Adem GÜRSAL
|
|||||||||||||
![]() OBJEKTİF GAZETESI KÖŞE YAZARI -FRANSA */////////* YALOVA PUSULA GAZETESİ KÖŞE YAZARI - YALOVA *////////* 53 RİZE DERGİSİ FRANSA TEMSİLCİSİ *//////////* GAZETECİLİĞE YENİ ŞAFAKTA BAŞLAMIŞ (2006-2010) */////////* Karadeniz'de SON NOKTA GAZETESİ'NDE KÖŞE YAZARI OLARAK BAŞLADI (18.11.2013 ) */////////* UETD STRASBOURG TANITIM VE MEDYA BAŞKANI / FRANSA */////////* UETD ALSACE BÖLGE'Sİ TANITIM VE MEDYA BAŞKAN YARDIMCISI / FRANSA */////////* 07-31 mayıs 2015 Milletvekili genel seçimlerde Ak parti Fransa / Strasbourg seçim koordinasyon Başkan yardımcılığını yürüttü.*/////////* 1 Kasım 2015 Milletvekili genel seçimlerde Ak parti Fransa / Alsace Bölegesi seçim koordinasyon Başkan yardımcılığını yürüttü. 4 yıllık İşletme Fakültesi Mezunu / Evli ve üç Çocuk Babası / Memleketi Rize Email: [email protected] |
|||||||||||||
YAZARIN SAYFASI | |||||||||||||
Ergenekon çöktü ama kim çökertti | |||||||||||||
![]() Tarihi bir olaydı. Tarihi bir karardı. En önemlisi ilk sivil yargıdan askerlerin ceza almasıydı. Cumhuriyetle birlikte devletin zengin ettiği, iktidar erkini teslim ettiği kitleler halkın yüzde 90'ının kazançlarını kendi ceplerine indirme için kalkan yaptıkları, ATATÜRK söylemi üzerinden yıllar yılı, gerçek Türk milleti iktidarın kıyısına köşesine yaklaştırılmadı... Müslüman dendi, cemaatçi dendi, başörtülü dendi, aşırı dinci dendi, radikal dendi... Etrafta ne kadar müslüman ülke varsa, İrancı, Libyacı, Suudçu dendi... Şimdi de Suriyeci, Mısırcı deniliyor. Ve de ülkücü dendi, faşist dendi, dendi de dendi... Ama İktidarı sürekli adı Türk olan ama ihtida beratlarını ellerine alalı daha 100 yıl bile olmayan BEYAZ TÜRK aileler kullandı durdu... En son kırılma ise 28 Şubat'ta yaşandı... Büyük haksizliklar edildi. Erbakan hocayı yıprattılar en sonunda da hükümeti düşürdüler. En önemlisi malum aileler soygunlarına devam edebilmek için ATATÜRK kalkanı arkasına bir de Ecevit Kalkanı koydular. Hüsamettin Özkan ve İsmail Cem (YDH) kavgası iki ailenin sen daha çok çaldın ben daha çok çaldım kavgası patlak vermese idi belki ERKENEGON bu kadar çabuk çözülmezdi. ERGENEKON adı ilk, yanlış hatırlamıyorsam 1997 yılında söylenmeye başlandı. Ya da Susurluktan sonra veya Turgut Özal'ın ölümünden sonra da, hepsi şüpheli ölümlerın ardından çıkan bir örgüt olarak lanse edildi. Can Dündar'ın 7 Ocak 1997'de Show TV'de yayımlanan 40 Dakika programında Ergenekon hakkında iddialar ortaya atılıyor. Susurluk kazasından yola çıkarak yapılan araştırmanın sonucu ise: Derin devlet yapısının gerçek adı: Ergenekon diye adlandırıldı. Bilenler hatirlar umarım bu programı. Neyse devam edelim konumuza; olayı ise sözün tam anlamıyla bu beyaz Türklerin iktidarını sürekli kılmak için kurulmuş bir organizasyon. Sürekli kendini yenileyen... Her kesimden adamlari bulunan bir örgüttü. 28 Şubat'ta neler mi oldu? ZALİMLERİN sonunu getiren, üniversite önlerinde, lise önlerinde okula alınmayan kız çocuklarının, eylemleri, gözyaşları arşa yükseldi. Bırak büyük sermayeyi küçük atölyeler ve bakkallar bile yeşil sermaye adı verilerek ekmek teknelerinin kapanması için her şey yapıldı. Kafalarına göre müslüman olarak gördükleri insanlara ekmek, su bile vermek istemediler... Müslümanların aldıkları ihaleler zorbaca gasbedildi... Ordudan, devlet memurluğundan atılanlara pazarcılık yapmak bile haram edildi... Başörtülülerin orduevine, mahkemeye, devlet dairesine girmesini bir tarafa bırakın tedavi olmak için hastaneye girmeleri bile yasaklandı... Türlü çileler çektirdiler anlayacağınız. Ülke ekonomik yönde de düşüşler başlandı. Zaten iyi bir ekonomisi olmayan bir ülkenin bu son durumuda daha kötü oldu. Gazeteci ismail Zelvi abimizin