Bu sayfadaki içerik, Adobe Flash Player'ın daha yeni bir sürümünü gerektiriyor.

Adobe Flash player Edinin


GÜNDEM POLİTİKA DÜNYA EKONOMİ SPOR 10 Kasım 2013
Fevzi GÜNENÇ
Fevzi GÜNENÇ kimdir?
1940 yılının şıra zamanında, 1 Eylül Dünya Barış Gününde Gaziantep’te doğmuşum. Öğretmenlik, metin yazarlığı, tiyatro oyunculuğu, gazetecilik, öykücülük yaptım. Sayısı 50’yi aşan sahne için çocuk oyunu, bir o kadar radyo oyunu, çocuk romanları, yüzlerce çocuk öyküsü, çocuk şiirleri yazdım. İlgi alanım çocuk edebiyatı. Ama toplumsal olaylara da duyarsız kalamadığım için sıklıkla köşe yazıları yazıyorum. Erişkinler için yazdığım edebi yapıtlarım da var. Bu bağlamda 1991 yılında Orhan Kemal Öykü Ödülü birinciliğini kazandım. Ödüller aldım bir yığın... Ulusal bir gazeteden Emekli oldum. İki çocuğum var. Ayıp olur öbürlerini saymazsam: kendileri için yazdıklarım da çocuklarım değil mi? Dünyanın dört bir bucağındaki sarı, kara, beyaz, kızıl derili olan kimileri kurşunlardan, bombalardan, kimileri açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktan ölen düşlerinde bile gülemeyen, daha yaşamanın ne olduğunu anlamadan, ölen çocuklar öldüklerini bile bilemeyen çocuklar benim çocuklarım değil mi?
Email: [email protected]
  YAZARIN SAYFASI
Engellilerin Engeli Engelsizler
Televizyonda bazı programları izle(me)meyi marifet sayanlar çoktur. Neden saklayayım, ben fırsat buldukça her konudaki programı izlerim. Yarışmaların da, komedi dizilerinin de, peşini bırakmam kolay kolay.

İnsanın her şeyden öğreneceği bir şey vardır.

Geçenlerde TRT 1'deki 'Aileler Yarışıyor' programını izliyordum. Yarışmacılar iki gurup görmeyenlerden oluşmuştu.

Görmeyenlerin görmeyişlerini önemsemeyişlerine bayılırım.

Nasıl ki, Karadenizliler Temel Fıkralarına alınmaz, 'Sizin fıkra diye güldüğünüz şeyler bizim günlük yaşamımızdan enstantanelerdir' deyip geçerlerse, görmeyenler de görmeyişlerini tiye bile alırlar.

Kaç kez tanık olmuşumdur, iki kör arkadaş çarpıştığında Biri öbürüne 'Kör müsün?' diye takılır. Öbürü ise 'Evet körüm, yoksa sen gören kör müsün?' diyerek arkadaşıyla dalga geçer.

Aslında bu dalga geçiş görenlere bir göndermedir.

Aileler Yarışıyor'da söz körlükten açıldı. Yarışmacılar görmeyi şöyle birkaç sözle özetlediler:

'Göz görmez, beyin görür...'

 'Göz görmez, kulak görür.'

'Göz görmez, parmak uçları görür.'

En önemli vurgulama ise 'Engellilerin engeli engelsizlerdir' sözü oldu.

Bu bir gerçektir. Kaç kez gözümün gördüğünü sandığım halde, engelsizlerin açtığı çukura ben de düşmüşümdür.

Yeni Türk şiirinin Nazım Hikmetten sonra en büyük öncüsü olan canım Orhan Veli de bir engelsizin eştiği çukura düşerek yaşamını yitirmemiş midir?

Böyle çukurları biz 'gördüğünü sananlar' göremeyiz ama görmeyenler böyle şeyleri bir yanından iyi kötü sezerler. Yine de o çukurlar engelsizlerin engelliler için hazırladığı tuzaktan başka bir şey değildir, desek yeridir.

Kimi yerlerde yüksek kaldırımların önünde korkuluk, tırabzan gibi şey yoktur. Gecenin karanlığında görenlerin bile düştüğü bu tuzağa görmeyenler düşmez mi?

Telefon, su, doğalgaz, internet vb. için çukurlar eşeriz, kolay kolay kapatmayız.

Kaldırıma bir demir çakmış aklı evvel engelsizin biri. Aklınca evine girenler bu demire ayaklarını dilecekler da evi çamur olmayacak... Böyle bir engele gecenin karanlığında kaç engelsizin ayağının takılmasıyla düştüğünü gördüm.

Orada böyle bir tehlike olduğunu canım engelsizim nereden tahmin edebilir ki?

Ve daha niceleri... Bütün bunlar engelsizlerin engellilere engeli değil mi?

Eğer engelsizlerin engellilere engelleri olmasa, onlar en az görenler kadar rahat yaşayacaklar. Bunu bir zamanlar bütün Gazianteplilerin tanıdığı bir Körler Okulu Öğretmeni kanıtlamıştı.

Hüdaverdi Gaffaroğlu isimli görmeyen dostumuz, sınavları kazanır, üniversiteye girmek ister. Rektör onu almaya yanaşmaz. 'Sen körsün, okuyamazsın,' der.

Hüdaverdi o zaman Rektöre bir öneride bulunur: 'Buyur, birlikte aynı anda tıraş olalım,' der. 'Bakalım kim daha kusursuz tıraş olabilecek?' Bu sözü ona üniversite kapılarını aralayacaktır.

Engelsiz olduğumuzu sanan bizler, lütfen engellilere engel olmamak için özen gösterelim.

SUYA DAMLALAR/FEVZİ GÜNENÇ      


   
2013-10-12
YORUM YAP
Yorumlarınız onaylandıktan sonra yayına verilecektir. Uygun görülmeyen yorumlarınız yayınlanmayacaktır. Yasal zorunluluk olarak yorum yapan ziyaretçilerimizin IP bilgileri kayıt altına alınacaktır. Teşekkürler...

  Bu yazıya ilk yorumu yapmak ister misiniz?



yazarın diğer yazıları
- Çocuk Kardeşlerime Çağrı
- AKP'nin ağababaları baldır bacak görüyor
- Ne güzel uymuş…
- Ahmet Kaya'yı özlerken...
- 29 Ekim'de Gazeteler
- 'Cumhuriyeti ilan ediyoruz!'
- Ne Vicdansız Kuşlar Var Be Dünyada
- On numara büyük gelir bize bu kitaplıklar
- Seni çok özledik…