Ahmet LAZ
|
|||
![]() 1956 da Kilis'te doğdum. İlk orta ve lise eğitimimi Kilis'te, Lisans eğitimimi de Hacettepe Ünv. Matematik mezunu olarak Ankara'da tamamladım. Afşin/Elbistan termik santral montajında planlamacı, Türkiye Diyanet Vakfında Bilgi İşlem Müdürü, Kendi işimde ise yönetici olarak Bilgisayar ve Yazarkasa sektöründe çalıştım. Emeklilik hayatımı Kilis'te yaşıyorum. Yerel Kilisinsesi gazetesinde ( www.kilisinsesi.com.tr ) yazıyorum. Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Ensar Ruhu ve Kilis | |||
![]() Hicret, inandıkları gibi yaşamak isteyip da yaşayamayan Müslümanların, bu isteklerini yapabilecekleri başka bir ortama göç etmeleri hadisesidir. Müminler, tüm mal ve mülklerini, eş, kardeş ve çocukları da olsa inanmayan yakınlarını olduğu yere bırakarak yurtlarını terk etmek zorunda bırakılmışlardır. İslami literatürde bu göç olayına Hicret, göç edenlere Muhacir, göç edenlere kucak açan belde sakinlerine de Ensar denir. Hicret, sadece Mekke'den Medine'ye değil, aynı zamanda Habeşistan'a da yapıldı. Bu olay sadece Müslümanlar için değil, tüm dünya için bir dönüm noktası olmuştur. Çocukluğumda (1960lı yıllar), hac ibadeti için yolculuklar karayoluyla yapılırdı. Hacı adayları, zamanın otobüsleriyle sık sık molalar vererek seyahat ederlerdi. Türkiye'den çıkıp da Hicaz'a tek nefeste gidilemez, Kilis ve Hatay'dan sınırı geçenler Şam'da birkaç gün kalır, aktarma yaparak yolculuklarını tamamlarlardı. Hac mevsimlerinde Kilis, otobüslerle dolar, hacılar Kilis'te medfun sahabelerin istirahat mekânlarını ziyaret eder, Suriye'ye geçmeden bir yandan son hazırlıklarını yaparken, bir yandan da gümrük işlemlerini bitirmeye çalışırlardı. Kilis, üç binden fazla şehit sahabeye ev sahipliği yapan önemli bir merkezdir. Bu arada akşamları Kilis halkının büyük bölümü, camilerde konaklayan hacılardan birkaç kişiyi alarak evlerine götürür, imkânları ölçüsünde onlara ikramlarda bulunur, onlarla kaynaşır, ihtiyaçlarını karşılarlardı. Hac mevsiminde, sofralar misafirsiz kalmaz, şehrimize adeta bereket yağardı. Bu olay aynı zamanda büyük bir kültür alışverişine dönerdi. Zaman geçti, Suriye halkı, hepimizin bildiği sebeplerden dolayı, Kilis dahil sınır illerimize sığınmak zorunda kaldılar. Ülkelerindeki üzerlerine yağan mermilerden, kimyasallardan, bombalardan kaçarak, mayın tarlalarındaki tehlikeleri bile göze alarak, kadın ve çocuklarıyla hicret etmek zorunda kaldılar. Kilis'in merkez, ilçe ve köyleri ile toplam 122 bin olan nüfusu, kısa sürede 200 bini geçmiş durumda. 16 milyon olan İstanbul'un nüfusu, kısa sürede 26 milyona çıksa ne olacağını bir düşünün!.. Trafik, belediye hizmetleri, sosyal hayat nasıl bir hale gelir? Kilis'in zaten geçimini zor sağlayan esnafı, fedakârlık yaparak birer Suriyeli çocuğu istihdam ettiler. Fırınlar, kasaplar, sarraflar, mali müşavirler ve diğer hizmet erbabı da aynı şekilde birer Suriyeliyi istihdam ettiler. Bu istihdamlarla, hem çocukların sokaklarda başıboş dolaşmaları önlendi, hem de geçimlerine katkılar sağlandı. Bu arada, birer iş ve en önemlisi de Türkçeyi öğrenmelerine de vesile olunmuş oldu. Geçimlerini sağlayabilmeleri için, zeytin toplama ve üzüm kesme mevsimlerinde, hep Suriyelilere iş verildi. Kilisliler, misafirleriyle evlerini, işlerini, ekmeklerini paylaşıyorlar. Tıpkı ensarın muhacirlere yaptığı gibi. Kilis'in yardımsever halkı, Suriyeli kardeşlerine karşı hizmette adeta destan yazıyor. Siz ey Kilis'in fedakâr halkı! 'Ensar ruhu ile' gerçek bir destan yazarak size yakışanı yaptınız, yapıyorsunuz. Geçmişinize layık olduğunuzu ispatladınız. Var olun, aziz olun, mutlu olun sevgili Kilisliler. Bu ruha layık olmak dileklerimle kalın sağlıkla... |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2013-10-08 | |||
|
|||