bilgisinden faydalanıp sizede anlattıklarını aktarmak istiyorum: "Ergenekon o kadar korkutmuştu ki, toplumdakileri, Marmara Üniversitesi önünde başörtülü kızların oturma eylemi, kendisi de asker kökenli olan MHP Milletvekili Hüseyin Kalkan geldi, eylemcilere destek için, araba 150 metre aşağıda durdu, danışmanını gönderdi, Sayın vekil açıklama yapmak istiyor, gazeteciler aşağıya kadar gelebilir mi diye, Üsküdar'dan tanıdığım biri, Vekilin yanına kadar gittim, çocukların yanında açıklamanı yap görüntü olur dedim. Karşı pastanede oturan Muzaffer Tekin'e baktı, onların arasında provakatörler var, ben oraya kadar gitmem dedi. Gazeteciler olarak biz de onun yanına gitmedik... öylece gitti... Yine başörtüsü eyleme Marmara Üniversitesi önü, Suriye'de şehit olan Avukat Osman Karahan çocuklara destek için açıklama yapmak istiyor, karşıdan bir işaret, Kadıköy Emniyet Müdürü, Medyum Memiş'in kardeşi, (Annesi de kapalıdır haaa) Bir Ergenekonculara baktı bir rütbesine, sonunda Avukat Karahan'ı başladı yumruklamaya, açıklama yapamazsın diye.... Yine bir gün aynı okul aynı kapı, çevik hazır, kesin emir almışlar, eylemciler dağıtılacak, giriş kapısı duvarına çıktım fotoğraf çekeceğim, Emniyet Müdürü, in dedi, inmeyeceğim dedim , jop seni indirir dedi.. müdahale beklerken bir anda bir yağmur.... polisler bir tarafa eylemciler kızlar bir tarafa... neyse yaşananlar daha çok...." dedi. Yıl 1999, 19 Ağustos, zalimlerin zulümleri tüm şiddetiyle devam ediyor. Gece saat 3'de Gölcük-Adapazarı İstanbul hattı, ve DEVLET ÇÖKTÜ, depremin altında kaldı... Sistemlerini toplumu soymak üzerine kuran Ergenekonu da aile çıkarları için tetikçi yapan malum güruhun yapacakları bir şey kalmadı... Depremzedeler Türk Milleti sahip çıktı... O depremde Türk Milletinin ne kadar büyük olduğunu, kendisinden önce kardeşini düşündüğünü. Allah'ın nusretinin niçin bu milletin sürekli yanında olduğunu çok iyi gözlemledik... Van depreminde de aynı kardeşlık duygusunu gösterdi Türk milleti. Gölcük'te depremden kurtarılan üst rütbeliler yıllar sonra bile o anı hatırladıklarında suratları bembeyaz oluyorlardı... 28 Şubat Sürecinde, SEV, ÇEV, ÇYDD, ADD, Karargah Evleri, malum çetelerin iktidarını korumak için sözüm ona ATATÜRK KARŞITI adını verdikleri Türk Milletiyle savaşta epey rol aldılar. Utanmadan, İsrailden, Kiliseler Birliği'nden, Türkiye düşmanı devletlerin istihbarat birimlerinden maddi ve manevi yardım alarak... Ama atı alan üsküdarı geçmişti... Onların bir hesabı varsa, Allah'ın da bir hesabı vardı. 1999 depremi çürük hileli düzenlerini yerle bir etti. ANASOLM 2002'ye kadar adeta bu depremin altında ezildi. 2002 Millet iktidarı kendinden bildiği Recep Tayyip Erdoğan'a teslim etti... Etti de, bu ailelerin eylemleri bitmedi tabii. Çünkü Tayyip Erdoğan ülkesinin kalkinması için mücadele etti, halki için, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleçeği için adımlar attı. Eylemler orduda, eğitimde, sağlıkta, adalette, cumhurbaşkanını seçtirmeyiz, partinizi kapattırırız, odak oldunuz... hikayeleri.... Kendilerine ATATÜRK'ün askerleriyiz diyerek Türk Milletine düşmanlıklarını sürdüren bu gürüh eylemlerine devam ediyor... Gezi, vs.... Ama bir kere Allah'ın tokadını yediniz... Belinizi zor doğrultursunuz... Ya iflah olunuz hideyate geliniz veya debelenip durunuz. AKP'nin bu başarılı çalışmaları ve ülkesinin herkonudaki meselelerine değinmesi, çözümler araması, halkın hem sevgisini aldı hem de desteğini almıştır. Gönül isterki, bu hükümet faili meçhul olarak ölen insanların, tetikçilerinin arkasindakileri de bulsun, hesabını Türk adaletine versin... |
|||||||||||||
![]() ![]() ![]() |
|||||||||||||
2013-08-06 | |||||||||||||
|
|||||||||||||