Ve min âyâtihî halkus semâvâti vel ardı vahtilâfu elsinetikum ve elvânikum, inne fî zâlike le âyâtin lil âlimîn(âlimîne). Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O'nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için elbette ibretler vardır. Rum/22
Ksenophanes.
MÖ 570-480 yılları arasında yaşadı.
Sokrates öncesi düşünürlerden.
Ona göre;
"Eğer öküzlerin, atların ve aslanların elleri olsaydı ve onlar elleriyle insanlar gibi resim yapmasını ve sanat eserleri meydana getirmesini bilselerdi, atlar tanrıların biçimlerini atlarınkine, öküzler öküzlerinkine benzer çizerlerdi ve onların herbirine de kendi türlerine uygun bedenler verirlerdi."
"Habeşler tanrıların kara ve basık burunlu, Trakyalılar ise mavi gözlü ve kızıl saçlı olduklarını söylerler."
Ksenophanes'in o güne kadarki yunan çok tanrıcılığına bir başkaldırı olarak yorumlanan bu sözleri aslında tek Yaratıcı fikrine odaklanıyordu. Bu anlamda içinde yaşadığı yunan toplumunun özellikle din konusundaki temel kurum, kavram ve değerlerini sorguluyordu.
Ona göre bir den fazla tanrı yaradılış için bile karmaşa anlamına gelecektir.
Aynı şekilde Rum suresinin yirmiikinci ayeti de buna vurgu yapıyor ve Rabbin insanoğlunu çeşitli renklerde veya dillerde yaratmasının, aslında tek bir Rab olduğunun delili anlamına geldiğini ifade ediyor.
'Yaratıcı' kavramına Ksenophanes o dönemin yunan düşünürlerinden farklı bir açıdan bakıyordu.
"Tanrı ve insanlar arasında en büyük olan, ne biçim ne düşünce bakımından insanlara benzer olamayan tek bir Tanrıdır." diyordu Ksenophanes.
Yani ona göre Yaratıcı;
Müteali,
Mütekebbir,
Kebir,
Allah;
Aliyy,
Azim,
Aziz,
Kaviyy,
Baki,
Vahid olmalı,
benzeri olmamalı ve insana özgü her şeyden münezzeh olmalıydı.
Yine "O tümüyle göz, tümüyle düşünce, tümüyle kulaktır." diyordu başka bir yerde kendi Yaratıcı tanımından yola çıkarak Ksenophanes.
Yani ona göre Yaratıcı;
Basir,
Alim,
Habir,
Semi olmalıydı.
"Hiçbir zorluk çekmeksizin her şeyi zihninin gücüyle yönetir." diyordu Ksenophanes.
Yani Yaratıcı ona göre
Kadir,
Vali olmalıydı.
Ve son olarak "Hiç kımıldamadan hep aynı yerde durur ve bir o yana bir bu yana gitmek yakışmaz ona." diyordu Ksenophanes kendi inancına göre tasvir etmeye çalıştığı Yaratıcısı için.
Yani onun tasavvur ettiği bu Yaratıcı;
Hakk,
Hayy,
Malikül Mülk,
Metin,
Muktedir olmalıydı.
|