Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 26 Eylül 2013
Cemal BABAOĞLU
Cemal BABAOĞLU kimdir?

Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Kayıplar ve Hakaret!
4 Eylül 2013 tarihinde Siverek'e gidiyoruz. Bir temel kazısı esnasında ortaya çıkan insan kemiklerini yerinde görmek için Ayvanat mahallesinde bulunan kazı alanına vardığımızda ortaya çıkan kemiklerin 2 gün boyunca emniyet güçleri tarafından toplandığını ve savcılığın emriyle inşaat çalışmaların durdurulduğunu öğreniyoruz. Çevrede bulunanlarla buradaki gelişmeleri öğrenmeye çalışıyoruz. Görüştüklerimiz bize;  'ismimizi ve işimizi yazmayın'  diye sıkı sıkı tembih etmeleri, geçmişte nasıl bir korku imparatorluğu yarattıklarının da ipuçlarını veriyordu.  Toplu mezarın, hatta mezarların diye çoğul bir ifade kullansak abartı sayılmaz.  Ayvanat mahallesinde temel kazıların tamamında insan kemikleri görülmüştü, bazılarında sayı az olduğundan! Kaale alınmadı dedi bir tanık. Sonra eliyle işaret ederek; bu inşaatta çok sayıda kemikler toplandı. Emniyet burada 2 gün çalışma yaparak ayrı ayrı poşetlere koydular...

Siverek savcısı ile yaptığımız görüşmede; kazı alanının durdurulduğunu, oranın mezarlık olup olmadığını anlamak için belediyeye yazı yazacaklarını, toplanan kemiklerinde Adli tıp'a gönderildiği şeklinde bizleri bilgilendirirken bir ara; 'sayın savcım buradaki karanlık olayları aydınlatmaya kararlı mısınız?' sorusu odada buz gibi etki yarattı. Savcı; 'ne demek ya, bu hakarettir' demesi üzerine savcının ne demek istediğimi anlamadığını fark edip izah etmeye çalıştım;

 2010 yılında hükümet sözcüsü Cemil Çiçek kayıp ailelere bir çağrıda bulunarak; kimin elinde bilgi ve belge varsa özel yetkili savcılara teslim edilirse gereken yapılacaktır' diye basına demeç vermişti. Bu sözler üzerine, biz İHD olarak mağdur ailelerle birlikte hem Urfa savcılığına hemde Diyarbakır özel yetkili savcı Ahmet Karacan'a, elimizdeki bilgi, belge ve tanıklardan oluşan kapsamlı dosya ile suç duyurusunda bulunduk. Yaptığımız bu suç duyurularından dolayı savcılığın harekete geçip geniş kapsamlı soruşturma açılmasını beklerken, biz kendimizi yargı kıskacında bulduk. Adalet arayışımızdan rahatsız olan iktidar erki bizi 4 ay cezaevine atarak, kendilerince adalet arayışlarını tökezletmeyi amaçlamışlardı.

'Kararlı mısınız? Sözünün gerekçesi bu. Sayın savcı bu gerekçeye ikna oldumu bilmiyorum. Sorulan soruyu kendi şahsına mı, yoksa hükümete mi hakaret saydı doğrusu bunu da anlamış değilim. Tabi,  bizim şahıslara hakaret etme gibi bir anlayışımız olamaz, devlete (iktidar) derseniz orası tartışılır. Kendi vatandaşını yargısız infaz eden bir iktidar erki,  her turlu negatif çağrışımları da bünyesinde barındırıyor demektir.

Son 20 yıldır kayıplar konusu ülke gündemini meşgul ediyor. İnsan Hakları Derneği şubelerinin bulunduğu tüm yerlerde her cumartesi 'kayıplar bulunsun failler yargılansın' diyerek basın açıklaması yapıyor. Yapılan her açıklamada katil yâda katillerin adresini belirtiyor, tanıklar konuşuyor. İHD her hafta bir kayıp hikâyesini açıklarken hükümete de çağrı yaparak, yargı sistemine de leke getiren bu gözaltında kaybedilme gibi uygulamaların aydınlatılmasını talep ediyor.  Bu talebe kulak kabartan iktidar sahipleri her fırsatta gözaltında kaybedilenlerle ilgili iddiaları ret ediyor, soruşturma açma gereği bile duyulmuyor. 

4 Eylül'de Siverek'te bir inşaat temel kazısı sonucu ortaya çıkan toplu mezar, bir yerde yıllardır gözaltında kaybetmeleri inkar eden yetkililerin suratına indirilmiş bir tokat gibidir. Yıllardır inkar edilen kayıplar gerçeğine inat, kazılarda çıkan kemikler bir yerde doğanın isyanıdır. Görmek istemeyen gözleri, duymak istemeyen kulaklara sesleniyor; bu vahşeti görün, yaptıklarınızdan utanın ve kendinizle yüzleşip özür dileyin. Özür dileyin ki, bir daha asla insanlık dışı işlere imza atmayın.

Siverek Ayvanat mahallesinde çıkan insan kemikleri incelenmek üzere Adli tıp'a gönderilmiş. Gözler buradan gelecek raporlara endekslenmiş. 1980'de 1992- 97 yıllarında gözaltına alınışta, bir daha kendisinden haber alınamayan yurttaşların akıbetine ışık tutulması bekleniliyor.  


   
2013-09-24
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları
- Azrail'in diğer adı: Toros
- Ergenekon davasında adalet yerini buldu mu?
- AB'ye üyelik sürecinde yasaklı kitaplar