Necati KAVLAK
|
|||
![]() |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Türk'ün bitmeyen imtihanı | |||
![]() Şimdi yaşadıklarımıza çağın düşünürleri ne ad koyacak, sabırla bekleyip birlikte göreceğiz. Bulunduğunuz tepe, baktığınız pencere hangi istikamete bakarsa baksın, çizilen resim, ortaya çıkan manzara 21. yy Türkiye'sine hiç yakışmadı. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 9. Maddesi 'Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır' diyor. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, Silivri'de açıklanan kararı; zamanlaması, kararın okunma şekil ve biçimi, iktidarın Silivri'ye gitmek isteyenlere reva gördüğü polis müdahalesi, uyguladığı yasak; ileri demokrasi getirdik diyen zihniyete yakışsa, üstlerine cuk diye otursa bile: 93 yıllık Türkiye Cumhuriyetine yakışan bir karar değil! Ramazan bayramına 2 gün kala, yağmur gibi yağan ağırlaştırılmış müebbet hapis, ağır hapis, hapis cezalarını içeren mahkeme kararı, hukuki bir hakkın tesliminden çok, rövanş bizim, intikamı aldık, rüzgarı estiriyor. Avrupa 'Türkiye'nin, yargıya güveni artırmak için savunma hakkının uygun kullanımını güvence altına alması gerekmektedir.'? diye fikir beyan etmiş. Sormak hakkımız değil mi? Adaletin tecellisi bu mu olmalıydı? Mahkeme, Anayasa'nın vaaz ettiği' Türk Milleti adına karar vermek yerine, Türk Milletine rağmen karar vermeyi seçti demek, haksızlık mı olur? Türk Milleti büyük bir ekseriyetle bu kararın arkasında değil, yanında da durmuyor. Bazen insan vehime kapılıyor ve kendi kendine sormadan edemiyor. 5 Ağustos'ta Ergenekon davası sanıklarını mahkum eden mahkeme kimin adına hüküm verdi? Bu soru cevap bulmadan yargının kararı daima sorgulanacak, hükmedilen cezalar asla milletin vicdanında cevap bulamayacaktır. |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2013-08-07 | |||
|
|||