Son zamanlarda ülkemizde yaşananlara baktığımızda adeta insanın başı dönüyor.
Yıllardır uyuyan bir devin uyanışı gibi, son 11 yıl içersinde ülkemizin yaşadığı değişim ve dönüşümler karşısında hayrete düşmemek elden değil. Yıllardır yapılmayan şimdi nasıl yapılıyor, bu yapılanlara devrim demek bile eksik kalır. Darbelerin 10 yılda bir yapılmasının rutin hale geldiği ülkemizde Yargıtay'ın darbe suçlarını onama kararıyla ülkemizde yeni bir sayfa açıldı.

  Başbakan  Erdoğan'ın 30 Eylül 2013'te açıkladığı demokratikleşme paketi doğrultusunda 8 Ekim de kamusal alan başörtü yasağının ve okullarda okunan andımızın kaldırılması,9 Ekim'de de Yargıtay'ın Balyoz kararı ile ilgili darbe suçlularının cezalarının onanması Türkiye Cumhuriyeti tarihinin önemli günleri arasına girdi adeta, ayrıca Yargıtay'ın vermiş olduğu Balyoz kararı Ergenekon davası, 28 Şubat davası ve 12 Eylül 1980 darbesini gerçekleştirenlerin devam eden yargılama sürecini de etkileyecektir.
Bu nedenle 8 Ekim ve 9 Ekim, artık yeni bir milat olarak Cumhuriyet Tarihimizdeki yerini almıştır.

Emperyalist ve sömürgeci güçler ülkelerde ki darbe girişimlerini destekleyerek sivil yönetimleri adeta tehdit eder duruma gelmeleri ve iktidarları askerlerle korkutarak kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmelerini istiyorlardı, geçmişte ülkemizde yapıldığı gibi. Darbe heveslileri ve destekçileri artık çok iyi düşünmeleri lazım çünkü işin sonunda yargılanma ve ceza var.
Demokratikleşme paketi ve Yargıtay'ın verdiği Balyoz kararı yaşana bilir bir ülke olma yolunda umutlarımızın artmasına biraz daha katkı sunmuştur.