçkin ve en zeki öğrencileri arasında seçme yapılarak her yıl en az yüz öğrencinin Türkiye'nin en kaliteli üniversitelerinde eğitim görmeleri temin edilebilir. Hem böylelikle Türkçe öğrenen yabancı uyruklu öğrenciler aynı zamanda Türk kültürünü yerinde öğrenerek ve İstanbul gibi bir şehri tanımanın da bahtiyarlığına erişerek tam bir Türk dostu olarak yetişeceklerdir. Son derece bakımsız ve yetersiz binalarda eğitim öğretim vermeye mahkûm edilen devlet okullarında statü belirsizliğinden kaynaklandığı intibaı uyandıran kültürler arası çatışma nedeniyle Türk Kültürü ve dili hedeflenen seviye ve tarzda öğretilememekte ve doğal olarak da Türk kültürü tam manasıyla sevdirilememektedir. Sadece Türkçe Öğretim Merkezleri bu misyonu yeterince yerine getirebilmektedir. Türkçe Öğretim Merkezleri de bu işin Türkçe öğretmeyle olmayacağını Türk kültürünün de çeşitli aktivitelerle ortamında tanıtılması gerektiğinin bilinciyle elde ettiği kurs gelirlerini koleksiyon yapmak yerine bu maksatla sonuna kadar kullanmalıdır. Fakat tekrar söylüyorum, Somali'ye bile balans ayarı yapmaya çalışan Türkiye; son yıllarda çeşitli vasıtalarla sorunlarını ileten bu devlet okulları hakkında son derece ilgisiz ve duyarsız davranmaktadır. Ankara ile BİMER üzerinden yapılan muhaberat ise tam bir komedi arz etmektedir. BİMER sanki telesekretere bağlıymış gibi hemen hemen aynı yüzeysel cevapları vermekte ve olayları geçiştirerek soğutmaya çalışmakta... Üç yıldır BİMER ile yaptığım yazışmaları arşivleseydim küçük bir kitap olurdu. Ama sonuç yine de sıfır... Ankara bildiğini okuyor... Netice itibariyle 1990'lı yılların başında dünyanın değişik bölgelerinde tamamen iyi niyetlerle ama mantar gibi apar topar açılan Türk okullarının bir çoğu bugün itibariyle misyonunu hakkıyla yerine getirememektedir. Bunda döküntü binalarda sığıntı pozisyonda çalışmak zorunda kalınmasının elbette yadsınamaz etkisi var. Ama ondan daha önemlisi zamanında belki Rusya'yı ürkütmemek adına yapılan protokoller bugün itibariyle Türk tarafını etkisiz kılmaktadır. Belki ilk zamanlarda bölgede tutunabilmek adına bu durum mantıklı olabilirdi. Ancak yirmi yıl içerisinde bu eksik ve yetersiz protokoller yenilenmeli ve Türk okullarının açılma amaçlarına hizmet edebilecek seviyeye getirilerek en azından yapılan maliyet kurtarılmalıydı. Ancak ben Ankara'da bu hassasiyeti göremiyorum. Bölgeye gelen üst düzey yöneticiler de ne hikmetse olayları görmemek için azami gayret sarf etmektedirler. O zaman buradan şu sonuç çıkıyor. En üst seviyeden en alt seviyeye kadar bütün çalışanlar, bırakın kendinize onu bunu dert edinmeyi. Memleketi siz mi kurtaracaksınız? Hazır memleketin kasası doluyken ve size kepçeyle dolar verirken; rahatlık mı batıyor kardeşim? Biriktir dolarları, destele paraları sonra da evini al, arabanı al; havanı at. İçinden bir ses gelmez merak etme. Ortada bir yanlış olsa okulları ziyaret eden yüce zevat görmez miydi? Devlet görmez miydi devlet! Be hey cahil, be hey gafil; koş imanını tazele! Koskoca devletin göremediğini sen mi göreceksin? Bu ne cüret! Bölgeye yeni okulların açılmasında son derece yarar görüyorum. Öyle sanıldığı kadar da fazla maliyetli olmaz. Hatta sekiz on konteyneri birleştirip ısı yalıtımını yaptınız mı ve bunu bizim üniversitenin bahçesine yerleştirip elektriği suyu telefonu da oradan çektirdiniz mi geriye bir mühür bir müdür birkaç da son derece iyi seçilmiş öğretmen göndermek kalıyor. Seçimlerin ne kadar hedefine ulaştığını da.. neyse, konuşturmayın beni. Zaten laboratuar, kütüphane, spor kompleksi gibi lüksler diğerlerinde de yok. Yani kendinizi yormayın. Yüz bin dolara beş yıldızlı baraka, sığıntı bir lise açarsınız. Türk kültürünü kasırgalar gibi yayarsınız alimallah! |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2013-08-05 | |||
|
|||