Mehmet Akif ŞAHİN
|
|||||||||||||
Email: [email protected] |
|||||||||||||
YAZARIN SAYFASI | |||||||||||||
Çöle Düşen Ateş | |||||||||||||
Anadolu'nun bağrındaki medeniyetlerin kalıntılarını oluşturan ülkemizdeki iktidarı elinde bulunduran güçler, bu yüzyıla damgasını vurmak iddiasıyla değişen dünyanın orta doğudaki iplerine tutunmuştur. Bunu gözetleyen emperyalistler, bir seyyah edasıyla orta doğuda tasarlanan yeni serüveni izlemektedir. Toplumun yanı başında buna seyirci kalan aydınların düşünce dünyaları kirlenen ruhları tabakhanelerde kırbaçlamakla eşdeğer durumdadır. Bu gün yanı başımızda gelişen tarihi olaylar toplumların hafızasına not düşüyor. Geçmiş tarihlerin içinde unutulmuş gibi görünen bir öfkenin homurdanan volkana dönüşmesi gibi değerlendirilmelidir. Bu sınırları çizen ve bu gün bu bölgede yeni oyunlar tezgâhlayan emperyalist güçler ve onların yerli taşeronları bir kıvılcımla çölü yakıyorlar. Bu ateşin ilk alevi en zayıf tarafımıza tutunmuştur. Bu yüreğimizde tutuşmuş yangın bütün İslam coğrafyasına yayılıyor.
Bu gün yerli aydınlarımız bu oyunun şifrelerini çözmek ve derinliklerini keşfetmek bir yana kendi bohçalarına biriken ucuz şatafatı artırmaya çalışıyorlar. Bu bölgedeki insanlardan bu oyunları gizlemeye çalışan yerli ve yabancı güç odakları yeni senaryoları tasarlamışlardır. En ciddi olanı mezhep kavgalarıdır. Müslümanları ortaçağın gerisine götürebilir. Müslüman milletler bir mezhep savaşının eşiğine sürükleniyor. Bu serüvenin bu şekildeki bir mezhep çatışmasına gitmemesi gerektiğini bu toprakların yerlileri bilir. Bu gerçeği, toprak rüzgâr su ve ateş ruhumuza fısıldıyor. Bu gün bu gerçekleri anlayamıyoruz. Dünyadaki bütün yerliler kendi topraklarına bağlıdır. Onun havasıyla suyuyla bir simya oluşturur. Bu kişiler toprağın gizlediği esrarı her zaman çözebilir. Bu gün bu coğrafyada o dili anlayan her kişi yerli sayılır. Bu coğrafyanın yerlisi sayılanları dinlemek ve anlamak lazımdır. Bu gerçek olayları anlatacak kelimeleri batılı rüzgârlar yüreğimizden alıp götürmüş. Şimdi yüreğimiz boş ve kendi karanlığına sıkışmış, sessiz bir iklimin yanı başında anlamını bilmediği şarkıları dinliyor. Bu oyun tarihin evvelinde tasarlanmıştır. İslam dünyasında medeniyetlerin mirasını oluşturan ipuçları tarih boyunca gizlenmiştir. İnsanlığın medeniyet beşiğini oluşturduğunu iddia eden batılı milletler, geçmiş tarihlerinde var olan karanlık dönemleri gizlemişlerdir. Bu gün olduğunu iddia ettikleri kahramanlıklarıyla günümüzün emperyalist sömürü dünya sistemini tezgâhlamışlar. Bu gün doğu medeniyeti kabul edilen Müslüman milletler sindirilmiş korkutulmuş ve kendi sığınaklarına hapsedilmiştir. Ya da batılı güçlere tutsak olmuştur. Şifrelenmiş medeniyet kökleri sağlam temellere dayalıdır ve geleneklerimizde özünü korumaktadır. Bu gün yaşadıklarımız daha öncede yaşanmış bir serüvenin aldatmacasıdır. Bu gerçekler tarihin yapraklarında vardır. Bu toprakların her zerresinde ayrı bir medeniyet kendi sırrını koruyor. Binlerce yıllık semavi dinlerin güzel gelenek ve töreleri bu gün insanlarımızın konuşmasına davranışlarına yansımış, ayrı bir güzellik katmıştır. Ne zamanki biz kendi köklerimize ihanet etmişiz, bu güzellikler kaybolmaya başlamıştır. Bununla beraber kötülüğün temsilcisi olan keskin fitne etnik ayrımcılık mezhep farklarının ve cemaat ayrılıklarının getirdiği toplumsal ve yerel uygulamaları bizi felaketlere sürüklemiştir. Bu kaos İslam medeniyetinin yaşadığı bu bölgelerde var olmaya devam ediyor. Müslümanların yaşadığı bu bölgedeki fitnenin ve kabusun ortada kalkması iki şekilde mümkündür. Birinci hususu kendi değerlerimizin gerçeklerine geri dönmek ve ihanet ettiğimiz köklerimizin içindeki kardeşlik esaslarına sarılmakla mümkün olabilir. Aramıza sokulan fitne ve ayrımcılıkta uzak durmakla ve onlarla savaşıp galip gelecek bir birlikle mümkün olur. Bu gün bu ihtimal çok zayıf görünüyor. Bunun dışında batılı emperyalist güçlerin bu bölgeleri terk etmesinin diğer sebebi de şu olabilir. Son petrol kuyusu kuruyup bu bölgede yer altı ve yer üstü zenginliklerimiz bitip tükenirse veya bir tufanla yok olursa bu eli kanlı yabancı güçler bu bölgeyi terk eder. Medeniyetin ve insanlığın kurallarının ulaşmadığı kabul edilen bu bölgelerde ilkel alışkanlıkların yaygın olduğunu söyleyenler buralara demokrasi yerine kan nefret ve fitne getirmişlerdir. Bu yabancı çıkar devletleri kendi oluşturdukları şebekelerinin yani dünyadaki terör paktlarının günümüzde olduğu gibi her dönem yerli taraftarları mevcuttur. Bu gün olduğu gibi çoğu zaman bu devlet ve büyük şirketler kendilerine yandaş bulmaya devam ediyor. Bu gün tarihin en son dönemlerinde yakın olduğumuz en büyük tehlike sürüklendiğimiz kabus haline gelen yerel ve yabancı kaynaklı fitne ve fesadın bize bıraktığı kan ve göz yaşıdır. Bu tür olaylar yakın çevremizdeki güzel insanlarımızın uhdesinde kötü bir hastalık gibi bazı dönemler çoğalıp bazı dönemler azalıyor. Bu gün bu toprakların erk sahibi güçleri kendi vatandaşlarına hale darbe dönemlerinde yazılan bir anayasa ile hükmediyorlar. Bu bölgeye evrensel hukuk sistemini taşımaları pek mümkün görünmüyor. Son yüzyılın içinde bölgemize düşen ateş yüreğimize düşmüştür. Bu ateş kumları tutuşturmuştur. Ey iktidar sahipleri ey insanlar; Çöle ateş düşmüş yanıyor, Halep yanıyor, Bağdat yanıyor, Şam yanıyor, Kahire yanıyor. Filistin yanıyor, bulutlar ağlıyor. Bu ateş sizide yakar bizi de. Unutmayınız. DR M AKİF ŞAHİN |
|||||||||||||
![]() ![]() ![]() |
|||||||||||||
2013-09-24 | |||||||||||||
|
|||||||||||||