Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 11 Ekim 2013
Cemal BABAOĞLU
Cemal BABAOĞLU kimdir?

Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Demokratikleşme Paketi ve Ciğercinin Kedisi
En sondan söylemem gereken sözü baştan söyleyeyim; demokrasi bir yaşam tarzıdır. Öyle paketlerle gelmez. Yasalarda yapılan değişikler ve öneriler, uygulamaktan kaynaklı sıkıntıların giderilmesinden ibarettir. En ideal demokratik yasaları hazırlasanız dahi yöneticiler demokratik teamüllere yabancıysa, hazırlanan yasa kağıt üzerinden öteye geçemez. Bu birazda dar zihniyetin aşılması gerekir. 

Hazırlanan ve başbakan tarafından açıklanan sözde demokrasi paketi,  tekçi anlayışın bir ürünüydü.  Burada öne çıkan anlayış şu; bu ülkeye demokrasi gerekliyse onuda 'ben' getiririm anlayışının egemen olduğunu bir kez daha tanık olduk.

30 Eylül'de başbakanı dinleyince, Akil insanları anımsadım. Onların hazırladığı raporun acaba yüzde kaçı dikkate alınmış. Maden dikkate alınmayacaktı, neden iki ay boyunca il il, ilçe ilçe dolaşıp görüş aldılar. Yoğun mesai harcayıp ülkenin barış harcına çimento yetiştirmek için yoğun çaba harcadılar. Ama başbakan bir çırpıda çimentoları bir kenara atıp, harcın içine çamur katma maharetini esirgemedi.

Bu paket, kalıcı barış için yapılan müzakerenin ikinci aşamasını oluşturduğu için toplumsal barış adına çok önemli idi. O açıdan beklenti büyüktü. Başbakanda bilinçli olarak bu beklentiyi söylemi ile onaylıyor, demokrasinin gelişmesi için önümüzdeki yasal engellerin kaldırılacağını, paketi peşinen görmeden eleştirenlerde mahcup edeceğini kesin bir şekilde ifade ediyordu.

Eh,  görülüyor ki paketi eleştirenler değil, kayıtsız şartsız başbakana güvenip, her sözünü onaylayanlar mahcup oldular.

Ve bir kez daha teyit edildi ki, Sayın Başbakan sürekli iktidarda kalmanın plan ve programını yapıyor. Klasik iktidar mücadelesi yani. Bu konuda başarılı olduğunu itiraf etmek lazım. Burada halk, ülke değil başbakan ve ekibi kazanıyor, ülke her alanda kaybediyor ne gam.

 

İnatlaşarak, en iyi yasayı ben yaparım anlayışları 21.yy. da iflas etmiş bir anlayıştır. Bu anlayışta ısrar etmek ülkeyi yeni yeni maceralara sürüklemektir. Bunu görmek lazım.

Seçim barajının düşürülmesi ile ilgili başbakanın söylediği 'bu barajı ben mi getirdim' şeklinde ifade etmesi darbecilerin iktidarda bulunanlara sağladığı avantajdan faydalanacağının bir işaretidir. Kolay kolayda demokrasi adına bu anti demokratik uygulamalardan vaz geçeceğini sanmıyorum. İçerde darbecilerin yasasıyla kendini yaşat, dışarıda darbecilere ateş pusturt. Budur Erdoğan'ın haleti ruhiyesi.

Peki, demokratikleşme paketinin neyi getirip, neyi götürdüğünü incelemeden, hemen başbakanın açıklamasından sonra 'biz demokratikleşme paketini destekliyoruz. Eksikte olsa bir adımdır' diye koşulsuz başbakana biat eden sözde sivil toplum örgütlerini şair Orhan Veli'ye havale ediyoruz.

1921 yıllarında yazdığı 'ciğerci kedisi adlı şiiri, haklının değil, güçlünün yanında yer alanlara armağan ederek yazıyı noktalıyorum.

'uyuşamayız seninle yollarımız ayrı; 

 sen ciğercinin kedisi ben sokak kedisi; 

 senin yiyeceğin kalaylı kapta;                  

 benimki aslan ağzında;

Sen aşk rüyaları görürsün, ben kemik 

 ama seninki de kolay değil, kardeşim;  

 kolay değil hani;      

 böyle kuyruk sallamak tanrının günü.



   
2013-10-05
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları
- Azrail'in diğer adı: Toros
- Ergenekon davasında adalet yerini buldu mu?
- AB'ye üyelik sürecinde yasaklı kitaplar