Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 14 Ekim 2013
Mustafa EROL
Mustafa EROL kimdir?
Artvin’in Yusufeli ilçesinde 21.03.1965 tarihinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimimi Akyazı, Sakarya’da tamamladı. Ege Üniversitesi, Fen Fakültesi, Fizik Bölümü’nden 1986 yılında mezun oldu. Milli Eğitim Bakanlığı bursu ile İngiltere Lancaster Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktora eğitimini Yoğun Madde Fiziği üzerine yaptı. Dokuz Eylül Üniversitesi, Buca Eğitim Fakültesi’nde 1993 yılında yardımcı doçent, 1995 yılında doçent oldu ve 2001 yılından bu yana profesör olarak çalışmaktadır. Bugüne kadar yaklaşık 70 bilimsel makale ve 3 adet kitap katkısı yayınlamıştır. Ulusal ve Uluslararası kongre ve sempozyumlarda yaklaşık 65 bildiri sunmuştur. Son yıllarda özellikle “Bilinç” ve “Kuantum Fiziği” ilişkisi üzerine çalışmalar yapmaktadır. Türk Fizik Derneği İzmir Şubesi ’nin 2004 yılından beri başkanlığını yürütmektedir. 2009 yılından beri Beşiktaş kongre üyesidir. Web: http://kisi.deu.edu.tr/mustafa.erol https://twitter.com/profmustafaerol
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Öğretmen Yetiştirme Sarmalı...
Günümüzde her meslek elbette ki çok önemlidir ancak öğretmenlik diğerlerinden sanırım hep bir adım önde olacaktır. Zira çağlar boyunca tüm devlet adamları, siyasetçiler, bilim adamları, akademisyenler, sanatçılar, mühendisler, hekimler, işadamları, edebiyatçılar... hep öğretmenler tarafından eğitilmiştir. Öğretmenler toplumlara şekil veren en önemli unsurlardan biridir. Bu nedenle bir toplumun değiştirilmesi amaçlanıyorsa işe en başta öğretmen yetiştirmeden başlanması gerektiği ifade edilir ki bu oldukça yerinde bir düşüncedir. Bu gerçeğin farkında olan toplumlar, öğretmen yetiştirme meselesini her zaman öncelikli konular kategorisine yerleştirmişlerdir. Ülkemiz açısından değerlendirildiğinde öğretmen yetiştirme konusunda muallim mektepleri, köy enstitüleri, öğretmen okulları, yüksek öğretmen okulları, eğitim enstitüleri ve nihayet eğitim fakülteleri gibi pek çok farklı yaklaşım ve uygulama göze çarpmaktadır.

Günümüzde ise öğretmen yetiştirme konusunda ne yazık ki yeniden büyük bir kaos yaşanmaktadır. Zira yasayla Eğitim Fakültelerine verilen öğretmen yetiştirme hakkı bu öğretim yılı itibariyle yeni bir yasal düzenleme yapılmaksızın fiilen Eğitim Fakültelerinin elinden alınmıştır. Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) aldığı oldukça radikal ve tartışmalı bir kararla bu yıl Eğitim Fakültelerinin Fizik, Kimya, Biyoloji, Matematik, Tarih, Edebiyat gibi lise alan öğretmenlik bölümlerini öğrenci alımına kapatmıştır. Ve öğretmen olmak isteyen öğrencileri Fen ve Edebiyat fakültelerinin ilgili bölümlerine yönlendirmiştir. Daha sonra da Fen ve Edebiyat fakültelerinden mezun olan ve öğretmen olmak isteyenlere Formasyon Sertifikası alabilmeleri için Akademik Lisansüstü Eğitim Sınavı (ALES) zorunluluğu getirmiştir. Böylece Fen ve Edebiyat Fakültelerinden mezun olan öğrencilerden küçük bir oranı öğretmenlik hakkını elde edecek ve diğerleri ne yazık ki yine öğretmen olamayacak ve sertifikalı işsizler ordusuna katılacaklardır.

