Cemal BABAOĞLU
|
|||
![]() Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Kayıplar ve Hakaret! | |||
![]() Siverek savcısı ile yaptığımız görüşmede; kazı alanının durdurulduğunu, oranın mezarlık olup olmadığını anlamak için belediyeye yazı yazacaklarını, toplanan kemiklerinde Adli tıp'a gönderildiği şeklinde bizleri bilgilendirirken bir ara; 'sayın savcım buradaki karanlık olayları aydınlatmaya kararlı mısınız?' sorusu odada buz gibi etki yarattı. Savcı; 'ne demek ya, bu hakarettir' demesi üzerine savcının ne demek istediğimi anlamadığını fark edip izah etmeye çalıştım; 2010 yılında hükümet sözcüsü Cemil Çiçek kayıp ailelere bir çağrıda bulunarak; kimin elinde bilgi ve belge varsa özel yetkili savcılara teslim edilirse gereken yapılacaktır' diye basına demeç vermişti. Bu sözler üzerine, biz İHD olarak mağdur ailelerle birlikte hem Urfa savcılığına hemde Diyarbakır özel yetkili savcı Ahmet Karacan'a, elimizdeki bilgi, belge ve tanıklardan oluşan kapsamlı dosya ile suç duyurusunda bulunduk. Yaptığımız bu suç duyurularından dolayı savcılığın harekete geçip geniş kapsamlı soruşturma açılmasını beklerken, biz kendimizi yargı kıskacında bulduk. Adalet arayışımızdan rahatsız olan iktidar erki bizi 4 ay cezaevine atarak, kendilerince adalet arayışlarını tökezletmeyi amaçlamışlardı. 'Kararlı mısınız? Sözünün gerekçesi bu. Sayın savcı bu gerekçeye ikna oldumu bilmiyorum. Sorulan soruyu kendi şahsına mı, yoksa hükümete mi hakaret saydı doğrusu bunu da anlamış değilim. Tabi, bizim şahıslara hakaret etme gibi bir anlayışımız olamaz, devlete (iktidar) derseniz orası tartışılır. Kendi vatandaşını yargısız infaz eden bir iktidar erki, her turlu negatif çağrışımları da bünyesinde barındırıyor demektir. Son 20 yıldır kayıplar konusu ülke gündemini meşgul ediyor. İnsan Hakları Derneği şubelerinin bulunduğu tüm yerlerde her cumartesi 'kayıplar bulunsun failler yargılansın' diyerek basın açıklaması yapıyor. Yapılan her açıklamada katil yâda katillerin adresini belirtiyor, tanıklar konuşuyor. İHD her hafta bir kayıp hikâyesini açıklarken hükümete de çağrı yaparak, yargı sistemine de leke getiren bu gözaltında kaybedilme gibi uygulamaların aydınlatılmasını talep ediyor. Bu talebe kulak kabartan iktidar sahipleri her fırsatta gözaltında kaybedilenlerle ilgili iddiaları ret ediyor, soruşturma açma gereği bile duyulmuyor. 4 Eylül'de Siverek'te bir inşaat temel kazısı sonucu ortaya çıkan toplu mezar, bir yerde yıllardır gözaltında kaybetmeleri inkar eden yetkililerin suratına indirilmiş bir tokat gibidir. Yıllardır inkar edilen kayıplar gerçeğine inat, kazılarda çıkan kemikler bir yerde doğanın isyanıdır. Görmek istemeyen gözleri, duymak istemeyen kulaklara sesleniyor; bu vahşeti görün, yaptıklarınızdan utanın ve kendinizle yüzleşip özür dileyin. Özür dileyin ki, bir daha asla insanlık dışı işlere imza atmayın. Siverek Ayvanat mahallesinde çıkan insan kemikleri incelenmek üzere Adli tıp'a gönderilmiş. Gözler buradan gelecek raporlara endekslenmiş. 1980'de 1992- 97 yıllarında gözaltına alınışta, bir daha kendisinden haber alınamayan yurttaşların akıbetine ışık tutulması bekleniliyor. |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2013-09-24 | |||
|
|||