Mustafa EROL
|
|||
![]() Artvin’in Yusufeli ilçesinde 21.03.1965 tarihinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimimi Akyazı, Sakarya’da tamamladı. Ege Üniversitesi, Fen Fakültesi, Fizik Bölümü’nden 1986 yılında mezun oldu. Milli Eğitim Bakanlığı bursu ile İngiltere Lancaster Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktora eğitimini Yoğun Madde Fiziği üzerine yaptı. Dokuz Eylül Üniversitesi, Buca Eğitim Fakültesi’nde 1993 yılında yardımcı doçent, 1995 yılında doçent oldu ve 2001 yılından bu yana profesör olarak çalışmaktadır. Bugüne kadar yaklaşık 70 bilimsel makale ve 3 adet kitap katkısı yayınlamıştır. Ulusal ve Uluslararası kongre ve sempozyumlarda yaklaşık 65 bildiri sunmuştur. Son yıllarda özellikle “Bilinç” ve “Kuantum Fiziği” ilişkisi üzerine çalışmalar yapmaktadır. Türk Fizik Derneği İzmir Şubesi ’nin 2004 yılından beri başkanlığını yürütmektedir. 2009 yılından beri Beşiktaş kongre üyesidir. Web: http://kisi.deu.edu.tr/mustafa.erol https://twitter.com/profmustafaerol Email: [email protected] |
|||
YAZARIN SAYFASI | |||
Tanrı Parçacığı ve 2013 Yılı Nobel Fizik Ödülü | |||
![]() Fizikte maddi evrenin nasıl oluştuğunu tüm bileşenleriyle açıklayan en önemli modellerden biri ‘Standart Model'dir. Standart Model'e göre tahtadan insana, yıldızlardan gezegenlere her şey maddi parçacıklarından meydana geliyor. Bu parçacıklar ise her şeyin olması gerektiği gibi çalışmasını sağlayan ‘Güç Parçacıkları' aracılığıyla yönetiliyor. Standart Model işte Higgs ya da Tanrı Parçacığı olarak bilinen özel bir parçacığın varlığına dayanıyor. Bu parçacık, tüm uzayı kaplayan görünmez bir alandan türüyor. Model'e göre Higgs Parçacığı olmadan hiç bir şey var olamıyor zira Higgs Parçacığı'nın görünmez alanla teması, elektron, proton ve nötron gibi tüm parçacıkların kütle kazanmasına yol açıyor. Englert ve Higgs'in ortaya koyduğu kuram tüm bu süreci teorik olarak açıklıyor. Standart Model tarafından önerilen ve Tanrı parçacığı dışında kalan tüm parçacıklar daha önceden deneysel olarak keşfedilmişti. Ve son olarak Standart model için Higgs ve Englert tarafından önerilen Tanrı Parçacığı geçen yıl Temmuz ayında deneysel olarak Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) tarafından keşfedildi. Bu gelişmenin ardından Nobel ödülünün Higgs ve Englert'te verilmesi zaten bekleniyordu ve pek şaşırtıcı olmadı. Bu keşif sayesinde şimdi yaşadığımız maddi evreni çok daha iyi biliyoruz ve anlıyoruz. Ancak bu keşifle her şey ne yazık ki bitmiş değildir zira evrenin beşte biri görünür madde ile dolu iken beşte dördünü oluşturan karanlık madde konusunda bilgimiz son derece sınırlıdır ve bu alan hala keşfedilmeyi beklemektedir. Bu yıl verilen Nobel Fizik Ödülü bir kez daha bilimsel çalışmaların ne kadar uzun vadeli bir yatırım olduğunu çok net bir şekil ortaya koymuş oldu. Temel bilim araştırmaları işin doğası gereği ne yazık ki hep böyle olmuştur. Yapılan herhangi bir çalışma genellikle çok uzun yıllar sonra insanlığın yolunu aydınlatan çok önemli bir ışık olabilmiştir. Ve ne yazık ki yapıldığı yıllarda çalışmaların önemini anlamak, kavramak ve takdir etmek mümkün olamıyor ki bu bana göre bilim insanlarının çok önemli bir kaybıdır. Tabii bunda bilimsel çalışmaların son derece karmaşık, teknik ve uzmanlık gerektiren konular olmasının etkisi çok büyüktür. Dolayısıyla yaşarken yaptığı çalışmaların ve keşiflerin keyfini sürebilmek bilim adamları için sadece bir hayal konusudur. Ve hemen hemen hiç bir bilim adamı ya da bilimsel çalışma bir siyasetçi, bir pop yıldızı veya bir futbolcu gibi popüler kültürün içinde olamıyor ve tanınamıyor. Oysaki insanlığın gelişmesine, ilerlemesine pozitif değer anlamında asıl katkıyı verenler elbette ki bilim adamlarıdır. Şu anda dünyanın her ülkesinde sayısız üniversitesi, araştırma merkezi ve laboratuarında belki milyonlarca bilim adamı insanlığı bir adım daha ileri götürebilmek için gece gündüz demeden canla başla çalışıyorlar. Ve işte bu bilim insanları sayesinde bilgisayarı, interneti, cep telefonlarını, televizyonları, uçakları, manyetik rezonans cihazını, otomobilleri kullanabiliyoruz. Eğer bu keşifler olmasaydı hala eşeklerle seyahat ediyor, dumanla haberleşiyor ve sürtünme ile ateş yakıyor olacaktık. Zira bilimsel araştırmalar doğada var edilen, değişmeyen, her zaman her yerde aynı olan ve doğayı tam bir şekilde yöneten, şekillendiren yasaları ve ilkeleri bulmaya çalışır ve keşfeder. İyi ki bilim var... İyi ki bilim insanları var ve hayatlarını bilime adıyorlar... Prof. Dr. Mustafa EROL https://twitter/profmustafaerol |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
2013-10-09 | |||
|
|||