Burada şunu açıklıkla ifade etmek gerekiyor, liselere öğretmen yetiştirme hakkının Eğitim Fakültelerinin elinden alınmasının asıl nedeni Fen ve Edebiyat Fakültelerinin ilgili bölümlerini tercih eden öğrenci sayılarının son 3 yılda nerdeyse %90 oranında düşmüş olmasıdır. Yani operasyon Fen ve Edebiyat Fakültelerini kurtarma operasyonudur, ancak bu yılın rakamları operasyonun başarısız olduğunu göstermiştir, zira öğrenci tercihlerindeki düşme bu yılda devam etmiştir. Fen ve Edebiyat Fakültelerini kurtarmak adına ne yazık ki ülkemizin koskoca bir Eğitim Fakültesi gerçeği göz ardı edilmiştir ve yine hayati bir hata yapılmıştır. Bütün bu gelişmeler aslında ülkemizin ciddi bir Milli Eğitim Politikasının olmadığını göstermektedir.

Peki şimdi ne yapılmalıdır/yapılabilir?

Neler yapılabileceğini ifade etmeden önce bazı paylaşımlarda bulunmak yerinde olacaktır.

1-Öncelikle ülkemizde son yıllarda yıllık atanan örneğin fizik öğretmeni sayısı 50 civarındadır ve buna çok yakın rakamlar diğer alanlar için geçerlidir. Özel okullar ve dershanelerde hesaba katılarak ihtiyaç duyulan yıllık öğretmen sayısı elbette ki belirlenebilir.

2-Ülkemizde çok ciddi bir Eğitim Fakültesi bikrimi ve öğretim üyesi kadrosu mevcuttur.

3-Fen ve Edebiyat Fakültelerinin asıl kuruluş amacı 'bilim adamı' yetiştirmektir. Bu gerçek unutulmamalı ve temel bilimler olmadan ülkelerin teknoloji üretemeyeceği akıldan asla çıkarılmamalıdır.

4-Ülkemizde her ile üniversite ve her üniversiteye Fen ve Edebiyat Fakültelerinin açılmış olması kontenjanları anormal bir şekilde artırmış ve neticede kontenjanların boş kalması sonucu ortaya çıkmıştır.

Verilen bu bilgiler ışığında ve mevcut koşullar altında yapılması gerekenler özetle şöyle ifade edilebilir.

1-Kurulacak olan bir komisyonla Eğitim Fakülteleri değerlendirilmeli ve öğretim üyesi ve fiziki koşulları yeterli olan Eğitim Fakültelerine yeniden öğrenci alma hakkı verilmelidir.

2-Yine kurulacak olan bir komisyon marifetiyle öğretim üyesi ve fiziki koşulları yeterli olan Fen ve Edebiyat Fakültelerine öğrenci alma hakkı verilmeli ve diğerleri zamanla eritilmelidir.

3-Fen ve Edebiyat Fakültelerine girecek olan öğrencilere Temel Bilimleri özendirmek açısından mutlaka bir miktar ‘teşvik bursu' verilmelidir.

4-Fen ve Edebiyat Fakültelerinden mezun olan öğrencilerden ALES sınavı neticesinde sadece belli başarıyı yakalayanlara öğretmen olma hakkı verilmelidir.

Belki çok basit gibi görünen Öğretmen Yetiştirme konusu ne yazık ki yıllar süren yanlış kararlar neticesinde bugünkü kaotik duruma gelmiştir. Ancak bir an önce bu konuda gerekli çalışmalar yapılarak gerekli tedbirler alınmalıdır, aksi halde mevcut problemler giderek büyüyecek ve kaybeden yine bizler olacağız...

Prof. Dr. Mustafa EROL



   
2013-10-08
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları
- İdeolojik Adalet...
- Bir Dünya Düşlüyorum...
- Din Üzerinden Siyaset Yapma...
- İnsan ve Bilimin Sınırları...
- Bilinç Yönetimi, Farkındalık ve Mutluluk...
- Futbol, Siyaset ve Toplumsal Kamplaşma...
- Dindar Nesiller Yetişiyor...
- Eğitim Sistemi Sorunu...
- Mevsimlerden Sonbahar...
- Memleketim Benim...
- Seçim Sistemi Sorunu ve Çözüm Önerisi
- Ülkemizde Üniversite Problemi...