Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 06 Temmuz 2014
Tamer KARAHAN
Tamer KARAHAN kimdir?
Tamer KARAHAN Kimdir ? 1976 İstanbul-Kadıköy doğumluyum …Öğretim hayatımın ilk adımlarını İstanbul Kartalda Üniversiteyi ise İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde tamamladım … Bir çok yerel gazetede köşe yazarlığı yaptım ve denemelerimi şiirlerimi buralarda değerli dostlarımla paylaştım …. Yazmaya şiirle başladım yine bunun yanında deneme, sosyal ve toplumsal hayatımız üzerine yazılar yayınladım. Şiirlerimde esas unsur olarak aşk'da mâsumiyet, sâfiyet, iffet, edep, sabır, vefâ, sadakat, samimiyet ve saygıyı ön planda tuttum her zaman …. Tüm yaşamımı Türk Şiiri’ne adamak tek idealim… Basılı eserlerim ; Aşk-ı Efsun
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
İsimsiz...
Bir nefeslik, vaktin var...

Son kez nefes alacaksın.

Göz yaşları kuruyacaktı,

Ardında bıraktığın sevenlerin , yanaklarında.

Suyu çekilmiş bir göl gibi,

Bir gelin hediyesi yüzüne,

Son kez bakmak için,

Kaç yüz görümlüğü, yüreklerden sana boşalacaktı?

Ölüm işte!

Bahara kış düşmesi gibi...

Seni rahminden salan ana,

Parmak uçlarında, defalarca öldü oysa..

Saçlarına kar yağmıştı bile ...

Yalnız bir kardelen;

Dağlara başkaldırır ,

Kışa  kurban eder, İsmail duası ile kendini..

Bu kenti,ak güvercinler terk eder...

Senin ardından bu şehir ,her gün ıslanacak ,

Kız kulesi, tüm güzelliği ile Marmara'ya saçlarını savuracak.

DELİ ŞAİR,

Kelimelerini, satın alacaktı kör bir dilenciden ....

Gidişin acı oldu oğul..!

Altı üstü ölüm, ama izahı yok ki..!!!

Anlaşılamazlık var, anlaşılan tüm kelimelerde !!!

Her yemin,

Yalancısında, yatsıya kadar baş tutarmış.

Ezilen baş arasında ömür, işte ancak bu kadar ..

Karanlığın uykusu kaçsın,

Aç bir midenin homurtusunda.

Bir garibin, titrek türküsünde.

Seninle oğul!

İliklerim çekildi.

Hayallerimle beslenen bebekler ,

Zoraki düştü rahimlerden ..

Ardından ağladıkça ben, erken gidişine.

Melekler yağmur duasına çıktı,

seni  her gördüğüm düşte.

Altı üstü ölüm,ama izahı yok ki..!!!

Toprak rengini ne zaman verir, gün tenine ..

Olsa,olsa canım yanar, derdim.

Ama aklım,seninle gitti..

Altından olsun düştüğün toprak.

Karaca Ahmet mezarlığında,

Tek kişilik mezara, iki ceset tecessüs etti..

Seni, en çok doğduğun şehir özleyecek.

Ayaklarına dolacak, caka sattığın kızların adımları...

Yağmur toprağa düştü...!!!

Ağlarım kokunu içime çekip,

El yordamıyla, sen diye sarılıp yattığım yastığına.

Azrail haykırıyor, ‘Ölümlerden ölüm beğen!'

Yine en büyük yenilgim oldun, cakalı tarafından ...!!!

En çok nerene kıyabilirsin?

En büyük acıyı, en sessiz ben yaşadım  ..

Kes kesebilirsen,

Sen yaşadığım, bir baş parmak..!!!

Haykırma, ölmedin ya ...!!!

Altı üstü ölüm.

Ama izahı yok ki..!!!

Taşan bir ırmağın, bir ovaya yayılması gibi,

Gözlerimden kaçan yaşlar..

Oğul seni hep gördüğüm gibi düşledim

Oysaki omuzlarım çöktü, tenim mosmor ...

İstanbul'da, kayıp bir şehir var.

Daha buluğ olmamış bir çift gözün sahibi,

Bir güzel kızın, avuçlarında..

Kelimeler, çıkarsız düştü Araflara..

Bu bir sınav ve geçmek,kalmak yok...

Büyük bir sır iki kişinin bildiği,birinin görmediği ..!!!

Altı üstü ölüm,ama izahı yok ki..!!!

Ölüm,sevilmeyi bekledi...

Çok istedi, tıpkı aşk gibi...!!!

Üç harfi söylemek, hatmi vacip.

Beş harfi, ölüm!

Düşmüşüm ardına, oğul!

Görülmemiş bir kentti,ölüm.

Keşfi yapılmamış bir dünyanın,giriş kapısı..!!

Kefen içinde,çırılçıplak bir yalnızlık ,

Yoldaşın artık...

Ketum heceler düşecek dilimden belki.

Ben sana,papatyalar  toplayamazken kır bahçelerinden.

Yedi kat Arş titrer,

 Melekler kalem kırarken, kader mutlakta ....

Altı üstü ölüm, ama izahı yok ki..!!!

Kaç kere gelir ki, bir kapıya oğul!

Ölmek için yaratıldık, unutma ....!!!!


   
2013-10-27
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları